Dört Dörtlük Heyecan... - Fevzi Erden

Dört Dörtlük Heyecan... - Fevzi Erden
19 Mayıs 2020 - 15:11

Dört Dörtlük Heyecan...

Murat, Mustafa, Sinan ve Fikret dört arkadaştır. Mustafa 13, diğerleri 14 yaşındadır ve 8 yaşından beri Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'nda kalmaktadırlar. Anne ve baba özlemleri onları etkilese de, onların en çok özlemini duyduğu şey;  Hayalini kurdukları bir aile ortamıdır ve hemen hemen hepsinin hayat hikayeleri birbirinden farksızdır.

Yaşlarının vermiş olduğu hareketlilikle, sürekli bir olayın içindedirler  ama kavgaları yoktu. Kimseye bir kötülükleri dokunmazdı.  Arkadaşlarını korur ve yurdun hiçbir yerine zarar vermezlerdi. Tüm görevliler ve branş hocaları onları çok severdi. Normal hayat devam ederken,  ergenliğinde vermiş olduğu bir heyecanla Mustafa, arkadaşlarını toplayarak onlara aklına bir şey geldiğini söyledi.

Okulda bir site ismi öğrendiğini ve oradaki kadınların canlı canlı soyunduklarını söyledi. Müdürün odasına girip bu siteye bakmayı önerdi. Fikret ve Sinan hemen güzel fikir deyip atladılar ama Murat, biraz temkinli davrandı olaya. Ama sonunda oda ikna oldu. Belki istediğinden, belki de arkadaşlarını kıramamanın vermiş olduğu  duygu ile kabul etti bu zor teklifi.

Uzun süredir orada kaldıkları için yurdun her halini, perşembe günü müdürün valilikte yapılan toplantıya gideceğini ve müdürün yurttan ayrılınca görevlilerin dinlenmeye çekildiklerini biliyorlardı. Birlikte yarının büyük gün olacağı için karar verdiler.

Her gece bir türlü uyumayan, sürekli konuşup sohbet eden dört arkadaş, nedendir bilinmez o gece sessizce uykuya daldı. Sabah kalktıklarında bile yerlerinde duramıyorlardı, içlerini bir heyecan sarmıştı.

Murat, sabah kahvaltıda arkadaşlarına; rüyasında bir kadını gördüğünü, o kadının annesi olduğunu ve o kadının yurdun dış kapısından içeri girip görevliye beni sorduğunu söyledi. Mustafa, Murat'ın  üzülmemesi için konuyu hemen değiştirip, "Boş verin gençler öğlen hepimiz zevkten uçuyoruz" dedi ve konu kapandı.

Saat 13.30 da yavaş yavaş bahçeden teker teker içeriye girdiler. Koridorun başındaki merdivende buluştular ve müdürün odasına doğru yürümeye başladılar. Koridorun sonunda ki odaya kavuşmalarına 20 metre varken görevlinin biri arkalarından bağırdı;

- Çocuklar hayırdır? Nereye gidiyorsunuz?

Soğukkanlılığıyla bilinen hatta bu tip olaylara ilk başta tepki verip, daha sonra arkadaşlarını kıramadığı için katılan Murat;

 - Selami abi"Çok amaçlı salondan sandalye alıp sınıfa götüreceğiz" dedi. Diğerleri şaşkındı. Görevli oranın kilitli olduğunu söyleyince Murat çok sakince bir yalan daha söyledi.

- Faik Hoca açık olduğunu söyledi, hem onun haberi var sen merak etme.

Görevli, hiç bir şey demeden kafasını sallayarak merdivenlerden aşağı indi.  Onlarda arkalarını dönüp müdür odasına yaklaştılar. Önce temkinli davranarak çok amaçlı salona gidermiş gibi yapıp arkalarını kontrol ettiler.  Arkada kimse yoktu . Hedefe çok az kalmıştı hemen müdürün odasına girmek için geri döndüler. Sinan  ilk önce kapıya yöneldi. Kolu çevirdi. kapı açılmadı. Ya kilitliydi yada eski olduğu içi tutukluk yapmıştı. Murat, dönelim yakalanacağız derken, Mustafa;  "Müdür hiç bir zaman kilitlemez tekrar dene" dedi. Sinan bir kaç kez daha tekrarladı ve kapı açıldı. içeri girdiler.

Önce göz gezdirdiler. Fikret ve Sinan hemen müdür masasının karşısında duran koltuklara oturdu. Rahatlığı ölçermiş gibi üzerinde hareket ettiler. Mutluluk buydu onlar için, hep birlikte bir şey yapmak onları çok mutlu ediyordu. Mustafa hemen bilgisayar başına geçti . Bilgisayarın açık olduğunu ve beklediği için masa üstünün karardığını gördü. Hemen fareyi  eliyle sallayarak sağ tuşuna bastı ve açıkta olan müzik oynatma programında  bir parça çalmaya başladı. Müziği duyar duymaz hepsinin içinde bulunduğu durum değişti. Söz konusu erotik siteyi unutup müziğin içine girdiler.   Müdürün koltuğunda oturan Mustafa arkasına yaslanarak durgunlaştı. Fikret ve Sinan  koltuklarına gömülüp tavana bakmaya başladı. Murat Odanın içinde biraz yürüyerek pencereye doğru gitti ve pencereden dışarı bakmaya başladı. Murat tam pencerenin oraya gelip, dışarı baktığında çalan müziğin jenerik bölümü bitmiş parça şu sözlerle devam ediyordu;

Dün gece gördüm düşümde ,  

 Seni özledim anne.

Elin yine ellerimde,

Gözlerin ağlamaklı,

Gözyaşlarını sildim anne.

Camlar düştü yerlere,

Elim elim kan içinde,

Yanıma gel yanıma anne.

İki yanımda iki polis,

Ellerim kelepçede,

Beni bul beni bul anne.

Ahmet Kaya söylüyor onlar ağlıyordu. Murat'ın gece gördüğü rüya aklına geldi. ve gözlerinden yaş akmaya başladı. Şarkıyı dinlerken beni bul anne diye mırıldandı.  Mustafa parçayı başa aldı, birlikte söylemeye başladılar. Diğerleri odanın ortasında toplanmış birlikte ağlarken, Murat ise; dış kapıya bakıp şarkıya eşlik ediyordu. Gelmeyeceğini çok iyi biliyordu ama bir ümitle annesinin günün birinde, o kapıdan içeri gireceğini hayal etmek hoşuna gidiyordu. Bakmaya devam ederken dış kapının orada ki kulübeden görevli çıktı ve kapıyı açmaya yöneldi.

Murat, heyecandan yumruğunu sıkıp bacağına yumruğuyla vurmaya başladı.  Dikkatini biraz daha kapıya yöneltti. Annesi gelirse şaşırmazdı çünkü gece rüyasında görüp, şimdi de bu parçayı dinlemişti. Çünkü umut edenin duygusu etmeyenden farklıydı. Görevli kapıyı açtı. Biri gelmişti. Görevliyle konuşuyordu. Ama gelen görevli önünde durduğu için görünmüyordu. Umudu bir kat daha artmıştı. Belki annesi oğlunun burada kalıp kalmadığını soruyordu. Pencereden "Anne ben buradayım, gel beni al" diye bağırmayı bile düşündü. Görevli biraz daha konuştuktan sonra gelen kişinin önünden çekildi.

Gelen kişiyi görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Göz bebekleri resmen iki kat büyüdü. Dondu kaldı belli bir süre hiç bir şey söyleyemedi. Gelen kişi annesi değil, içerde bulundukları odanın sahibi müdürdü. Murat  içinde bulunduğu durumdan kurtularak arkadaşlarına "Müdür geliyor" diye bağırdı.  Müziği kapatmadan hemen odadan çıkıp koridordan uzaklaştılar.

Müdür hiçbir yere uğramadan odaya girdi. Bilgisayardan gelen türkü sesinin açık olmasına önce biraz şaşırdı, sonra masaya oturdu. Müziği kapattı ve erotik bir site açıp izlemeye başladı...

Not: Bu yazı yazılırken 12 kez Ahmet Kaya’nın “Beni Bul Anne” şarkısı tekrar edilerek dinlenmiştir…

Fevzi Erden

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum