Çerkes Ethem hain değil devlet özür dilesin!:Fethi Güngör

Modern tarihin en büyük felaketlerinden biri, 152 yıl önce Çerkesler’in başına geldi. Rusya’nın sürgün ettiği Çerkesler, Suriyeli mülteciler gibi Anadolu’ya sığındı. Binlercesi Karadeniz’in derin sularında yaşamını yitirdi. Kafkas Vakfı Kurucu Başkanı Fethi Güngör ile Çerkes sürgününü konuştuk.

Çerkes Ethem hain değil devlet özür dilesin!:Fethi Güngör
21 Mayıs 2016 - 16:27

SAMİ BAYRAKTAR

Çarlık Rusya’sı ile Kafkas halkları arasında 300 yıl süren savaşlar, Çerkesler’in yenilgisiyle sonuçlandı. Kıyıma uğrayan Çerkesler’den geriye kalanlar için 21 Mayıs 1864’te sürgün kararı çıktı. Ruslar, bir ay içinde Kafkasya’yı terk etmeyenlere esir muamelesi yapılacağını duyurunca Osmanlı topraklarına doğru büyük göç başlamış oldu. 2 milyon Çerkes’in yollara düştüğü zorunlu göç sırasında 500 binden fazla insanın hayatını kaybettiği belirtiliyor.

16-05/21/img_7810.JPG

Büyük Çerkes sürgününün 152. yılında Çerkesler’in acılarını ve bugünkü durumu, Kafkas Vakfı Kurucu Başkanı Doç. Dr. Fethi Güngör ile konuştuk. Güngör, Çerkes Ethem'in hain olmadığının resmi kayıtlarla ortaya çıktığını söyleyerek devletin Çerkesler'den özür dilemesi gerektiğini söyledi. 

Ruslar 300 yıl süren savaşlarda Çerkesleri yenilgiye uğrattığı halde neden sürgün ediyor?

Rusya özellikle Deli Petro’dan sonra bir büyük imparatorluk sevdasına kapıldı. Bunu gerçekleştirmek için sıcak denizlere, dünyanın kalbi durumundaki Ortadoğu’ya inmesi gerekiyordu. Müslüman Kafkas halkları bu hedefin önünde duvar gibi duran büyük bir engeldi. Bu engeli ortadan kaldırmak istediler. Ama sürgün tek başına ele alınmamalı. Öncesinde de soykırım var. Mesela, Çerkesler’in Adige kolu, 1830’lu yıllarda 700 binden fazla nüfusa sahipti. 40 yıl sonra 44 bine düşüyor. Bu süreçte tamamen yok olan kabileler var. Sadece insanları değil, ekinleri, ormanları, yaşamak için gerekli olan her şeyi yok ediyorlar. Bu katliamdan kurtulanlar sürgüne tabi tutulmuştur.

16-05/21/surgun1.jpg

Çerkesler katledilmeseydi Kafkasya’da bugün durum nasıl olurdu?

Şu anda Kafkaslarda 5 milyona yakın Çerkes yaşıyor. Eğer soykırıma uğramasalardı, normal nüfus artış hızına göre 20-25 milyon nüfusa sahip olacaklardı.

Sürgün günlerine dönersek... Neler yaşadı Çerkesler sürgünde?

Yaşanan acıları bizzat Rusların kendi kayıtlarında tüm çıplaklığı ile görmek mümkün. Soçi Limanı’na ulaşabilenler derme çatma teknelerle Karadeniz’e açılıyor. Trabzon’daki Rus konsolosu, Moskova’ya gönderdiği raporda, sadece Trabzon Limanı’nda günde 190 kişinin açlık ve hastalıktan öldüğünü yazıyor. Bu kayıplar aylarca devam ediyor ve büyük sayılara ulaşıyor. Yine bir Rus görevli, bir bebeğin ölmüş annesinin memesini emmeye çalıştığını yazarak faciayı kayıtlara geçiriyor.

16-05/21/img_7806.JPG

Osmanlı yönetimi Çerkesleri kabul ederken bunları öngöremiyor mu? Tedbir alınmıyor mu?

Osmanlı Devleti Çerkeslere kucak açıyor ama Osmanlı da çöküşün eşiğinde. Siyasi, askeri, ekonomik, pek çok problemle boğuşuyor. Bu yüzden iyi organize edilemedi. Ayrıca, beklediği sayının kat kat üstünde bir mülteci akını ile karşılaşıyor. Karadeniz’deki limanlardan iskan edilecekleri yerlere ulaşıncaya kadar büyük kayıplar veriyorlar. Hayatta kalabilmeyi başaran Çerkesler, Osmanlı topraklarında, Tuna kıyılarından Şam’a kadar dağınık bir yerleştirmeye tabi tutuluyor.

OSMANLI SAHİP ÇIKTI

Çerkesler dağıtılarak asimile mi edilmek istendi? Bu yönde iddialar da var.

Bu söz konusu edilemez çünkü Osmanlı’nın kimseyi asimile etmek gibi bir derdi yoktu. Tersine bütün etnik kimlikleri kendi renkleri ile muhafaza ederek bu zenginlikten istifade etmeyi başarmıştır. Hiçbir devlet yoğun miktardaki göç dalgasını tek bir bölgede iskan etmez, etmemeli de. Çünkü bir süre sonra tehdit kaynağına dönüşür. Boş alanlara yerleştirilmişlerdir. Mesela Kızılırmak, Yeşilirmak hattında bataklık alanlarda iskan edilmişlerdir ve oralar bir süre sonra Çerkesler eliyle imar edilmiştir.

16-05/21/21krr12-cerkez3.jpg

Çerkesler Osmanlı’da kısa sürede yer ediniyor. Ama sonra Kurtuluş Savaşı’nda Ethem Bey hain ilan ediliyor. Bu Çerkesler’in hafızasında nasıl bir iz bırakıyor?

Osmanlı devleti ve toplumu dünyada eşine az rastlanır şekilde gönlü geniş, cefakar bir toplum. Çerkesler de buna çalışkanlıklarıyla, cesaretleriyle, güvenilir olmalarıyla karşılık veriyor. Ethem Bey’in hain ilan edilmesi sadece Ethem Bey’e değil bütün Çerkeslere yapılmış bir haksızlıktır. Ethem Bey, siyasi çekişmeler nedeniyle hain ilan edilmiştir. ‘Çerkes Ethem’in verdiği mücadele olmasaydı, bırakın Milli Mücadele’yi kazanmayı, başlayamazdı bile’ diyen ınkılap tarihi hocaları var. Zaten hain yaftasının asılsız olduğu resmen de ortaya çıktı. Ethem Bey’in bir yakınının başvurusu üzerine Meclis, hainliğine dair remi belge ya da karar olmadığını açıkladı.

16-05/21/img_7756.JPGKafkas Vakfı Kurucu Başkanı Doç. Dr. Fethi Güngör, (Yalova Üniversitesi) insanlığın çektiği acıların, ancak Müslümanların, bütün ırkların eşitliği üzerine kurulu, hak ve adalete dayalı bir sistem kurmaları halinde son bulacağını söylüyor. FOTOĞRAFLAR/TANER KAPLANOĞLU

Çerkesler’ ne talep ediyor?

Devlet, Çerkes vatandaşlarından özür dilemeli. ‘Şimdiye kadar ders kitaplarında hain Çerkes Ethem dediğimiz için özür diliyoruz. Çerkes Ethem olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti bugün, bu noktada olmazdı’ denilmeli.  İtibarı iade edilmeli ve naaşı Türkiye’ye getirilerek anıtmezar yapılmalı.

Çerkesler’in kültürel varlıklarını ve etnik kimliklerini koruyamadıkları yönünde şikayetleri olduğu biliniyor...

AK Parti döneminde taleplerin büyük bölümü karşılandı. Mesela ana dillerini öğrenmek için kurslar açıldı. Çerkesçe radyo televizyon yayını başladı. Ancak bu adımlar sürdürülebilir olmadı. Çerkesler bile Çerkesçe öğrenmedi. Çünkü öğrenmesi çok zor ve hayatta karşılığı yok. Gelişmiş ülkelerde, olduğu gibi pozitif ayrımcılık yapılmalı. Çerkesçe öğrenmek teşvik edilmeli. Bir Çerkes genci iş ararken, ‘bildiği yabancı diller’ bölümüne ‘Çerkesçe’ yazabilmeli. Devlet Çerkesçe’yi yaşatmak için projeler geliştirmeli.

Bu taleplere karşı yükselen eleştiriler var. Bölücülük, ihanet, nankörlük gibi… Böyle düşünenlere cevabınız ne oluyor?

Niye nankörlük olsun? Bir insanın ana dilini kim yasaklayabilir? Kültürel haklarını kim engelleyebilir? Niye kendi kültürünü, etnik kimliğini bıraksın. Çünkü, toplumların lisanları, farklılıkları Allah’ın takdiri ve ayetleridir. Hiçbir toplumun dili, kültürü kaybolmamalı. Çerkesler ya da başkalarının yaradılıştan gelen haklarını kullanmaları, Türkiye’nin birliğine bütünlüğüne zarar vermez, tam tersine zenginleştirir. 

16-05/21/21krr12-cerkez5.jpg

ÇERKES ETHEM’İN HAİN OLDUĞUNA DAİR BELGE YOK

Çerkes Ethem’in ağabeyi Reşit Bey’in kızı mimar ve yazar Güner Kuban (81), Meclis Dilekçe Komisyonu’na başvurarak, amcasınının ‘hain’ olduğuna dair resmi bir belge olup olmadığını sordu. Güner Kuban’ın başvurusu üzerine ilgili bakanlıklara yazı yazarak Çerkes Ethem’le ilgili bilgi ve belge isteyen komisyon, Bakanlıklardan aldığı bilgiler doğrultusunda Kuban’ın dilekçesine, “Çerkes Ethem Bey’le ilgili itibarını kaldıran veya zedeleyen resmi bir karar bulunmadığı anlaşılmıştır” cevabını verdi.

 

Meclis’ten gelen cevabı değerlendiren Kuban, yıllardır süren ‘hain’ suçlaması için ailesinden özür dilenmesi gerektiğini söyledi.

Karar Gaz.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum