EY NEYLERİN NEYZEN'İ MEVLANA / ESMA KAVAK

Olgunlaşan bir filiz’in sana feryâdı var. Gel diyorum ey efendim bul beni de kendin gibi. Ney gibi üfle kalbime, ses değil. Alev çıksın bağrımdan, yanan yüreğim değil, ruhum olsun.

EY NEYLERİN NEYZEN'İ MEVLANA / ESMA KAVAK
00 0000 - 00:00 - Güncelleme: 06 Mayıs 2020 - 01:58

EY NEYLERİN NEYZEN’İ MEVLANA

Olgunlaşan bir filiz’in sana feryâdı var. Gel diyorum ey efendim bul beni de kendin gibi. Ney gibi üfle kalbime, ses değil. Alev çıksın bağrımdan, yanan yüreğim değil, ruhum olsun. Paklansın, öyle boyun eğsin yere alnım. Arz’dan Arş’a bulsun dönerken seni divane gönlüm  . Arar bir mecnun gibi, el açarak Rabbine, istesin seni gönlüm, yetiş!  Dercesine.

Yetiş! Yıl oldu 2011, medeniyet hayâsını kaybetmiş, başıboş savrulan tek dişli bir canavar oluvermiş. Yetiş! Anasından doğan bebek, ak süt’ü şüpheyle içer olmuş. Yetiş! Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol sözün, ‘’ ya göründüğün gibi ol, ya da gözüme görünme ‘’ diye algılanır olmuş.  Yetiş! Dost ayağa basarak, ağzındaki lokmayı kapar olmuş. Yetiş! Ne olursun tez yetiş!

Gel diyorum demesine ama bekleme eskisi gibi. Şimdi bu diyarlarda moda var. Cehennemden bir oda var. Medeniyetin tasması, kefenin pilesi var. Gel diyorum demesine ama şaşma! Şimdi buralarda yiğitler de arama. Buraların yiğidi hırsız, hançeri silah olmuş. Mazlumun karnı aç, bakarken doyar olmuş. Bir umuttur senle var olmayı bekleriz, seni anlayabilmeyi ümit ederiz. Seni bekler, geleceğin günü gözleriz.  Çünkü sen gelmezsen eğer bizlere bir kandil olup aydınlatmazsan hayatımızı, karanlığa zincirli, solmaya mahkûm oluruz elbet.  Doğ yine güneş gibi. Aç yine semalara kadar uzanan kollarını. Sar bizleri, dost dediklerini, dostum diyebildiklerini.

Ben dost ne demek bilmem senin kadar ama dost’u dost edinen seni bilirim. O yüzdendir ki seni arar bir mecnun olmuşum. Seni yollarda değil, dillerde bulmuşum.  Dost’unu dost edinip sana varmaya çalıştım. Ama ne kazık ki ‘’ben, sen’im ‘’ diyene rastlayamadım. Anlayamıyorum, madem ‘’ben, sen’im ‘’ diyemiyorlar, peki neden dost’unum diyorlar ki? Sen, senle olana mı dost derdin? Yoksa senden olana mı?  Sen’i sen olduğun için seveni mi dost bildin, yoksa benliğini bir kenara atıp ‘’sen’im ‘’ diyebildiği için mi? Sen iyi halinde de dost oldun herkese, kötü halinde de.

Aslında sen Allah dostuydun, haktan aldığını kul’un kulağına değil, ruhuna duyurdun.  O yüzden herkes dost bildi seni kendine ama dostluğun manasını bilemedi… Peki, ya biz ne yapalım? Bana değil, ‘’sen’im’’ diyen bir dost ‘’sensin’’ diyeni bile bulamadım. Sen hak aşığıydın ondan sen olabildin. Ya ben de birilerinin ‘’sen’i ‘’ olacağım. Ya da virane olup kalacağım. Onun için Arafatta’yım onun için arayışta. Yetiş! Ya hazret’i Mevlana’m…   

ESMA KAVAK

16/12/2011

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum