Çelişki çelişki büyüyen bir aydın: Kemal Tahir

Sezai Coşkun, Esir Kentin Hür İnsanı: Kemal Tahir ile önemli bir çalışmaya imza atmış. Eser, ne İsa'ya Ne Musa'ya yaranmış bir yazar ve fikir adamı olan Kemal Tahir'in edebi ve fikri mirası üzerinde yeniden düşünebilmek için hazırlanmış bir çalışma olarak okuyucusunu selamlıyor

Çelişki çelişki büyüyen bir aydın: Kemal Tahir
21 Eylül 2012 - 19:38

 

İsmet Özel'den bir yerlerde mealen şöyle bir söz okumuştum 'Düşünen insan, çelişkiye düşmekten korkmamalıdır. Hatta hayatı boyunca hiç çelişki yaşamamışsa kendinden şüphe etmelidir.' Fikri manada insanı çelişkiye düşüren kararsızlıklar çoğu zaman onu ezberlerin, öğrenilmiş bilgilerin güvenli sularından ayırmak için atılmış kulaçlardır çünkü. Her kulaç, fırtınalı sularda boğulma tehlikesi demektir, bir daha geri dönemeyecek kadar uzaklaşma, sonunda yalnızlaş-tırıl-ma, tecrit... Bilinç çoğu zaman böyle bir yolculuğa kendiliğinden defans yapar, akıl almaz mazeretleri makul gösterir, körleşme kaçınılmazdır bu durumda. Bu defanstan, körleşmeye giden bu yoldan kurtulabilen, tecridi göze alabilen, şu dillere pelesenk düşüncenin namusunu koruyabilen çok az insan vardır.

Kemal Tahir şüphesiz bunlardan birisidir. Hayatının her döneminde birçok bedel ödemesine rağmen bu körleşmeye direnmiştir. Bu direniş fikirlerine katılın ya da katılmayın, saygı duyulması gereken, bilinmesi gereken bir direniş ve bir duruş örneğidir. Sezai Coşkun, Kemal Tahir'in hayatı eserleri ve fikriyatı üzerine cesurca bir çalışma yaparak önemli bir çalışmaya imza atmıştır.

Tahir'in eserleri üzerinde örgüt

Dergâh Yayınlarından çıkan Esir Şehrin Hür İnsanı Kemal Tahir üç bölümden oluşuyor: İnsan, Eser ve Fikir.İlk bölümde Kemal Tahir'in hayatı kronolojik olarak ortaya konuluyor. Kemal Tahir'e neden saygı duymalıyız sorusunun cevabını daha ilk bölümde alıyoruz. Hapishaneler, iftiralar, devlet baskısı, popüler deyimle mahalle baskısı, edebi suikast denemeleri ve bunlara rağmen doğru bildiğinden zinhar sapmayan bir yazarla başbaşa olduğumuzu anlıyoruz. Esir Şehrin Hür İnsanı'nın ayrıntılı bir çalışmanın ürünü olduğu her halinden belli; öyle olmasa biyografilere, otobiyografilere, otobiyografik romanlara bile genelde mesafeli duran benim gibi gönülsüz bir okuyucu için bile hem faydalı hem de keyifli bir okuma olmazdı. Coşkun, kitabın önsözünde şöyle tarif ediyor bu bölüm için yaptığı çalışmayı '...esas kaynaklarımız Kemal Tahir'in mektupları, dostlarının kaleme aldığı hatıralar ve dostlarıyla yaptığımız röportajlardır. Hayatıyla ilgili yeni bilgileri ortaya koymanın yanında bu hayatı, başlı başına bir metin gibi kabul ederek tahlil etmeye çalıştık. Kemal Tahir'in hayatı büyük oranda eserleri etrafında örgülenmiştir. '

İkinci bölümde yazarın şiir hikâye ve romanları inceleniyor. İncelemeler İçerik ve Yapı başlıkları altında tasnif edilmiş. İçerik başlığında Kemal Tahir'in eserlerinin odak noktasının hayatıyla, fikri serüveniyle eş zamanlı olarak değişmesine şahit olmak sadece edebi eserler veren yazarlar için değil, edebiyat okuru için de bir atölye çalışması gibi adeta. Sezai Coşkun, sonuç bölümünde de dile getirdiği gibi yazarın özellikle romanlarının adeta hapishanenin gölgesi altında yazıldığına dikkat çekiyor. Bu somut olarak da eserlere yansır; Kemal Tahir'in her romanında hapishane ya romanın mekânıdır ya da kahramanlarından biri mahpusluk görmüş, yolu hapishaneden geçmiştir. Burada ilk bölüme tekrar dönerek şunu hatırlayabiliriz; hapishane Kemal Tahir'in hayatının öyle trajik bir parçası olmuştur ki, Tahir, 'Hapishanede Yapılacak İşler' diye notlar tutmaya başlamıştır. Hapishane Kemal Tahir için Medrese-i Yusufiye olmanın ötesine geçmiş, bir çeşit trajik kaynak, çalışma sahası, labarotuar halini almıştır.

Müstearla polisiye roman

Eserlerin ayrıca yapısal olarak incelendiğinden bahsetmiştik. Yapı bölümündeyse eserler; kurgusal özellikleri, dil, üslup, zaman, mekân, anlatım teknikleri ve bakış açıları etrafında inceleniyor. Özellikle romancılığı söz konusu olunca Kemal Tahir, müstear isimle polisiye romanlar yazması sayesinde kazandığı kurgu yeteneği, üzerinde çalıştığı tarih felsefesini romanlarına yedirmekteki ustalığı, dil ve üsluptaki başarısıyla Türk Edebiyatı'nın en önemli kalemlerinden biridir.

Üçüncü bölüm; 'Düşüncesinin Temel Kavramları', 'Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türk ve Dünya Tarihine Bakış, Osmanlı İmparatorluğu', 'Cumhuriyet Dönemi', 'Bizans', 'Edebiyat ve Dil' alt başlıklarından oluşuyor. Kemal Tahir'in düşünce serüveni ve cesareti yaşadığı zamanın şartlarını, düşünüş biçimini göz önüne alınca daha da kıymet kazanıyor. Sıkı bir Cumhuriyetçiyken de, sosyalistliği benimsediği ve Nazım Hikmet'in yakın arkadaşı olduğu dönemde de, Osmanlıcı ve Anadolucu olarak etiketlendiği ömrünün sonlarında da tabiri caizse antenlerini gerçeğe karşı hep açık tutmuştur. Onun fikir ve edebiyat yolculuğundaki duraklarından herhangi birinde koca bir ömrü tasasızca tüketenler tam da bu yüzden ona düşman olmuş, hem edebi hem siyasi manada onu linç etmeye çalışmışlardır. Cemil Meriç'in deyimiyle onun 'yalanları silip süpüren' sesi saydığımız sebeplerden gittikçe daha çok duyulacaktır. Sezai Coşkun'un kitabında belirttiği gibi; 'Kemal Tahir gerek yaşadığı dönemde, gerekse vefatından sonra (...) dışlanmıştır. Ancak insanların tarihle yüzleşmeleri nasıl ki bir zaruretse Türk edebiyatının ve okuyucusunun Kemal Tahir'le yüzleşmesi de bir zarurettir.'

Sezai Coşkun'un Dergah Yayınları'nın özenli baskısıyla kitaplaşan doktora çalışmasının en önemli özelliklerinden birisi insan, eser ve fikir olarak üç bölüme ayrılması ve her önemli kaynak eserde olduğu gibi karmaşaya mahal vermeden bu üçünün birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini imleyerek yazarın hayatına tüm yönleri ve önemli tespitlerle ışık tutmayı başarabilmesi.

Esir Şehrin Hür İnsanı ne İsa'ya Ne Musa'ya yaranmış önemli bir yazar ve fikir adamının edebi ve fikri mirası üzerinde yeniden düşünebilmek için atılmış önemli bir adım.

Esir Şehrin Hür İnsanı Kemal Tahir

Haz. Sezai Coşkun

Dergah Yayınları

2012

664 sayfa

yeni şafak kitap eki

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum