Hacer Görhan: SOKAK CİNAYETLERİ-3

Mete konuşmasını bitirdikten sonra annesinin cesedinin yanındaki koltuğa oturdu.

Hacer Görhan: SOKAK CİNAYETLERİ-3
29 Mart 2013 - 11:10

  Mete konuşmasını bitirdikten sonra annesinin cesedinin yanındaki koltuğa oturdu. Derin bir iç çekişten sonra;

“Yaşadıklarım hiç kolay değil, beni anlıyor musun? Çok yoruldum. Tükendim. Hayatta tek tutunacağım kişiyi de kaybettim. Hayatım mahvoldu.”

    Serkan durumu açıklamak için Mete’ ye yaklaştı fakat sonra vazgeçip bulunduğu yere döndü. Boğazını temizleyip;

 “Aslında orası biraz karışık… Yapılan incelemelerde eve giren kimsenin olmadığını ve bunun bir intihar olabileceğini düşünüyoruz. Ama her şey daha kesinleşmedi.

Sadece eve geldiğimizde kapı zorlanmamış ve içerde annenin bıraktığı izlerden başka bir ize rastlanılmadı. Yani büyük bir ihtimalle bu işi annen yapmış.”

   Mete duydukları karşısında hayrete düşmüştü. Bir şeyler söyleyecekti fakat dili tutulmuştu. Annesine baktığında gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Serkan’ın konuşması bittikten sonra etrafta oluşan sessizliği Serkan’ın çağırmasıyla hızla evden çıkıp gelen psikiyatr Gözde Çınar bozdu. Gözde beyaz tenli, omuzlarına dökülen düz saçları ve hoş fiziği Mete’nin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Serkan ile tokalaştıktan sonra Mete’ ye yaklaştı ve Mete’yi etkileyen tatlı sesiyle elini uzatıp; “Ben Gözde. Sanırım sende Mete olmalısın” dedi ve gülümsedi. Mete utangaç tavrıyla elini uzatıp sadece “Evet” dedi ve hemen elini çekti. Gözde sevimli tavrını hiç bozmadan,”Benden çekinme Mete. Buraya seninle sohbet etmek için geldim. Biraz konuşmak sana çok iyi gelecek. Bana her şeyi anlatabilirsin. Güven bana.” Mete Gözde’nin bu sempatik ve içten konuşmasından çok etkilenmişti. Gözde’ye karşı koyamıyordu. Aslında koymak istemiyordu. Biraz konuşmak ve buradan uzaklaşmak iyi gelebilirdi. Gözde de bu durumu anlamış olmalı ki içten tavrını hiç bozmadan;

“Biraz çıkıp hava alalım, belki de bir yerlerde oturup bir şeyler içeriz,” dediğinde Mete önce yerde yatan annesinin cesedini sonra da Gözde’ye baktı ve başıyla onayladı. Gözde’de Serkan’a bakıp, ”Bunun sizin için bir sorun yaratmaz değil mi?” diye sordu. Serkan’da “Bence de böylesi daha iyi olur. Hem cesedi almaya geldiklerinde sorun çıkarmaz,”

    Gözde ve Mete bahçe kapısından çıktılar ve arabaya bindiler. Gözde yol boyunca Mete ile konuşmaya çalıştı fakat Mete başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı ve Gözde’ye herhangi bir cevap vermedi. Sonra bir ara gözlerini açıp yol kenarındaki ağaçlara baktığında gördüğü şey karşısında Gözde’ye hemen arabayı durdurması gerektiğini söyledi. Gözde bu durum karşısında ne yapacağını bilemedi ve aniden frene bastı. Araba durur durmaz Mete hemen arabadan inip ormana doğru koşmaya başladı. Gözde de arabadan indi. Mete’nin ne yapmaya çalıştığına bir anlam veremedi ama peşinden gitmenin doğru olduğunu düşündü ve arabanın kapısını kapattıktan sonra Mete’nin peşinden ormana doğru koşmaya başladı.

   Mete bir süre sonra yavaşladı. Yoruldu ama pes etmezdi. Çünkü eğer ormanda gördüğü şey doğruysa annesine kavuşmasına az kalmıştı. Biraz daha ilerledikten sonra etrafta hiç kimsenin olmadığına inanıp geri dönmeye karar verdi. Bu sırada Gözde ormanın içinde kaybolur. Geldiği yolu bir türlü bulamaz. Sonra birden ormanın derinliklerinde bulunan ve kendisine doğru yaklaşan adam dikkatini çekti. Onun Mete olduğunu düşünüp seslenecektir ki görmüş olduğu adamın Mete olmadığını anladığı anda panik yapıp kaçmaya başladı. Adam Gözde’ye durması gerektiğini söyledi fakat Gözde kaçmaya devam etti. Tam kurtulduğunu sandığı anda adam Gözde’nin saçlarından tutup yere attı. Elindeki cismi Gözde’nin kafasına geçirdi. Ormanı birden bir çığlık kapladı ve ardından koskocaman orman ölüm sessizliğine gömüldü.

Hacer Görhan

www.tarihistan.org sitesi için yazılmıştır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum