"Çıplak milleti giydirdim, fakir milleti zengin ettim!" - Erol Sunat

"Çıplak milleti giydirdim, fakir milleti zengin ettim!" - Erol Sunat
01 Şubat 2021 - 17:53

Göktürk Kağanlarından Bilge Kağan, Osmanlı'dan yaklaşık altı asır önce, Türk Milletine şöyle sesleniyordu;

"Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım...

Ondan sonra Tanrı irade ettiği ve lütfettiği için,

Ve talih ve kısmetim olduğu için ölecek milleti diriltip, kaldırdım,

Çıplak milleti giydirdim,

Fakir milleti zengin ettim,

Nüfusu az milleti çok ettim.

Başka illi milletler, başka Kağanlı milletler arasında onları pek üstün kıldım.

Dört bucaktaki milletleri hep barışa mecbur ettim

Ve düşmanlıktan vazgeçirdim."

Osmanlı'nın kuruluşundan bugüne yedi asır geçti... Türk Milletinin kurmuş olduğu devletlerin ve bulundukları coğrafyaların istisnasız her birinin dört tarafı dost olmayan millet ve devletlerle çevriliydi.

Dün neyse, bugün de aynı...

Devletlerin başında olan Kağanların ve devlet adamlarının tek bir gayesi var!

Türk Milletini her türlü esaretten kurtarmak,

Fakir-fukarasını, çıplak olanı giydirmek ve doyurmak,

Maddi ve manevi zengin etmek,

Devletini, komşuları arasında en seçkin bir devlet yapmak, üstün kılmak,

Ve bulunduğu coğrafyaya huzuru ve barışı hâkim kılmak!

Türk Milleti bu düsturdan binlerce yıldır hiç vazgeçmemiş. Onun devlet kurduğu bütün coğrafyalarda mazlumların yüzü gülmüş, ticaret gelişmiş, Türk devletleri ayakta durduğu müddetçe o coğrafyalarda kan akması durmuş, anaların gözyaşları dinmiş, zalimlerin, zulmedenlerin sesi soluğu kesilmiş.

Yine Bilge Kağan'ın dediği gibi, "Başlıya baş eğdirilmiş, dizliye diz çöktürülmüş!"

***

Anadolu coğrafyasında son bin yıl içerisinde Türk Milletinin kurmuş olduğu üçüncü devlet olan Türkiye Cumhuriyeti, Onuncu yılına eriştiğinde, o coşkusunu sözlerini Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel'in birlikte yazdıkları ve Cemal Reşit Rey tarafından bestelenen "Onuncu yıl Marşı" ile dile getirmişti;

"Çıktık açık alınla on yılda her savaştan; / On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan; / Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,/ Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan."

"Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi; / Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!"

"Çizerek kanımızla öz yurdun hartasını, / Dindirdik memleketin yıllar süren yasını; / Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.../ Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını!"

"Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi; / Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!"

Onuncu yıl Marşı'nın sözleri, devlet kuran, her kurduğu devlet için diriliş mücadelesi veren Türk Milletinden nişane anlatımları ortaya koyar!

Binlerce yıldır Türk'e durmak yaraşmamış, Türk daima önde ve ileride olmuş!

***

2023'e doğru günler ve aylar akıp giderken, 2021 yılının Ocak ayı bugün sona eriyor. Cumhuriyetimizin onuncu yılında 15 milyon olan insanımız, nasip olursa 2023 yılında 85 milyon olacak.

Türk Milletinin başında olanlar binlerce yıldır, üzerinde devlet kurdukları memleketlerinin yasını dindirmişler, yaralarını sarmışlar, elinden tutmuşlar.

Anadolu coğrafyasında, Türkiye Selçuklu Devletinde Alaeddin Keykubad'ın, Osmanlı'da Fatih Sultan Mehmet'in ve Türkiye Cumhuriyetinin banisi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptıkları aynıdır.

Türk Milleti elinden tutanın peşinden, onun dilinden anlayanın, dinleyenin izinden yürüdü gitti hep.

Halini kim sormuşsa, derdine kim derman olduysa, o derdini anlatmadan, kim onun derdini bildiyse, Türk Milleti o Kağanını, o hükümdarını, o sultanını ve o liderini sevmiş ve onu hiç unutmamıştır.

***

Yunus Emre, "Ecel büke belimizi /Söyletmeye dilimizi  /Hasta iken halimizi /Soranlara selam olsun" diyerek meseleyi yüzlerce yıl öncesinden çözerek ortaya koymuş!

Korona denen belanın, adına Pandemi dediğimiz süreçte etkisini ve temposunu hiç düşürmeden sürdürdüğü, can aldığı, can yaktığı son bir yıl içerisinde, piyasaların canımıza okuduğu, fırsatçıların meydanı boş bularak cirit attığı bu zor günlerde, hasta iken halimizi soranlar, düşmüşken, dibe vurmuşken elini uzatanlar, ver elini deyip elimizden tutanlar, yaralarımızı saranlar, başımızın tacı oldular!

Kara günler gelir geçer, kara gün kararıp kalmaz demiş atalarımız!

Ne yediğimiz ayazı unuturuz, ne fırsatçıların önüne adeta paramparça edilsin diye atıldığımızı, ne de Korona sırasında savrulduğumuzu ve unutulduğumuzu...

Türk Milleti ne yapılan iyiliği unutur, ne de ihmal edildiği dönemleri...

Rahmetli Ozan Arif, "Unutmam" şiirinde durumu hepimizin adına özetleyip geçmiş zaten şu dizeleriyle;

"Unuttu mu sanıyorsun unuttu?/ Unutamam, unutamam unutmam!

Kaynak: "Çıplak milleti giydirdim, fakir milleti zengin ettim!" - Erol Sunat

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum