Beyza ERCEYLAN: KENDİMİZ

Çizdiğimiz resimler, okuduğumuz kitaplar hatta dinlediğimiz müzikler bile bizi bize anlatır aslında. Bazen dinlediğimiz müzik de kendimizi bulur, bazen de okuduğumuz kitapta ki "karakterlerle" benzeştiririz kendimizi.

Beyza ERCEYLAN: KENDİMİZ
17 Aralık 2018 - 19:40 - Güncelleme: 17 Aralık 2018 - 19:49

KENDİMİZ

Hayat bazen olmadık zamanlarda küçük sürprizler çıkarır karşımıza, bazen bu sürprizler dönüm noktamız, bazen de ölüm fermanımız olur. Bunları ayarlamak bize bağlıdır aslında. Farkında olmadan kendi ellerimizle hazırlarız bu sürprizleri. Karakterlerimizle gri bir kutu sözlerimizle siyah-beyaz süsleriz üstünü. Bazen bu kutlar çıkıntılık yapar, çöküntüler yaşarız, bazen de sümbül gibi açar, lavanta gibi koku salar etrafımıza.

Karakterlerimiz bizimle birlikte büyür. Sihirli sözlerimizle çoğu zaman küçülmeye, zaman zaman da bizimle birlikte büyümeye devam eder. Daha küçük yaşta ailemizin bize verdiği iyi-kötü desteklerle oluşmaya başlar benliğimiz. Etrafımızdaki etkenlerin de katkı sağladığı duygu-düşüncelerimizle oluştururuz kişiliğimizi. "Dostlarımızı" kendi beynimizde oluşturduğumuz tabiattan seçeriz. Bazen bu seçimlerimizin yanlış olduğunu zannetsek de aslında da tabiatımızdaki kuralları tam oturtamamaktan kaynaklanıyor. Kendimizde olmayan "mükemmel" özellikleri, başkasında arıyoruz. Bu özellikleri karşı tarafta bulamayınca "yanlış" seçim yaptığımızı sanıyoruz. Aradığımız özellikleri önce kendi karakterimiz de aramalıyız. Sizce de öyle değil mi?

Çizdiğimiz resimler, okuduğumuz kitaplar hatta dinlediğimiz müzikler bile bizi bize anlatır aslında. Bazen dinlediğimiz müzik de kendimizi bulur, bazen de okuduğumuz kitapta ki "karakterlerle" benzeştiririz kendimizi. Kendimizi tanımadan bir şey yapamayız, ya da yaptığımızı sanırız. Kendi karakterlerimizi es geçerek bir doğrumuz yokken yanlışlar ararız başkalarında. Her şeyin başında kendimizi tanımak gelir. Kendimizi tanımadığımız sürece karakterlerimiz de tam benliğimize oturmamaktadır. Ne yazık ki hayat başkalarında kusur arayacak kadar uzun değil, önce kendinizi tanıyın.

Çoğu insan hayatında hatalar yapar. Çoğu zaman yaptığımız hataların farkına geç varıyoruz. Ama asıl önemli olan er ya da geç fark etmemiz değil, fark ettikten sonra bu hataları düzeltebilmek. İnsanların "gurur" diye adlandırdıkları bir mesele var bilir misiniz? İşte sırf "gurur yapmayı" yanlış anladıkları için hatalarını fark etseler bile onu düzeltmezler. Bazen bir "özür dileme" ile telafi edebilir birçok şeyi. Ama bu tarz insanlar özür dileme tenezzülünde bile bulunmazlar. Özür dilediklerini de küçük düşeceklerini sanırlar. Ne kadar da yanlış bir düşünce! İşte bu düşünceyi hayatımıza geçirdiğimizde küçülüyoruz yavaş yavaş. Bir kelimeyi gerçek anlamından soyutlaştırıyoruz kafamızda. bu bile bizi çok yanlış yerlere çok farklı şeylere yönlendirebiliyor. Özür dilediğimiz de kendi içimizde küçülür, diğer insanların gözünde büyürüz. Bu durumu kendi içimizde mutlaka çözmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yoksa ileriki hayatımızda ciddi başarısızlıklar getirebilir.

Bazı insanlar kendini olmadıkları gibi tanıtırlar. Karşıdaki kişinin onu olduğu gibi kabul etmeyeceğini sanırlar. Oysaki yanlış düşünüyorlar, düşünüyoruz. Kendimizi göstermekten korkmamalı kendimizi ilk kendimiz kabul etmeliyiz. Aslında Mevlana bir cümleyle özetlemiş her şeyi "ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" diyerek. Bu cümleyi bilmekle kalmayıp hayatımıza geçirsek birçok şey düzelecek aslında. Hayatta dik durabilmek, hayatımızın geri kalanını başarılı, mutlu geçirmek istiyorsak, önce kendimizi tanımalı kendimize "ben kimim, nereden geldim" gibi sorular sormamız, kendimizi severek, hatayı kusuru önce kendimiz de sonra karşımızdakinde aramamız lazım.

13.12.2018 Beyza ERCEYLAN

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum