ESAT BOZAY: Cavit Çağlar ve Nesim Malki Cinayetleri

Yakın geçmişimizde dönem içinde önemli konumlarda bulunup gündemde uzun süre kalmış şahısları ve faili meçhul cinayetleri bir nebze olsun hatırlayalım ve yakın tarihimize kayıtsız kalmayalım.

ESAT BOZAY: Cavit Çağlar ve Nesim Malki Cinayetleri
23 Eylül 2014 - 13:44

Cavit Çağlar kimdir?

Cavit Çağlar, 1944 yılında Yunanistan Gümülcine'de fakir bir ailenin oğlu olarak doğmuştur. Ailesi 1946 yılında Türkiye'ye göç etti ve Manisa Akhisar'a yerleşti. Babası 1961 yılında veremden öldü. Para kazanmak için benzincide çalışıp, araba camı sildi. Liseyi bitirdikten sonra 1963 yılında ailesi ile İstanbul'a taşındı. Mahmutpaşa'da tezgahtarlık yaparak işe başladı. Dönemin zengin Musevi tüccarlarından tekstil mesleğini öğrendiğini ve Sultanhamam üniversitesinden mezun olduğunu söylemiştir fakat Aksiyon dergisinin Sultanhamam ile ilgili bir yazısında İstanbul'da kaldığı iki üç sene içinde İrfaniye Çarşısında astar sattığı belirtilmiştir.

Babasından kalan 16,00 lira ile 1967 yılında bir arkadaşı ile Bursa'da Uygun İpek isimli bir firma kurdu. Hemen ardından Yapı Kredi bankasından 75 bin liralık ilk kredisini alarak işini geliştirdi. 1967 yılının ortasında askere gitti ve askerliğini Ankara'da yaptı.

1968 senesinde Adalet Partisi Gençlik Kolları'na katılmıştır. 1970 senesinde 24 yaşında Nursal Hanım ile evlenip dayısı Şükrü Şankaya ile ortak olup kumaş ticaretine başlamıştır. Dayısı Şükrü Şankaya 1973-1974 sezonunda Bursaspor Kulübü başkanlığı görevini üstlenmiştir. Çağlar'ın kendi deyimiyle yükselişe geçtiği dönem 1977-1980 Ecevit dönemidir, o dönem için, ''Bana enflasyon zengini diyebilirsiniz'' demiştir.

Dayısıyla birlikte Nergis Tekstil isimli şirketi 1979'da kurdu. 1983 yılında Yeşim Tekstil'i kurdular. 1980'li yılların sonuna gelindiğinde 30 şirket ve 16 binin üzerinde çalışanı olan Nergis Holding'in patronuydu. 1981 senesinde Bursaspor başkanı olunca halk tarafından tanındı.

Eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, Cavit Çağlar'ı 1980 sonrasında siyaset yasağı altında bulunduğu bir dönemde Süleyman Demirel ile tanıştırır. Bu dönemde Cavit Çağlar'ın iddiasına göre Demirel'in işsiz kalan arkadaşlarına; sekiz bakana; fabrikalarında iş vermiştir. Özal'ın Cavit Çağlar'a 1982'de siyasete katılma ve parti kurma teklifi götürdüğü iddia edilmiştir. Ama Demirel onun siyaset dünyasına girmesini sağlamıştır ve sonraları manevi oğlu olarak anılmaya başlanmıştır.
1987'de Bursa'dan DYP milletvekili seçildi fakat ANAP iktidarı döneminde sıkıntı yaşamıştır.

Güneş Taner'in ekonomiden sorumlu olduğu 80'ler döneminde Cavit Çağlar'ın şirketlerinin Ziraat Bankası'na olan kredi borcu büyümüştü. 1987 yılında 16 milyar 552 milyon lira olan Aksoylar ve Nergis şirketlerinin borçları takibat sonucunda 1989 yılında 75 milyar 138 milyon liraya çıkmıştı. Borç tutarı, bankanın uyguladığı birleşik faiz sonucunda 31 Aralık 1991 tarihinde 242 milyar 795 milyon liraya yükselmişti. 25 Şubat 1988 tarihinde Coşkun Ulusoy'un yönettiği Ziraat Bankası'na bir geri ödeme planı ile başvuran Cavit Çağlar reddedilmişti. 1991 senesine kadar Ziraat Bankası tarafından Çağlar ve şirketleri üzerine 50 adet ipotek ve haciz koyduruldu. Toplam 11 bankaya borcu olan Çağlar'ın ANAP iktidarı döneminde Ziraat Bankası ve Vakıfbank'a 100 milyar lira kredi borcu vardı. Bu dönemin Devlet Bakanı olan Güneş Taner 1989 senesinde kendisi için  gazetelere ''istersem 24 saatte işini bitiririm'' demiştir. Cavit Çağlar 1988'de Demirel'e danıştıktan sonra Özal'a iş hayatındaki sıkıntılarını anlattığını ve Özal'ın ANAP'a katılmasını istediğini iddia etmiştir. Cavit Çağlar 20 Ekim 1991 seçimlerini takiben DYP iktidara geçince Hazine'den ve Ziraat Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı olmuştur.

''Demirel'in kara gün dostuyum, servetim ona feda olsun'' diyen Cavit Çağlar 20 Ekim 1991 seçimlerini takiben kurulan hükümette Demirel tarafından bakan yapılmıştır. 1991-1992 yıllarında Cavit Çağlar Hazine'den  ve Ziraat Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapmıştır. Demirel, Bakanlar Kurulu toplantısında koalisyon ortağı Erdal İnönü'yü soluna oturturken, sağına da Cavit Çağlar'ı oturtmuştu.

Çağlar'ın Ziraat Bankası2na 399 milyar liralık borcunu 176 milyar liraya indirdiği iddialarının sonunda Adnan Kahveci ''Kamu bankalarının Cavit Çağlar'a teslim edilmesi, ciğerin kediye emanetinin belgesidir'' demiştir.

Coşkun Ulusoy'un başkanlığındaki Ziraat Bankası ile anlaşarak 242 milyar liranın üzerinde olan borcunu 169 milyar olarak hesaplayarak geri ödeme planı oluşturmuştur. Kredi borcu yıllık yüzde 50 basit faizli olarak 5 sene ertelenmiştir. Devlet tahvil faizlerinin yüzde 85-90 (yıllık birleşik faiz yüzde 116-125) olduğu bu dönemlerde yıllık yüzde 50 ve basit faiz uygulaması ile Cavit Çağlar'ın 5 yılda en az 125 milyar lira sağladığı iddia edilmiştir. Bu tarihe kadar Türkiye'de zora düşmüş hiçbir şirkete böyle bir uygulama yapılmamıştı, oysa Çağlar'ın şirketlerinden hiçbiri zora düşmemiş faaliyetlerini durdurmamış, işçi çıkartmamış, iflas veya konkordato işlemine başvuracak hale gelmemişlerdi.

1999 Öcalan'ın Cavit Çağlar'ın uçağı ile yurtdışından getirilmesi

Bu süreç içerisinde 16 Mart 1999'da yakalanan PKK lideri Abdullah Öcalan Cavit Çağlar'ın üzerinde haciz bulunan uçağı ile yurtdışından getirilmiştir. Kendisine bunun nedeni sorulduğunda dönemin başbakanı Bülent Ecevit $200.000 ile en ucuz fiyatı Cavit Çağlar'ın verdiğini belirtecektir.

17 Ağustos 1999 günü DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin çıkardığı genel af kapsamından, rüşvet ve zimmet suçlarıyla ilgili 202. Maddesi ile banka boşaltmayı düzenleyen 503 ve 504. Maddelerinin çıkartılmasına karar verildi. ANAP lideri Mesut Yılmaz ile MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı bir sürpriz görüşme ile alınan karar sonucunda Cavit Çağlar af dışında kalmıştır.

Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun Nesim Malki cinayeti ile ilgili hazırladığı raporda Çağlar'ın Nesim Malki'nin öldürüldüğü 28 Kasım 1995 tarihinde kendisine dönemin kuru 368 milyon dolar borcu olduğu iddia edildi.

Kim bu Nesim Malki ?

Nesim Malki, 4 ayrı tekstil şirketi, 1 inşaat ve 3 de finans şirketi sahibiydi. Kumaş tüccarlığının yanı sıra Facto Capital Factoring finans şirketinin de sahibiydi. Ayrıca KKTC'de Tuncabank adlı bankayı da almıştı. Cavit Çağlar'ın ve Ali Osman Sönmez'in mallarının en büyük pazarlayıcısı konumundaydı. Malki, kumaş ve tekstil tüccarı olmasına rağmen asıl ününü tefecilikle, para ticaretiyle duyurmuştu.

 

28 Kasım 1995'te öldürülen Musevi asıllı para taciri Nesim Malki cinayetinin sır perdesini aralıyor. Alaattin Çakıcı'nın yakın adamı Erol Evcil'in 'iş arkadaşı' Malki'nin çapraz ateşe tutularak öldürülmesinin altından mafya-polis işbirliği çıktı.
 

Hürriyet'in emniyet kaynaklarından aldığı bilgiye göre, Malki, iki sivil polisin gözetiminde ikisi eski polis, ikisi de mafyayla bağlantılı 6 kişinin operasyonuyla öldürüldü. Sivil polisler cinayette gözcülük yaptılar.

Malki, İstanbul'da özel bir işini hallettikten sonra ünlü işadamı ve DYP Bursa Milletvekili Ali Osman Sönmez'e ait bir uçakla 10.20' de Bursa Yenişehir Havaalanı'na indi. Malki'nin İstanbul'dan geleceğini önceden bilen iki sivil polis de otomobille havaalanı çıkışında bekliyorlardı. Malki, kendisini bekleyen şoförü Cengiz Yüksel'in kullandığı 34 SPK 62 plakalı Renault-Spring marka otomobilin arka koltuğuna oturarak, yola koyuldu.

Tam bu sırada iki sivil polis, araçlarıyla Malki'nin otomobilini takibe aldılar. O arada takibe, içinde eski polis ve ikisi mafya bağlantılı olmak üzere dört kişinin bulunduğu bir otomobil de katıldı. Malki, işadamı Ali Osman Sönmez'in fabrikasına iş görüşmesi yapmaya gidiyordu. Sivil polisler infazın gerçekleştirildiği Özdilek Tesisleri'ne yaklaşırken Malki'inin otomobilini sollayarak öne geçti. Amaç, cinayetin gerçekleştirilmesi sırasında ön tarafı kontrol altında tutmaktı. Özdilek Tesisleri'nin hemen yakınındaki trafik lambalarında kırmızı ışığın yanması üzerine şoför durdu. Bu arada arkadaki otomobilde bulunan üç kişi inerek, arka koltukta oturan Malki'yi çapraz ateşe tutup öldürdüler. Dördüncü kişi ise otomobilin kontağını kapatmadan arkadaşlarını bekledi. Ancak saldırganlar, şoför Cengiz Yüksel'i bilerek vurmadılar.

Cinayetten hemen sonra az ötede park halinde bekleyen sivil polisler, saldırganların kaçışına da öncülük etti. Saldırganlar, sivil polislerin kullandığı aracın arkasından İzmit istikametine doğru kaçmayı başardılar. Cinayetin ardından cinayete gözcülük eden polislerden biri olay yerine dönerek, gelişmelere hakkında bilgi aldı ve arkadaşlarına durumu iletti.

Cinayetten sonra bu iddialar, bir bilgi notu halinde dönemin emniyet bürokrasisine iletildi. Hürriyet'e bilgi veren kaynak, dosyanın jandarma tarafından tahkik ettirilmesi nedeniyle polisin işin dışında bırakıldığını söyledi ve ''Polis bir daha bu dosyayla ilgilenmedi ve soruşturma derinleştirilmedi'' görüşünü savundu.

Kaynaklar, Malki cinayeti ile Erol Evcil arasındaki bağlantıya dikkat çekerken, Evcil'in bir dönem korumalığını yapan iki kişinin de cinayetle bağlantılı olduğunu vurguladılar.

Bu arada önceki gün İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş ile Bursa Valisi Orhan Taşanlar Başbakan Mesut Yılmaz'la görüşerek, cinayetle ilgili bilgi verdiler. Devletin istihbarat birimlerinin banda aldığı görüşmede de, Çakıcı ile Evcil ikilisinin bu cinayeti tezgahladıkları belirlendi.

 

Yakın geçmişimizde dönem içinde önemli konumlarda bulunup gündemde uzun süre kalmış şahısları ve faili meçhul cinayetleri bir nebze olsun hatırlayalım ve yakın tarihimize kayıtsız kalmayalım.

                                                                                                                         ESAT BOZAY
                                                                     [email protected]

 


Kaynak:
1- Gündem, Hürriyet, 8 Ekim 1998, Perşembe
2- 25 Aralık 1992 tarihli Milliyet Gazetesi
3- 19 Mayıs 1991 tarihli Milliyet gazetesi
4- Aksiyon Dergisi, Harun Odabaşı Sayı: 807/ Tarih: 18-12-1999
5- Yıldırım Türkler- Radikal 11 Şubat 2002


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum