MERVE AGAR - TEBESSÜM İLE

Sevdiğinize çiçek almayın. Bir kağıda "gülümse" yazın ve gülümseyin mesela. İnanın bana daha derin bir etki yaratacaksınız.

MERVE AGAR - TEBESSÜM İLE
06 Mart 2016 - 13:13 - Güncelleme: 06 Mart 2016 - 21:09

                                                        TEBESSÜM İLE

 

   Yaşamak için yaşamaktayız hayatı. Mecburmuşuz gibi. Siyahtan başka renk kalmamış da, karanlığa mahkummuşuz gibi.

   Fakat öyle değil. Yaşamak bu değil. Çağırarak yaşayın hayatı. Güzellikleri, çocuklukları, hoş sohbet dostları çağırarak yaşayın. Gecenin karanlık giymiş taraflarına pek yaklaşmadan yakalayın yıldızları. Yaz aylarında dışarıda yürürken bahardan kalma kokular sinsin yüzünüze. Sabahları gardırobun karşısında ne giysem diye düşünürken bir tebessüm giymeye karar verin. O gülücük öyle bir yakışsın ki yüzünüze, insanlar  ‘’Gülümsemeni nereden aldın?’’ Diye sorsunlar size. Gülümsemenizi sağlayan insanlar için harcayın gülücüklerinizi. Hak edenleri mahrum etmeyin bol neşeli kahkahalarınızdan. Öylesine çocukça gülümseyin ki içinizdeki çocuk hayat bulsun yeniden. Kimin, ne diyeceğini umursamadan, gözlerinizde korkak acabalar olmadan. Cesur kahkahalar savurun hayata. Öyle içten gülün ki, dostlarınızın bayramı olsun sevinciniz. Unutmayın. Her gülümseme bir tabudur insan hayatında. Her gülümseme bir tabuyu da yıkar aynı zamanda.

    Sevdiğinize çiçek almayın. Bir kağıda "gülümse" yazın ve gülümseyin mesela. İnanın bana daha derin bir etki yaratacaksınız. Banyonuzdaki aynaya, buzdolabının kapağına, televizyon kumandasının arkasına, arabanızın torpido gözüne üzerinde "gülümse" yazan küçük kağıtlar yapıştırın. Hatta telefonunuza "gülümse alarmı" kurun. Çünkü unutuyoruz dostlarım. Gülümsemeyi, mutlu olmayı unutuyoruz. Kendimizi bu tempoya o kadar kaptırıyoruz ki, yaşadığımız hayattan tat almaya vakit bulamıyoruz.

  Akıllı telefonlarımızı, bilgisayarlarımızı şarj ettiğimiz kadar kendimizi şarj etmiyoruz. Zaten bu yüzden bu kadar çabuk yoruluyoruz. Çabucak sıkılıveriyoruz hayattan. Ömür denen şeyi gülmeden, güldürmeden geçiriyoruz. Halbuki bir tebessüm devadır her derde. Canınız ne kadar yanarsa yansın, karşınızda biri gülerken yeterince hissedemezsiniz acıyı.

  Demem o ki; hüznün bir selamıyla yıkılıp devrilmeyin. Hiçbir şey için koca koca dağlar devrilmesin içinizde. Tebessüm edin gönlü güzel insanlara. Sözleri karanlık insanlar yüzünden kapatmayın kalbinizin kapılarını diğer güzelliklere. Hayallerinize hayat verin bir yudum tebessümle. Tüm sahip olduğumuz, yaşanması gereken kısacık bir ömür sadece. Bu ömrü güzelleştiren şey, ömrümüze ömür katan şey sevdiğimizin bir tek gülüşü değil midir? O bir gülüş için delmedi mi Ferhat dağları? Bir tek tebessümünü Züleyha'dan esirgediği için düşmedi mi zindanlara Yusuf? Yüreğinizin bir gülümsemeye ne kadar ihtiyacı olduğunu bilseydiniz, kalbiniz çatlayana kadar gülerdiniz. Ölülerin bile yüzlerinde bir gülümseme, bir tebessüm gördüğümüzde buna " en güzel, en acısız ölümlerden biri" diye teşhis koyuyoruz. Bir ölünün kansız suratına bile yakışıyorsa gülmek, kim bilir bir hayata, sizin hayatınıza ne kadar yakışacaktır. Tebessümden mahrum yaşamayın hayatı. O hayatın kapkara bir zindandan farkı yoktur. Ve gülmek için illa bir sebep beklemeyin. Bilemezsiniz ki bir gülücüğün altında sizi mutlu edecek koca bir sebep vardır. Haydi küçük ama samimi bir gülücük yerleştirin yüzünüze. Benim hatırıma. Tebessümle kalın dostlarım...

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum