Gürcan Bilgiç: Alman disiplini İspanyol aklı Türk cesareti

Henüz 39 yaşındaki futbolun 'Melez' adamı, saha kenarında 3 farklı kültürden aldığı güçle duruyor;

Gürcan Bilgiç: Alman disiplini İspanyol aklı Türk cesareti
22 Şubat 2014 - 12:44

Bir anda Bundesliga'nın köklü takımlarından Hannover 96'nın teknik direktörü olarak çıktı karşımıza Tayfun Korkut... Hepimizin "Nasıl oldu?" diye birbirimize bakarak sorduğu soruya, ilk antrenmanını seyretmeye gelen 7 bin taraftar cevap verdi. Onlar, bizim değerimizi, bizden iyi biliyordu. Alman meslektaşlarımızla konuştuğumuzda, Tayfun Korkut'u bize daha iyi anlatıyorlar, "40'ın üstünde milli olmuş, Almanya, Türkiye ve İspanya'da futbol oynamış, milli takımlarda çalışmış bir teknik adam. Hannover'ın kendi yetiştirdiklerinin çok önünde." Kendisi de kabul ediyor; karşımızda "melez" bir futbol adamı var. 3 ülkenin yaşam tarzını ve futbol kültürünü içselleştirmiş, bunlardan kendine dersler çıkarmış ve ideali yakalamanın peşine düşmüş… Teknik adamlık karakterinde de bu vurguyu yapıyor zaten; Alman disiplini, İspanyol aklı, Türk kalbi... "Tayfun Hoca"ya dilimiz alışamadı ona hitap ederken… Ama yüzde 100'ünü takımına ve hazırlıklarına vermiş, idealist bir teknik adam bulduk karşımızda. Başladık konuşmaya… 
-Kriz yaşayan bir takımla kolları sıvamak. Risk değil mi? 
Kendimden emin olmasam, zaten kabul etmezdim. Buraya gelirken çok önemli kulüplerde ve altyapılarda ve sonunda Türk Milli Takımı'nda görev aldım. Önemli teknik adamlar ile çalıştım. Hannover benim için en uygun ortamı sağlayan kulüp. Menajerim Harun Arslan, bu teklifle geldiğinde dönüm noktasında olduğumu anladım ve kabul ettim. 

Tayfun Korkut'lu Hannover ligde Wolfsburg ve M'Gladbach'ı 3-1'lik skorlarla yenerken Schalke ve Mainz'a 2-0 mağlup oldu. Yarın rakip, ligde 45 maçtır yenilmeyen Bundesliga lideri Bayern Münih. Korkut takımına güveniyor: İşimiz kolay olmayacak ama sahada savaşacağız

DOSTLAR DAYANIŞMASI
Bundesliga'da 24 puanı olan Hannover yarın liderlik koltuğunda oturan Bayern Münih ile karşılaşacak. Bu önemli sınavda yanında Abdullah Avcı da var. Milli Takımda omuz omuza çalışan ikili, Tayfun Hoca'nın zorlu sınavında yine yan yanalar. Avcı'ya "Tüyo verdiniz mi?" diye sorduğumuzda, "Hayır, aldım" diye neşeli konuştu. Tayfun'un bakış açısının, değerlendirme yeteneğinin çok üst düzeyde olduğunun altını çizen Abdullah Hoca, "Antrenmanlarını seyrettim. Tüm oyuncuları ağzının içine bakıyor. Bu etkiyi yaratmak çok önemli. Tayfun yolun büyük bölümünü aştı" dedi. 

F.BAHÇE MAÇIYLA BENİ KABUL ETTİLER
 39 yaşındasın. Takım üstündeki etkin de sorun oldu mu?
Biz de o yollardan geçtik. Hocayı tartar oyuncu. Eğer söyledikleri, anlattıkları, sahada gerçekleşiyorsa, inanır ve saygı duyar. Bizim birbirimiz için bu kararı verdiğimiz maç Fenerbahçe ile oynadığımız hazırlık karşılaşmasıydı. Oyuncularıma rakibi anlattım, taktiği hazırladım ve 60 dakika mükemmel oynadık. Fenerbahçe çok iyi ve kaliteli bir takım. Hannover oyuncuları çekindikleri bir rakiple baş ettiklerini gördüler ve beraber yürümeye başladık
 Üç ülkenin kombinasyonu gibisin… Almanya, Türkiye ve İspanya…
Mantaliteler çok farklı. Bu nedenle test etme şansım oldu. Teknik adam olarak problemleri çözme yeteneğimde bu benim en büyük avantajım. Hemen her ülkeden takım arkadaşım oldu. Onların kafasından neler geçiyor, nelerden etkileniyorlar, ne istersem yaparlar veya yapamazlar çok iyi biliyorum. Aynı şekilde çalışma şartlarımda da, bir sonraki rakibi incelerken veya maç sırasında da bu tecrübelerim çok işime yarıyor. Normalde kimsenin vermeyeceği kararları çekinmeden alabiliyorum, çünkü daha önce yaşadım ve işe yaradıklarını gördüm. Alman disiplini, İspanyollar'ın aklı-yaratıcılığı ve kendi ülkemin cesareti ve kalbi ile saha kenarında duruyorum, kendimi yorumluyorum. 
 Buradaki görevin Türk-Alman ilişkileri ile ilgili sana bir misyon yükledi mi? 
Öyle hissetmiyorum ama sokağa çıktımda, insanlarla konuştuğumda bu duygu yoğun şekilde var. Beni bu takımın başına inandıkları için getirdiler. Hannover'i yeniden kurgulamam, tehlike hattından uzaklaştırmam için güvendiler. Oturduk konuştuk ve fikirlerimi duyduklarında güvenleri arttı. Başarılı olmam sadece beni değil, buradaki tüm gurbetçileri de mutlu ediyor. Bu da işin başka bir yönü. 

3 HOCADAN ÖĞRENDİĞİMİ HİÇBİR OKUL ÖĞRETEMEZ
 Seni etkileyen hocaların oldu mu? 
Parreira, Löw ve Del Bosque… Bu üç teknik adamdan çok şey öğrendim. Parreira müthiş bir taktisyendi. O'nun felsefesine çok inandım. Joachim Löw oyuncularla çok iyi iletişim kuran, onlardan istediğini alan ve güvenilen bir hocaydı. Del Basque ise yöneticilik yetenekleri, insan ilişkileri açısından müthiş bir hocaydı. Bunlar hiçbir okulda öğrenemeyeceğiniz tecrübeler."

sabah gaz.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum