CBÜ VALİDE SULTAN TIP FAKÜLTESİ

Genlerim Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan bir seyyah olsa da kalbim Kayseri’de temellenip şekillendi ve enerjisini Manisa’da tüketti. Bu nedenle düşüncelerim atalarımın izinde gezinir, Kayseri-Manisa arasında sarkaç gibi salınır durur. Manisa’da bir eksik, kusur görsem “Kayseri’de nasıldı” diye düşünürüm.

CBÜ VALİDE SULTAN TIP FAKÜLTESİ
24 Aralık 2011 - 11:17

CBÜ VALİDE SULTAN TIP FAKÜLTESİ

Genlerim Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan bir seyyah olsa da kalbim Kayseri’de temellenip şekillendi ve enerjisini Manisa’da tüketti. Bu nedenle düşüncelerim atalarımın izinde gezinir, Kayseri-Manisa arasında sarkaç gibi salınır durur. Manisa’da bir eksik, kusur görsem “Kayseri’de nasıldı” diye düşünürüm.

Kayseri’de, Selçuklu eserleri arasında büyüdüm. Fikir ve düşüncelerim orada mayalandı. Selçuklu daha milli, daha arı, duruydu.

Osmanlı daha kozmopolit, daha emperyal, başka kültürlere ve yaşam biçimlerine daha hoş görülü… Bu yönü itibariyle Cumhuriyetimizi, Selçukluya daha yakın bulurum.

Bu farklılığın izlerine, her iki şehrin insanlarının mizacında, tavır ve davranışlarında bu gün de rastlamak mümkündür.

Kayseri’deki en görkemli yapıları Selçuklu eserleri oluşturuyordu. Bu eserlerden biri Kayseri Tıbbiyesi, Kayseri Darüşşifası, Şifa Hatun Medresesi diye anılan “Gevher Nesibe Tıp Medresesiydi”.

Gevher Nesibe, Selçuklu Hükümdarı 2. Kılıçaslan’ın 1204 yılında verem hastalığından vefat eden kızıdır. Medreseyi, vasiyeti üzerine ağabeyi Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev inşa ettirir. Bu yapı, dünyanın ilk Tıp Medresesidir.

1978 Yılında kurulan Erciyes Üniversitesi’nin Tıp Fakültesine, “Gevher Nesibe Tıp Fakültesi”, Fakültenin hastanesine “Gevher Nesibe Hastanesi” adı verilir.

Kayserililer, atalarının anısına ve mirasına sahip çıkmak ve değerlendirmek hususunda bu kadarla yetinmez, eski medreseyi “Gevher Nesibe Tıp Müzesi”ne dönüştürerek ölümsüzleştirir.

Manisa, Osmanlı’nın son döneminden günümüze kadar yaşanan iç ve dış göçlerle homojenliğini yitirse de, neticede Osmanlı bakiyesi bir şehir.

Manisa’ya, Kayseri’den 22 yıl sonra, 1992 yılında Manisa Üniversitesi ve Tıp Fakültesi kuruldu. Kimsenin aklına bu fakülteye ve hastanesine “Hafsa Sultan” veya “Valide Sultan” adını vermek gelmedi. Hiç kimse Hafsa Sultan Darüşşifası’nı “Tıp Müzesi yapalım” demedi.

Bu kayıtsızlığı Osmanlı emperyal kültürünün etkisine bağlıyorum. Osmanlı kültürünün emperyal etkisinin yarattığı hoşgörü ve güneşin batıya bıraktığı rahmetin rehavetiyle bu bölge insanının Milli değerlere bağlılığının plastikleştiğini(!) düşünüyorum.

Esasında; Hafsa Sultan’ın,-manevi hatıra itibariyle- Gevher Nesibe’den eksiği yok. Gevher Nesibe, Selçuklu Sultanı 2. Kılıçaslan’ın kızı. Ayşe Hafize Sultan, nam-ı diğer Valide Sultan; Yavuz Sultan Selim’in eşi ve Kanuni Sultan Süleyman’ın annesidir. 1522 yılında Bimaristan adıyla anılan Manisa külliyesini yaptırmıştır. Gerçi son 20 yılda Manisa’da gelişen Milli farkındalık sayesinde, Hafsa Sultan adı bir mahalleye ve bir ilköğretim okuluna verilse de işin özü ve efsane haline gelen söylemler itibariyle;

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesine ve Araştırma Hastanesine “Ayşe Hafize Sultan” veya “Valide Sultan” adının verilmesi ve Darüşşifanın aynı isimle Tıp Müzesine dönüştürülmesi gerekirdi.

Bu tasarrufumuz: Anayurt, Anadolu, Anadil, Anayasa, ‘ağlarsa’ anam ağlar ve canımız yandığında, ‘ah anam!’ sözcüklerini ve “Cennet anaların ayağı altındadır” buyruğunu dilinden düşürmeyip kendi töresine aykırı olarak cahiliye dönemi Arap örfünden olan erkek egemen toplum özelliğimizi değiştiren bir adım, analarımıza ve atalarımıza saygının veciz bir ifadesi olurdu.

Üniversitenin yapacağı anlamlı değişiklik, Manisa’da Mesir eksenli birçok projeye öncülük edecektir.

Bu küçük hizmetin yanında, Rektör Sayın Pakdemirli’den, Merkez Efendi Tıp Sempozyumları ve Konferanslarını ve Manisa’ya kültür ve turizm alanında değerler kazandıracak başka açılımlar bekliyoruz.

Üniversiteyi Manisa’ya, Manisa’yı Üniversiteye derin ve kalbi bağlarla bağlayacak başka bir yol olduğunu sanmıyorum. Bir üniversite bulunduğu şehrin sahip olduğu imkanları değerlendirerek o şehrin kültür, turizm,sanat, ekonomi gibi alanlarında gelişme yaratamıyor ve halkın yaşamında bir farklılık oluşturamıyorsa o şehirde üniversite olsa ne olur, olmasa ne olur?

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum