Darbeye, teröre karşı 3 aylığına OHAL ilan edildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminden 5 gün sonra yoğun bir çalışma trafiğine imza attı. Erdoğan önce Milli Güvenlik Kurulu'nu topladı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı 4 saat 40 dakika sürdü. Erdoğan ardından da Bakanlar Kurulu'nu topladı. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan basın karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklaması İngilizce, Fransızca ve Arapça'ya tercüme edilerek yayımlandı. Dünya basını tarafından da canlı olarak yayınlanan toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 ay olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurdu. Cumhurbaşkarı satır başları ile şunları kaydetti:

Darbe girişiminin haberi alındığından itibaren Cumhurbaşkanı olarak Başbakanımızla, bakanlarımızla, emniyet teşkilatımızla, silahlı kuvvetlerimizin darbecilere karşı duran komutanlar ile çok yakın bir çalışma içinde olduk. Tüm tehlike ve tehdide rağmen derhal İstanbul'a giderek, milletim ile birlikte darbecilerin karşısında dimdik bir duruş sergiledik. Milletimizin dirayeti ve kararlılığı karşısında darbe girişimi ertesi gün akşam olmadan tamamen bertaraf edilmiştir.

3 AY OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN EDİLDİ

20 Temmuz Çarşamba günü önce Milli Güvenlik Kurulu'muzu topladık. Ardından Bakanlar Kurulu toplantımızı gerçekleştirdik. MGK üyeleri olarak yaptığımız kapsamlı değerlendirme sonunda darbe girişiminde bulunan terör örgütünün tüm unsurları ile suratla bertaraf edilmesi için ülkemizde Anayasamızın 120. Maddesi uyarınca olağanüstü hal ilan edilmesi hükümete tavsiye etme kararı aldık. Bakanlar Kurulumuz da bu tavsiye doğrultusunda 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edilmesini kararlaştırdık. Bilindiği gibi Anayasamızın 120. maddesi ülkede demokrasiyi temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketleri olması durumunda olağanüstü hal ilan edilmesine imkan sağlıyoruz.

AMAÇ HIZLI HAREKET ETMEK

Olağanüstü halin amacı ülkemizde demokrasiye, hukuk devletine, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için gereken adımları en etkin ve hızlı şekilde atabilmektir. Bu uygulama kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı değildir. Tam tersine bu değerleri koruma ve güçlendirmeye yöneliktir. Yaşadığımız darbe girişimi Türkiye'de kimlerin canları pahasına demokrasinin, hukuk devletinin yanında olduğunu, kimlerin de diktatörlük peşinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

İMANLARI İLE KARŞI KOYDULAR

Hükümetimiz, siyasi partilerimiz, STK'larımız, TSK'nın emir komuta kadamesi ve elbette en önemlisi milletimiz tercihinin daima demokrasiden yana olduğunu gösterdi. 15 Temmuz gecesinden itibaran meydanları sokakları doldurarak devletinin ve hükümetinin yanında olduğunu haykıran tüm vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Partisi, siyasi fikri, inancı ne olursa olsun tankların karşısında dikilen herbir vatandaşım benim gözümde, Mehmet Akif'in ifade ettiği gibi 'imandır o cevherki ilahi ne büyüktür imansız olan paslı yürek sinede yüktür.' Onlar gerçekten o imanları ile o tankların karşısında dudrular ve şahadete koştuklarını haykırdılar.

 

BUNLAR ALÇAK, NAMUSSUZ

Namluların karşısında dimdik duran ve ki bu noktada berabar yıllarca çalıştığımız arkadaşlarımızı da biz buradan gerçekten uğurladık. Önüne arkasına bakmadan paletlerin altına yatan 32 yaşındaki kardeşimiz bir hanım kardeşimiz bakıyorsunuz şahadete yürüyor. Bunlar bir bayanı tankla ezecek kadar alçak. Bu denli namussuz, bu denli vahşi. Ama o hanım kardeşim benim şahadet şerbetini yudumladı ve oraya yürüdü.

AVRUPA'NIN ELEŞTİRME HAKKI YOK

Hükümetimizin ilan ettiği OHAL, bu değeleri onlara yönelik saldırılardan koruma amacı gütmektedir. Asli hedef budur. Ülkemizin yaşadığı tehditle mukayase edilemeyecek derecede küçük terör olayları karşısında benzer tedbirler alan Avrupa ülkelerine seslerini çıkartmayanların Türkiye'yi eleştirmeye hakları kesinlikle yok. Aldığımız bu kararı eleştirmeye kesinlikle hakları yok. Önce onlar kendilerine baksınlar. Biz kimseden ihsan istemiyoruz, sadece egölge edilmesin yeter. Bu milet kendi kaderini belirleyeme muktedirdir.Bunu herkes böyle bilsin. OHAL'in sadece ve sadece ülkemizİn karşı karşıya bulunduğu terör tehdidine karlı gerekli önlemlerin alınmasına, demokrasinin, hukuk devletinin, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik tehdit olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum.
 

TSK valilerin emrinde çalışacak

Bakanlar Kurulu toplantımızın ve aldığımız kararların hayırlı olmasını diliyorum. Milletime şunu söylüyorum. 'Eyvah şimdi olağanüstühal ilan edildi. Yoksa bu süreçte artık valiler devereden çıkıp bu süreçte silahlı kuvvetler mi yönetime el koyacak?' Asla böyle birşey söz konusu değil. Tam aksine valilerimizin yetkileri iradeleri bu süreç içerisinde daha da artacak. Silahlı kuvvetlerimiz valilerimizin emrinde, onların yönetiminde bu süreci sürdüreceklerdir. Bizler demokrasiden asla taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Bunu da böyle biliriz. Silahlı kuvvetler de kesinlikle hükümetinin emrindedir, hükümetiyle beraber hareket etme noktasındadır. Anayasamızın amir hükmü gereği bu milletin seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı olarak Başkomutan olarak bizlerde askerimizle beraber silahlı kuvvetlerimizin içindeki bütün virüsleri temizleme iradesini göstereceğiz. Kurumlarımızda, emniyette ve diğerlerinde bu tür virüsleri de temizleme süreci devam ediyor. Kararlı bir şekilde bu devam edecek. Çünkü adeta bir kanser virüsü gibi... Bunu temizlemeye mecburuz. Bunu temizleyeceğiz ki milletimiz huzur bulsun, milletimiz geleceğe umutla bakamaya devam etsin. Ben milletime şunu hatırlatıyorum sakın endişeye kapılmayın Türkiye bu badireyi hamdolsun atlattı ve bundan sonra da yatırımlarıyla beraber bu süreci güçlenerek devam ettirecektir.

Boşuna bizimle uğraşma

Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda kredi derecelendirme kuruluşu S&P'yi eleştirdi: S&P boşuna uğraşma, bizimle hele hiç uğraşma. Aynı şeyleri bundan önce de yaptınız tutmadı. Ve bugün de tutmaz. Biz kararlı bir şekilde yatırımlarımıza nasıl devam edeceğimizi göreceksin.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda iş dünyasını da rahatlatan açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin kredi notunu düşüren kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's'a (S&P) sert eleştiriler yönelten Erdoğan şunları kaydetti: Özellikle ekonominin yurt içindeki ve yurtdışındaki unsurlarının OHAL uygulaması konusunda en küçük olumsuz çekinceleri, tereddütleri olmamalıdır. S&P, Türkiye'nin kredi notunu BB+'dan BB'ye, görünümünü de durağandan negatife indirmiş. Türkiye ile senin ne alakan var? Türkiye senin şu anda senin üyen falan değil. Daha önce de bunları yaptın. Biz dedik ki, 'bizim seninle alakamız yok ve kestik ilişkiyi.' Şu anda siyasi bir karar açıklıyor kendine göre. Yani 'ben bunu açıklarsam, acaba Türkiye'de yatırımlar durur mu? S&P boşuna uğraşma, bizimle hele hiç uğraşma. Aynı şeyleri bundan önce de yaptınız tutmadı. Ve bugün de tutmaz. Biz kararlı bir şekilde yatırımlarımıza nasıl devam edeceğimizi göreceksin. Sizin gücünüz bizim yatırımlarımızınne açılmasına ne de yapılmasına yetmez. Biz buna devam edeceğiz.

REFORMLAR KESİNTİSİZ SÜRECEK

Bütün bu yaptıkları değerlendirme Türkiye ekonomisinin gerçeklerini yansıtmıyor. Bunlar her şeyi yapabilirler böyle dönemlerde. Zaten onlar böyle dönemlerde bu anları beklerler. Yarın bakarsınız bunlar piyasaya bol bol virüste salarlar. Farklı bazı adımlar atmaya da yönelirler. Bu süreçte Türkiye, başta tasarrfuların artırılması konusundaki teşvikler olmak üzere, ekonomideki reformlarını kesintisiz sürdürecek. Merkez Bankamız gayet güzel açıklamarıı yaptı. Ve ön açıcı açıklamarını da yaptı.Bundan sonra da kararlı bir şekilde yürüyeceğine inanıyorum. Piyasa herhangi bir likitide sıkıntısı söz konusu değil ve olmayacak. Piysaların kendi kuralları içindeki ilerleyileri konusundaki hassasiyet izlenen rasyonel ekonomi politikası çerçevesinde sürecek.
 

1. 120. madde ne diyor?
2.  
3. OHAL uygulamasını Anayasa'nın 119 ve 120'nci maddeleri düzenliyor. 119'ncu madde “tabi afet", “ekonomik durum" gibi konuları 120'nci madde ise “Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilânı"nı düzenliyor. 120'nci maddeye göre Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebiliyor. Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilânına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazetede yayımlanıyor ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunuluyor. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebiliyor, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabiliyor veya olağanüstü hali kaldırabiliyor. Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkarabiliyor. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunuluyor.

Mücadeleyi kolaylaştırma amaçlı

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı ardından, bildiri yayınlandı. Bildiride “Demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla Anayasamızın 120. maddesi gereği hükümete olağanüstü hal ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması kararlaştırılmıştır" denildi. Toplantıda Kurul üyelerinin değerlendirmeleri doğrultusunda, bundan sonra atılması gereken adımlar detaylı olarak görüşüldüğü belirtildi. Bildiride bu tavsiyenin, sadece demokrasiye, hukuk devletine, hak ve özgürlüklere yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması için yapılacak çalışmaları kolaylaştırma amacına yönelik olduğu vurgulandı.

yenişafak gaz