EVET... HAYIR... / Fevzi Erden

EVET... HAYIR... / Fevzi Erden
04 Mayıs 2020 - 16:27

EVET... HAYIR...

Bana ölümü anlatabilir misiniz?

Nefesin kesilme anını, gözlerin kararmasını, kalbin durmasını veya  yaşarken hunharca kullandığın bedeninin buz gibi kesilmesini anlatabilir misiniz?

Hayır...

Bana çocuğunuzun doğumunu anlatabilir misiniz?

İlk nefes almasını, çapaklı gözlerinin ilk açılma anını,  popoya vurulan ilk şaplak ve ağlama sesini anlatabilir misiniz?

Evet...

Yaşadığın her anın, aldığınız her kararın dile dökümüdür bu iki kelime. İnsanın mutlu bir şekilde evlenmesine yada anlaşmazlığa düşünce sabredilmeden boşanılmasına sebebtir bu iki kelime.

Evet kelimesi  olmasaydı görücü üsülü ile evlenen annemiz, mutfağa gelip düşüncesini soran babasına evet demeyecekti ve bazılarımızın yaşamı başlamayacaktı.

Annemiz, babamızdan önce gelen adama hayır diyebildiği için, sevdiğimiz adam  bizim babamız oldu.

 Yani bir anlamda yaşamımız, çevremizdeki insanlar hep bu iki kelime sayesinde  oluştu.  Birileri hayır kelimesini fazla kullanamadığı için insanlar tarafından sürekli kullanıldığını düşündü.

Kimileri ise; düşünmeden evet kelimesini çok kullandığı için sonunu göremediği bir çok olay ile ile karşılaştı.

Evet ile hayır kelimesinin yeterli olduğu bir dünya düşünün. İnsanlar az konuşuyor.Olumlu düşünüyorlarsa evet, değilse hayır diyorlar. Sizce de çok güzel olmazmıydı?

Bence olurdu...

Yıllar önce TRT ekranlarında Erkan Yolaç'ın sunduğu ve bu iki kelimeyi kullananın yanıldığı yarışmayı hatırlıyor ve yarışma formatının tersi olsa diye düşünmeden edemiyorum. Diğer bir anlamda kendimi sorgulamaya başlıyorum.

Son zamanlarda sürekli bir şey anlattığımı hissediyorum.

Niye?

Sürekli insanlara bir şeyi inandırmaya çalışıyorum.

Niye?

 İnsanları anlamaya ve anlattıkları ile ilgili yaşamıma yön vermeye çalışıyorum.

Niye?

Sürekli bir anlam karmaşası ile mücadele ediyorum.

Niye?

Bir haber ajansı gibi, kendime sürekli gümdem oluşturuyorum.

Niye?

Yukarıda dile getirdiğim soruları bana karşı cevaplamaya çalışmayın. Ben o soruları kendimden yola çıkarak sizler için dile getirdim. Bir anlamda bu soruları,  evet yada hayır kelimesini kullanarak cevaplamanın  bu yaşamı daha sade ve güzel bir hale getireceğini düşündüm. Bu iki kelime uğruna, yalın ve sade bir yaşam için hepimiz mücadele etmeliyiz.

Mücadele derken, hemen çalıştığınız işi bırakıp bir köye gitmeyin. Anlamadığınız halde bir şeyler yetiştirmeye çalışmayın. Tüm bunları yapıyor gibi gözüküp, fotoğraf çekip sosyal medyaya huzur ve mutluluk sloganlarıyla yüklemeyin. Emin olun siz  ne mutlusunuz ne de huzurlu...

Sizi mutlu veya huzurlu hissettiren, oradaki sessizlik ve havanın güzelliği değil hayatınızda kısa da olsa yaşadığınız farklılık.

 Köyde yaşayan bir insanı kısa süreliğine şehre getirin,  yoğun çalışan bir şirkette işe yerleştirin, o da İstanbul'da mutlu olur. Köye gidince de şehirde yaşamın çok rahat ve her şeyin elinizin altında olduğunu çevresine anlatır. Tıpkı sizin şehre dönüp çevrenizdekilere köy hayatını huzur ve mutluluk sloganıyla  anlatacağınız gibi.

Yalan... Yalan... Yalan...

Siz siz olun, sizin olmayan hayata özenmeyin. Özenme duygusu yaşamınız boyunca yaptığınız hataların sonu olmayan başlangıcıdır. Sade olun. Az konuşun. Evet ile hayır kelimesini düşünün.

Sonsuz olmayanın, mutluluk hayaliyle yaşaması ve tüm yaşamı para kariyer gibi oluşumları düşünerek kalp kırması veya kendine sürekli eziyet etmesi ne kadar doğru bilmiyorum.

Sosyal medyada fakir çoçukları paylaşan kadınların, evinde derindondurucu olması ne kadar doğru bilmiyorum.

Bildiğim tek bir şey var; içinde bulunduğumuz durum sebebiyle, dünyanın bizden tiksindiği ve çeşitli hastalıklar ile bizi bünyesinden attığıdır.

Not: Bu yazıyı yazdıktan sonra evde bulunan kullanmadığımız eşyaları birine vermek için eşimle görüşmelere başladım...

Beni anlayacağını umuyorum...

Tüm bu söylenenleri bilip, kabul edip, hayatına hiç bir şey olmamış gibi devam eden insanlarla ilgili yazı yazdığım için de kendimdende utanıyorum.

Bu yazıyı okuduğun için kendini iyi hissediyor musun?

EVET...

Bu yazıyı okuduktan sonra hayatını ve yaşamını değiştirdin mi?

HAYIR...

Fevzi Erden

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum