ÇEPNİLERİN ULUSLARARASI BARIŞ KARDEŞLİK FESTİVALİNE KATILDIM…!!! - Araştırmacı Yazar, İsmail UÇAKCI

ÇEPNİLERİN ULUSLARARASI BARIŞ KARDEŞLİK FESTİVALİNE KATILDIM…!!! - Araştırmacı Yazar, İsmail UÇAKCI
26 Eylül 2022 - 21:17

ÇEPNİLERİN ULUSLARARASI BARIŞ KARDEŞLİK FESTİVALİNE KATILDIM…!!!

İzmir/Bergama Festivaline:
Azerbaycan, Gagavuz, Irak, İran, Suriye ve Anadolu’nun dört bir yanından gelmiş binlerce Çepni Boy beyi ve  mensubu ile festival bünyesinde yapılan kültürel etkinlikleri izledim. Festival kapsamında yapılan panelde “Çepnilerin Anadolu’ya iskanları, siyasi ve kültür olayları” konulu bir bildiri sundum.
Türklerin, fetih öncesi devirlerde başlayan Sabir-Subar-Sümerler Türkleri, Kimmer Türkleri, Hun Türkleri, Saka-İskit Türkleri, Bulgar Türkleri, Hazar Türkleri, Hun Türkleri, Sibir-Sabar Türkleri, Tahtacı Türkleri, Türgiş Türkleri, Abbasiler, Harzem Türkleri, Tolunoğlu Ahmet Bey, Çağrı Bey, Tuğrul Bey, Melik Alp Arslan yönetimiyle yapılan akınlar ile 1071 yılı Malazgirt zaferi sonrasında Anadolu’yu yurt tuttukları ve Çepnilerin XIII. Yüzyılda 300 000 çadırda oturdukları tarihi bilgilerini aktardım.
Çepnilerin, Anadolu’da kurdukları Niksar, Sivas merkezli Danişmentoğlu Beyliği’ni (Devlet)’, Erzurum merkezli Saltukoğulları Beyliği’ni, Diyarbakır merkezli İnaloğulları (Yinaloğulları) Beyliği’ni, Balıkesir merkezli Kara İsaoğulları (Karesi) Beyliği’ni, Orta Karadeniz merkezli Hacı Emiroğulları Beyliği’ni, Bayramoğulları Beyliği’ni, Canikoğulları Beyliği’ni, Tacettinoğulları Beyliği’ni ve Rumeli’de kurdukları Dobruca Beyliği (Devlet) leri ile Anadolu ve Rumeli’nin Türk yurdu yapılmasında büyük emekler sarf ettiklerini anlattım.
Çepni Boy beyleri Hacı Bektaş-î Veli, Kubbeddin Haydar (Haydar-ı Sultan), Hacı Bayram-i Veli’nin kurduğu tarikatlar bünyesinde açtığı Sarı Saltuk, Güvenç Abdal, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Koçi Baba, Battal Gazi, Seyyid Sabun, Köse Süleyman, Kara Baba, Seyyid Mekan, Haydar Dede, Karadonlu Can Baba, Ali Baba, Feyzullah Baba, Ulusoylar gibi adlarla anılan Türk-İslam Ocaklarında verdikleri millet esaslı öğretileri ile Anadolu ve Rumeli’nin Türk-İslam yurdu yapılmasını sağladıkları bilgilerini aktardım.
Çepnilere bağlı Danişmentli, Sarı Saltuk, Kara İsalı, Menemenci, İzolu,  Ece’li, Ulu Bey, Çağırganlı, İl Aldı, Bayramoğlu, Tahtacı (Çıtak), Ağ Viran, Malkoçoğlu, Köroğlu, Kandemir, Koçi-Koçak Bey, Tur’Hasanlı, Kara Yılan, Yakuplu, Cibranlı, Canikoğlu, Karacaoğlan gibi adlarla anılan yüzlerce aşiret, oymak hakkında özet bilgiler verdim ve hangi şehir, kasaba, köy, yaylak, kışlakta kaç hanede yaşadıkları tarihi bilgilerini özetledim.
Çepnilerin, siyasi ve kültürel olayları hakkında bilgiler aktardım:
İnanç kültürleri ve dil/ağız yapıları üzerine durdum: Moldovya, Ukrayna, Yunanistan, Bulgaristan uzantılarından Gağauz (Gök Oğuz) ların Hıristiyan olup, Gağauzca adı verilen Türkçe bir ağız yapıları bulunsa da pek çoğunun bölge dilleri ile iletişim kurduklarını, Rumeli (Balkanlarda) kalmış Sarı Saltuk’un torunlarının pek çoğu İslam inancını korumuş olsa da Bosna’da, Boşnakça, Bulgaristan’da Bulgarca konuştukları, Tunceli, Elazığ, Erzincan yöresinde yurt tutmuş uzantıları günümüz adlandırmasıyla kendilerini Zaza Alevîsi adıyla tanımlanırken, Orta ve Batı Anadolu uzantılarının kendilerini Sünni Türkmen adıyla tanımlandıkları bilgilerini verdim.
Van, Ağrı, Tunceli, Kırşehir, Ankara, Konya Antep, Kilis, Antakya, Adana, İçel yöresinde uzantıları bulunan Haydar-i (Haydaran) Aşireti üyelerinin, Van, Ağrı, Tunceli, Kırşehir, Ankara, Konya uzantıları Kurmançi ve yahut Zaza bölge ağızlarını kullanıp, Anadolu’da Kürd adıyla tanımlarlarken, aşiretin Antakya, Adana, İçel yöresi uzantıları Arap Alevîsi, Fellah gibi adlarla anıldıkları ve Arapça ile eski Türkçe kelimelerden oluşan bir bölge ağzı ile iletişim kurdukları kaynak ve alan bilgilerini aktardım.
Yine, Haydar-ilere bağlı olduğu bilinen Cibranlı Aşireti üyelerinin Muş/Varto ve Bulanık ilçeleri ile Birgöl Karlıova yöresi uzantıları ekseriyetinin Kurmançi bölge ağzı kullanıp, bir kısmının da Zaza adı verilen bölge ağzı kullandıkları ve kendilerini Kürd adıyla tanımladıkları tarihi ve alan bilgisini aktardım.
Mil, Milan, Milayi, Melan adıyla da anılan Erzurum, Şanlıurfa, Bitlis, Çankırı, Çorum, Amasya yöresinde yaygın olarak yurt tutmuş Milli Aşireti üyelerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu yöresi uzantılarının Kurmançi bölge ağzı kullanıp, kendilerini Kürd adıyla tanımlarken, Çankırı yöresi uzantılarının kendilerini Türkmen adıyla tanımlayıp, Orta Anadolu’ya özgü bölge ağzı kullandıkları, Çorum ve Amasya yöresinde yurt tutmuş uzantılarının ise Kurmançi bölge ağzı kullanarak kendilerini Kürd Alevîsi adıyla tanımladıkları, inanç kültürü olarak Vefa-i, Baba-i gibi millet esasıyla faaliyette öğretilerini sunan tarikatlara bağlı Karadonlu Can Baba, Ağu İçen, İmam Rıza adıyla anılan Türk-İslam ocaklarında ibadet geleneklerini işledikleri bilgilerini aktardım.
Malatya, Hısn-ı Mansur (Adıyaman), Rakka, Tunceli, Amasya, Şanlıurfa, Siirt yöresinde uzantıları bulunan, Doğu ve Güneydoğu bölge ağızlarında İzolu, İsolu adıyla anılan aşiretin, Kara İsaoğlu adından bozulduğu, bu aşiretin bir kısmı Sünni Kürd, bir kısmı Alevî Kürd (Zaza) adıyla anıldıkları, Rakka, Siirt yöresinde yurt tutmuş uzantıları Arapça konuşup kendilerini Arap ve Türk kabul ettikleri, söz konusu aşiretin ise Adana yöresinde Türkmen, Balıkesir yöresinde Yörük adıyla tanımlanan Kara İsaoğlu Aşireti uzantıları olduğunu belirttim.
Şarlıurfa/Haliliye, Kabahaydar köyünde Kurmançi bölge ağzı kullanan ve kendilerini Kürd adıyla tanımlayan, Tunceli/ Kırkmeşe, Vişneli, Ağveran, Arpaderen köylerinde Zaza bölge ağzı kullanıp, Bektaş-î (Alevî) inanç kültüründe bulunan aşiret üyelerinin, Gümüşhane/Şiran İlçesi İnözü köyünde yurt tutmuş uzantılarının Türkmen Alevîsi inanç kültüründe bulundukları alan bilgilerini aktardım.
Çepnilerin, Çankırı Merkez Ali Bey (Ali Baba) mahallesinde yurt tutmuş Elekçi (Kasnakçı) adıyla anılan ve Hacı Bektaş-î Veli evlatlarından Ali Baba ile Koçi Baba silsilesinden olduğu bilinen oymakların, atalarıyla katıldıkları Osmanlı, Rumeli seferlerinde öğrendikleri Rumeli ağızlarına izafeten Romen adıyla adlandırılmaları konusu hakkında tarihten ve alandan bilgiler aktardım.
Çepnilerin, Balıkesir, Sivas, Tokat, Çorum, Kırıkkale, Nevşehir, Gümüşhane, Tunceli yöresi uzantıları ekseriyetle kendilerini Alevî adıyla tanımlarken, Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon, Ankara, Kastamonu yöresi uzantıları kendilerini Sünni adıyla tanımladıkları, Gaziantep/Araban yöresi uzantılarının ise bir kısmının Kurmançi bölge ağzı kullandıklarını ve Kürd Alevî inanç kültüründe bulundukları tarihi ve alan bilgisi hakkında bilgiler paylaştım.
Çepnilerin, 1239 yılında cereyan eden ve tarihte Baba-î İsyanları olarak bilinen isyana katıldıkları, bu isyanı Selçuklu güçlerinin Kırşehir/Malya Ovasında bastırılmasıyla, bir kısmı Karadeniz bölgesine, bir kısmı İç Eğe bölgesine, bir kısmı da Dersim dağlarına çekildikleri bilgilerini aktardım. 1299’da kurulan Osmanoğulları Beyliği ile ittifak oluşturarak Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Karaca Ahmet, Köse Süleyman gibi kanaat önderleri, Mihaloğulları (Mikail), Kara Murad, Malkoçoğlu gibi güçlü aşiretleri ve Yeniçeri adıyla anılan askeri kurumlarıyla Batı Anadolu Beylikleri’nden Kara İsaoğulları (Karesi), Aydınoğulları, Menteşoğulları, Hamitoğulları, Sarıhanoğulları, Germiyanoğulları, Çandaroğulları Beylikleri (Devlet) nin siyasi hakimiyetlerine bir bir son verdikleri Beylikler devri hakimiyet savaşlarını irdeledim.
Osmanoğulları Beyliği, Batı Anadolu Beyliklerinin siyasi hakimiyetine son verdikten sonra, Eretna, Kadı Burhanettin, Karamanoğlu gibi Orta Anadolu beylikleri, diğer bir anlatımla Çepni, Bektaş-î, Haydar-i, Bayram-i’lerin yoğun olarak yaşadığı yurtlarına gelince bu ittifaktan ayrıldıkları ve Osmanoğullarına karşı muhalif duruma geçtikleri tarihi bilgilerini aktardım.
Osmanoğulları ise Eretna, Kadı Burhanettin Beyliği’ne karşı savaşacak, Bektaş-îlerden boşalan savaşçı boşluğunu Dersim, Erzincan, Amasya yöresinden getirdiği 10 binlerce çadır Şadili (Koçgiri) Aşiret teşekkülü ile, Karamanoğulları Beyliği’ne karşı Doğu Anadolu illerinden getirdiği 10 binlerce çadır Atçekenler Aşiret teşekkülü ile, Safevi, Dulkadiroğlu, Ramazanoğlu, Memluklu Beyliklerine karşı da savaşacak savaşçıları da Beyazitoğlu Hanlığı’ndan, diğer bir anlatımla Ağrı, Van yöresinden derlediği İdris-i Bitlis-i Komutasındaki Beyazitoğulları güçleri ile doldurduğu ve söz konusu beyliklerin siyasi hakimiyetine bir bir son verip, Anadolu’da Türk-İslam birliğini sağlandığı bilgilerini paylaştım.
Çepnilere bağlı İl Aldı, Koçi, Ali Beyli gibi bazı oymaklarının Osmanlı, Safevi Savaşında, Safeviler yanında yer aldığı, bu bağlamda Van Beylerbeyi’nin Çepni Boy mensubu olduğu ve Doğu Anadolu’da bulunan kalelerinin savunmasının Çepniler tarafından yapıldığı, Osmanoğulları’nın bölgeye hakim olmasıyla da bunların binlerce çadırı İran/Herat bölgesine geçtiği bilgilerini aktardım.
Osmanoğulları ile Bektaş-îlerin ittifakı sona ermesiyle 1527 yılında Kalender Çelebi, 1580’li yıllarda Köroğlu, Kara Yazıcı ve Deli Hasan adlı Çepni Beyleri öncülüğünde çıkartılan isyanların Anadolu’nun önemli bir bölümünü etkisine aldığını, bu nedenlerle “Çepni, Danişmentli, Kandemir Çepnisi, Çağırganlı, Köroğlu, Azmanlı, Yakuplu” gibi adlarla anılan aşiretlere bağlı obaların Rumeli’ne, Kıbrıs Adası’na ve Rakka’ya (Suriye) sürgüne tabi tutuldukları konusunda arşiv bilgileri aktardım.
Danişmentli Devleti’yle Anadolu’da ilk devletini kurmuş, ilk parayı basıp, ilk medreseyi yapmış, Saltuklu Devleti Beyi Sarı Saltuk ile Rumeli’ne Türk-İslam kültürünü taşımış, kurdukları Bektaş-î, Haydar-i, Bayram-i Tarikatları bünyesinde, açtıkları onlarca Türk-İslam Ocağı’nda millet esasıyla öğretilerini sunduklarını belirttim. Bu öğretileri temel prensip (Ana yasa) olarak kabul ettiklerini ve bu bağlamda “El’ine, Bel’ine, Dil’ine Sahip Ol, İri Olalım, Diri Olalım, Bir Olalım, Aşına, İşine, Eşine Sahip Ol, Atına, Kadınına, Silahına Sahip Ol” gibi prensiplerini milletine öğreti ve vasiyet olarak sundukları bilgilerini aktardım ve bunları “Êl’ine, Bêl’ine, Dil’ine Sahip ol” Prensibiyle  örnekledim.
                 Bu prensibin Bektaş-î yurtlarında:
- Êl’ine sahip ol: ‘Êl’ sözcüğü gurbet el, yâd el, bizim el sözcüklerinde olduğu gibi Vatan-yurt anlamına geldiğini ve Êl’ine sahip olar sözcüğünün vatanına, yurduna sahip ol anlamına geldiği bilinir.
- Bél’ine sahip ol: Bél kelimesinin, bir yerleşim yerlerini birbirinden ayıran uzantılı tepelere, sınır-kıyı anlamında kullanıldığı ve bu deyimin “Sınırlarına, kıyılarına sahip ol” anlamına geldiği bilinir.
Örneklemek gerekirse;
Bektaş-î yurtlarında uzun zaman bir biriyle görüşememiş iki ahbabın karşılaştığı bir ortamda/yerde bir birine “Êl parası vermiyorsun, Bél parası vermiyorsun niye gidip, gelmiyorsun”? Diyerek latife ve sitem amaçlı deyim kullandığı görülür. Bu deyimden de anlaşılacağı gibi bél kelimesi sınır, gümrük, toprak olarak kullanıldığı anlaşılır.
Yine, Bektaş-î yurtları kırsalında yaşayan yaşlılar, birbirine köy, kasaba ve yerleşim yeri tarif ederlerken; Bél’in ardında, bél ağrı “doğru” git hemen orda denilerek bél kelimesini sınır-kıyı anlamında kullandıkları görülür.
 ‘Dil’ne sahip ol; denilerek te, Milletleri millet yapan, onu dünya milletleri yanında güçlü kılan ve yerini belirleyen Lisanına/diline sahip ol” denildiği, çünkü dilsiz bir milletin olmayacağını konu edilir.
Dolayısıyla bu prensip ile ‘Êl’ine (vatan-yurt), Bél’ine (sınır,kıyı, toprak), Dil’ine (Lisan)” sahip olmanın öneminin vurgulandığını belirttim.
Ortak noktayı, Türklük, Oğuz, Çepni olarak belirleyen “Yörük, Türkmen, Kurmançi, Zaza, Alevî, Sünni, Kürt Alevîsi, Sünni Kürt, Arap Alevisi, Boşnak, Pomak, Hıristiyan Türk, adı almış Çepnilerin bölücü tabuları yıktıklarını, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İzmir Çepni Boyu Derneği tarafından düzenlenmiş festivale katılan onlarca dernek, yüzlerce boy mensubu ve Bergama/Cumhuriyet Meydanını dolduran binlerce İzmirlinin birbiriyle sarmaş dolaş olduklarını söyledim.

Araştırmacı Yazar, İsmail UÇAKCI
Kaynak ve ayrıntılı biilgi: Bilge Oğuz Yayınları arasında yayın hayatına geçirdiğimiz Oğuz Boyları, Aşiret, Oymak, Cemaatler kitabımızın Şecere Baskısı ve Üçoklar adlı kitabımızda verilmiş.
Ayrıca, Festival kapsamında 18 Eylül/2022 günü Bergama Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan panelde bildiri olarak sunulmuştur.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum