Elazığ Depremleri Beni Hep Sallar - Yazar: Abdullah Uluyurt

Elazığ Depremleri Beni Hep Sallar - Yazar: Abdullah Uluyurt
30 Aralık 2020 - 15:09

Rumeli’de kaybolan tespih tanelerinin Anadolu’daki iz düşümü.

5-6 Ekim 2012 tarihlerinde dört Balkanlı gençle Elazığ’a gitmiştik. Amacımız bizden önce gelenlerin ayak izlerine takip ederek bizden önce gelenleri bulmaktı. Bu gençler bugün Moskova’da, Antalya’da, Razgrat’ta, Ankara’da.

Gidişimizin temelinde “Kovancılar” ilçesindeki depremdi. Haberlerde Romanya göçmenlerince kurulduğu söylenen Kovancılar ilçesinin bir Balkan muhaciri yerleşkesi olduğunu öğrendik. Araştırdık ve karşımıza bambaşka bir hikâye çıktı.

Önce Kosova Gilan muhaciri Muammer Karataş ile tanıştık. O tarihte Elazığ merkezinde öğretmen olsa da, Altınçevre (Erpinik) göçmen köyündendi. Kosova usulü bir börek olan fulyanın Muammer Bey’in evinde Elazığ’da bizi beklediğini söyleseler inanmazdım. Sohbetimizin bir yerinde ev sahibi Nevzat Amca “biz bizden kız alırız, halimizden anlasın diye” dedi. Kendisi Gilanlı eşi Tutrakanlıymış. Göçmenlerin bir kısmı Bursa ve İstanbul’a da göçse kalanları çokmuş.

Yolumuzu Kovancılara çevirdik. İkinci Dünya Savaşı öncesi Romanya’ya bağlı olan bugünkü Dobruca, Varna civarından Kovancılara zorunlu göç ile gelip yerleşmişler. Türkiye’nin ilk planlı ilçesi Kovancılar’ı kurmuşlar. Hacı Recep Gündüz en yaşlıları idi. Tanıştık.

“Yüce Atatürk Kurtuluş Savaşını tamamladıktan sonra Balkanlara bir genelge yolladı. Genelgeyi bize getiren Atatürk sizi anavatana davet ediyor dedi. Bunun üzerine babalarımız karar verdi madem böyle bir genelge var bizim burada durmamız (vergi vermemiz) azap olur dediler. Köstence’den vapura binildi. İstanbul Tuzla’da indik. Oradan da Elazığ’a kadar trenle geldik. Oradan da buranın çevre köylerine at arabalarıyla geldik. Gelirken çok zorlandık çünkü yol yok iz yok. Çevre köylere yerleştirildik. 280 hanelik Kovancıların temelleri 1934’de atıldı…” hala kulaklarımızda. İsmi hatırlanmak ve hatırlatılmak istenmese de bu işin altında Hamdullah Suphi Tanrıöver’in imzası var.

“Balkan kültürünü özlediklerini ama yaşayamadıklarını” söylüyor. Yere bakıyor. “Yadırgıyorlar be ya” diyor. “Kovancılar göçmen kasabası olmaktan çıktı” diyor.

Şahinkaya köyünü de ziyaret ettik. Manastır göçmenleri var. Sancak Yenice (Sjenice) göçmenleri de var. Bildikleri Boşnakça, Arnavutça kelimeleri sıralıyorlar. Hani bir yol bulunur mu tekrar vatana diye.

Yine bir deprem haberi var Elazığ’da. Yine bizi sallıyor. Merkez üssü Sivrice. İlhan Oğuz Akdemir ve Bekir Yüksel Hoş’un “Elazığ ve Çevresinde Olan Balkan Göçlerinde Kaynak Ülkeler, Göçün Temel Sebepleri ve Sonuçları” konulu bir çalışma var. Bu çalışmada Elazığ’daki Balkan göçmenleri sıralanıyor. Kovancılar: Bulgaristan (Silistre, Tutrakan, Kovancılar). Sivrice: Kosova (Gilan) ve Sancak (Nova Varoş) ve Bulgaristan Dobruca. Altınçevre (Erpinik): Kosova (Gilan ve çevresi). Şahinkaya: Kosova, Sancak (Sjenica), Makedonya (Manastır), Bulgaristan (Razgrat). Elazığ Merkez: Bulgaristan (Silistre, Tutrakan, Şumnu, Rusçuk). Sarıçubuk: Bulgaristan (Silistre, Dobriç). Akçakiraz, Yurtbaşı ve Yazıkonak köylerine yerleştirilen Sancak göçmenleri köylerini terk etmişler.

1912 yılında Halep’e yerleştirilen ve daha sonra oranın da elden çıkması ile Hatay, Urfa ve Gaziantep’e yerleştirilen 14.000 Balkan muhacirinin izleri kaybolan tespih tanelerinin Anadolu’daki iz düşümü olsa gerek.

Haydi kalın sağlıcakla…

ORHA AJANS: Ortalık Haber Ajansı
https://orhaajans.com

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum