Edebiyat kahvehaneden çıktı :SALİHA CÜVELEK

İkbal, Küllük, Marmara, Meserret, Çınaraltı kahvehaneleri... Bir dönemin meşhur edebiyatçıların uğrak mekânı olmasıyla ünlendiler. Necip Fazıl, Orhan Kemal, Fuat Köprülü, Yusuf Ziya Ortaç, Ahmet Hamdi Tanpınar bu kahvelerde oturup demli çaylar eşliğinde derin sohbetlere daldılar. O yıllarda mekânların müdavimi olan yaşayan bazı yazarlar şimdilerde yalnız olmayı tercih ediyor.

Edebiyat kahvehaneden çıktı :SALİHA CÜVELEK
22 Ekim 2011 - 23:45

Bizim dönemimizde Marmara Kahvesi vardı. Erol Güngör, Mehmet Çavuşoğlu, Durali Yılmaz, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, İsmet Zeki Eyüboğlu, Ebubekir Eroğlu, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu gelirdi." diyor yazar Mehmed Niyazi. Bir dönemin şair ve yazarlarının ve edebiyat meraklılarının bir araya gelip sohbet ettikleri mekânları özlüyor: "Şimdi öyle bir mekân olsa her zaman gider insan. Fikir alışverişinde bulunur. Maalesef bunlar yok artık."

Mehmed Niyazi'nin gençliğine özlem duymasına neden olan Marmara Kahvesi, edebiyatçıların her fırsatta uğrayıp, fikrî ve ilmî sohbetler ettikleri meşhur kahvehanelerden biriydi. Eskiden, kahvehanelerin sadece çay içilip okey oynanan yerler olmadığı zamanlarda, yazarlar evlerine kapanmak yerine halkla iç içe olmayı seçiyorlardı. Her kesimden insanın geldiği, ayakaltı, İstanbul'un ulaşımı kolay yerlerinde olan çayhane ve kahvehaneler, şair ve yazarların adeta ilham yuvasıydı. Kahvehaneleri, dönemin ünlü edebiyatçılarının mekân edindiğini bilen genç edebiyat heveslileri de her fırsatta soluğu burada alırdı. Müdavimleri ile ün salan mekânlar arasında İkbal, Küllük, Marmara, Çınaraltı, Meserret kahvehaneleri vardı.

Yeni neslin buluşma adresi edebiyat siteleri

Kitaplarından tanıdığımız edebiyatçıların çoğu bu mekânlarda yetişmiş, eserlerini birbirlerinden etkilenerek bu mekânlarda vermişlerdi. Farklı düşüncelere açık olarak yetişen şair ve yazarların eserlerini herkesin hayranlıkla okumasının sebebi belki de bu mekânlardan beslenerek yazmış olmalarıydı. Şimdi ise bu kahvehanelerin çoğu ticari bakımdan daha çok kâr getirecek mekânlara dönüşmüş. Yeni nesil edebiyat meraklılarının ise ünlü yazarlarla bir araya gelme fırsatı yakalayabildikleri söylenemez. Onlar daha çok kendi aralarında zaman geçiriyorlar. Çoğunluğu internetten, edebiyat siteleri aracılığıyla iletişim kurmayı seçiyorlar. Çok azı sohbet edebilmek için belli mekânları kullanıyor. Beyazıt Divan Yolu'ndaki Çorlulu Ali Paşa Medresesi, İLESAM, Kızlar Ağası Medresesi, At Pazarı'ndaki Eski Kafa, Sultanahmet'teki Kümbet, Üsküdar Çınaraltı genç edebiyat heveslilerini şimdilerde ağırlayan mekânlardan. Bir zamanların kahvehane müdavimleri yazar ve şairler ise eskisi gibi edebiyat dostlarıyla buluşup sohbet etmek yerine zamanlarını tek başına araştırma yaparak geçirmeyi tercih ediyor. Kimi buluşma mekânlarını özlemle anıyor. Kimi yazarın zamanla kabuğuna çekilmesi gerektiğini düşünüyor. Bugünün önemli edebiyatçılarına gençliklerinin buluşma mekânlarını özleyip özlemediklerini sorduk.

***

Marmara Kahvesi'ne giderdik

Mehmed Niyazi: Yazarların gittiği mekanlar, ayak altı, İstanbul'un ulaşımı kolay olan mekanlarıydı. Bu mekanlar daha sonra ticaret bakımından daha fazla kâr getirecek ticari merkez olabileceği için bunlar ortadan kaldırıldı. Benim bildiğim kadarıyla böyle bir mekan şu anda yok. Beyazıt'ta Küllük vardı. Ben Küllük'ü hatırlamıyorum ama Marmara Kahvesi'ne yetiştim. Marmara Kahvesi'nin ön kısmında oyun oynanmayan bir yer vardı. Sohbete ayrılmıştı. Orayı tercih ederdik. Peyami Safa, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, tarihçi Ziyanur Aksun, Erol Güngör, şair Abdurrahim Balcıoğlu, Ebubekir Eroğlu, Rasim Özdenören, rahmetli Cahit Zarifoğlu gelirdi. Biraz milli, dini, metafizik havası olan şair ve yazarların hepsi buradaydı. Şimdi öyle bir mekan olsa her zaman gider fikir alışverişinde bulunur, insan bir şey yazarken bu işlerin erbabından çok şey öğrenir. Konuşmalardan çok şey kapar. Maalesef bunlar yok artık. Şimdi hep kendi dünyamda kitaplarla kütüphanelerde yaşayan biriyim.

Yaşlı edebiyatçılar bir araya gelmek istemiyor

Hilmi Yavuz: Bizim gençliğimizde genç edebiyatçılar bir araya gelirlerdi. Yaş ilerledikçe daha çok kendi başlarına olmayı tercih ediyorlar anladığım kadarıyla. Yaşlı edebiyatçılar bir araya gelmekten pek hoşlanmıyorlar. Yaşlanınca daha çok bencil oluyor. Bir arada olmak bizim kuşak açısından söylüyorum daha çok genç insanlara has bir şey gibi görünüyor. Biz 1955 yılından itibaren A dergisini yayınlamaya başladık. Ya İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi kantininde ya da Yenikapı'daki, Aksaray'daki kahvelerde bir araya gelirdik. Şu an The Marmara Oteli'nin kafesine gidiyorum. Zaman zaman genç arkadaşlar geliyor. Sohbet ediyor, söyleşiyoruz.

Edebiyatçılar köşesine çekildi

Mevlana İdris Zengin: Bu tür mekânlar aynı ilgi çevresinde yoğunlaşan insanların birbirleriyle görüşmesine vesile olurdu. Yazarların, şairlerin, fikir adamlarının etrafında herkesin girmesi mümkün olduğu için bir dinleyici grubu olurdu. Eğer edebiyat-kültür ortamına ilgi duyuyorlarsa beslenirlerdi. Biz Çorlulu Ali Paşa Medresesi'ne giderdik. Zamanla her gün buraya giden arkadaşlar dağıldı. Şimdi bu eksikliği kapatması için Eski Kafa'yı açtım. Türkiye'nin her tarafından yazar-çizerin uğradığı bir yer haline geldi. Şimdi yeni bir grup var: Medya. Edebiyatın etkisinin azalması ve medyanın yükselişiyle birlikte yerini medyacılar almaya başladı. Edebiyatçılar biraz daha kendi köşelerinde kaldı. Bu tür yerlerin avantajı kendi yazdıklarını aracısız olarak bir başka edebiyatçıyla paylaşabilmekti. Facebook'tan öykülerini şiirlerini paylaşan arkadaşlar oluyor. Ama aynı şey değil.

 

Eski mekânlar

Osmanlı'nın son yıllarıyla Cumhuriyet'in ilk yılları arasında etkin olan İkbal kahvesi, Cağaloğlu'na yakın olduğu için edebiyatçılar Kadar gazetecilerin uğradığı bir yerdi. Kahveye Fuat Köprülü, Yusuf Ziya Ortaç, Enis Behiç, Agâh Sırrı, Falih Rıfkı, Nazım Hikmet, Ahmet Hamdi Tanpınar uğrardı. 1960'lı yıllarda kapanan İkbal Kahvesi'nin yerine 1966 yılında halı mağazası açıldı. İkbal'den sonra Beyazıt'ta açılan Küllük Kahvesi kısa zamanda İkbal'in yerini aldı. Asaf Halet Çelebi, Yahya Kemal, Faruk Nafiz, Ahmet Hamdi Tanpınar, Şükufe Nihal, Abdülbaki Gölpınarlı'nın ziyaretçilerinden olduğu Küllük'te 1940 kuşağı edebiyatçılarının hemen hemen hepsi boy gösterdi. 1950'li yıllarda çevre düzenleme çalışmaları sırasında yıkılan Küllük müdavimleri, ramvay yolunun öte yakasındaki Marmara Kahvesi'ne uğramaya başladı. Marmara Kahvesi, Durali Yılmaz, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Ali İhsan Yurt gibi isimleri ağırladı. Ankara Caddesi ile Ebussuut Caddesi'nin kesiştiği köşede yer alan Meserret'e ise İstanbul'da uğramamış yazar yok. Rıfat Ilgaz, Hüsamettin Bozok, Peyami Safa, Fikret Adil, Reşat Nuri, Ahmet Kutsi, Sait Faik, Orhan Kemal, Edip Cansever bunlardan bazıları.

zaman gaz.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum