Beyoğlu Sahaf Festivali

28 Eylül’de artık gelenekselleşmiş ama geçtiğimiz son 5 yıl içerisinde bir türlü gidemediğim ve çok merak ettiğim İstanbul/Beyoğlu Sahaf Festivali’ne gittim. İnanılmaz pişman bir şekilde döndüm çünkü cebimde çok fazla param yoktu ve orası resmen bir cennetti. İstiklal Adakule’den içeriye girdiğinizde sizi hemen karşılıyor sahaflar. Bir de küçük çay bahçesi var, aldıklarınızı Haliç’e bakarak çay eşliğinde içip yutabilesiniz diye.

Her türlü kitabı, eski- yeni bulabileceğiniz aynı zamanda satabileceğiniz bir yer. Hem sadece kitaplarla sınırlı değil bu durum. Eski dergiler, eski gazeteler, eski afişler, eski paralar, eski fotoğraflar, eski kartpostallar ve diğerlerini bulabileceğiniz eşsiz bir yer. Benden önce giden bir arkadaşımın da dediği gibi ilk defa gittim, ama bu son olmayacak!

Ben eski bir kartpostal ile bir teyzenin ekildiği bir fotoğraf aldım. Benim aldığım fotoğrafın arkasında herhangi bir şey yazmıyordu ama saatlerce arkasında bir şeyler yazılı olanbir çok fotoğraf gördüm ve okudum. O kadar hoş bir durumdu ki. Aşağıda o teyzenin fotoğrafını ve ilk kez duyduğum ve resmini çok beğenip  aldığım “Akdeniz Ulusları Akademisi Vakfı”nın fotoğrafları ile bunları aldığım yerde ki iki kutudan bir tanesinin içinde olan fotoğraflar var. Eski fotoğraflar tanesi 50 kuruştan satılıyor. Onun içinde insanların birbirlerine attıkları kartpostallar da var. Onun dışında başka stantlarda eski kartpostalların fiyatları değişkenlik gösteriyor. Sahaflar da sadece kitap sadece edebiyat yok, aşağıya eklediğim şeyler yerel tarihin göstergesidir. Ayrıca onun altında da bir çöp kutusunun içinde çeşitli ükelerin eski paraları var. (İtalyan, Amerikan, eski Türk paraları, eski PTT jetonu gördüm. Benim de gittiğim her ülkeden topladığım bazen satın aldığım bir para koleksiyonumla ailemden, arkadaşlarımdan yurt dışına gidenlerin bana getirdikleri  bir para koleksiyonum vardır. Para koleksiyoncuların da çok hoşuna gidebileceği bir hizmet bu.

Biliyorsunuz ki tarihçiler için Diyanet’in ve MEB’in İslam Ansiklopedileri oldukça önemli kaynaklardandır ve seri halinde almaya kalkarsanız oldukça yüksek meblağdadırlar. MEB’in İslam Ansiklopedisi’ni cüzlerin sıralaması olmadan 2 liraya cüz cüz satıyorlardı. 5/2′sinden sonra ki ciltlerini kitaplarını bağışlayan birisinden bedavaya almıştım. İlk ciltlerden 3 cüzü de orada bulabildim. Türkler Ansiklopedisi’nin belli bir sayısına kadar ellerinde olduğunu ve 500 lira olduğunu söylediler. Fiyatlar oldukça uygun olduğu için bunu söyledim ve bana kartvizitlerini verdiler. İlgilenirseniz diye onu da aşağıya koyuyorum. Ki zaten kartviziti görünce kitap seven bir insansanız hemen tanıyacaksınızdır; facebook ve twitter da paylaşımları olan Gezegen Sahaf’ı!

Gezegen Sahaf’ın yan tarafında bulunan sahaftan da Hayat Tarih Mecmuası’nın 1965 yılının Şubat ayı’nda çıkan ilk sayısını 2 liraya bulup aldım. İlk konusunu III. Selim ile başlatan bu derginin ilk sayısını bulmak inanılmaz güzel bir duyguydu. Hayat Tarih Mecmuası’nın İmtiyaz Sahibi: Şevket Rado, Neşriyat Müdürü: Yılmaz Öztuna. İlk konusu ise Yılmaz Öztuna’nın yazdığı “50 Yıl Önce I. Dünya Savaşı’na girmiştik” adlı yazı. Elimde resmen bir hazine var. Beyoğlu sahaf festivali ise bunun için tabir-i caizse biçilmiş kaftan!

Yazıyı ise Beyoğlu Belediye’sinin yeni açmış olduğu ve sahaflar çarşısında onlar için bir stant kurup kitap ayracı ve katologları ücretsiz dağıttığı Turabibaba Kütüphanesi ile bitireceğim. En yakın zamanda kütüphaneye de gitmek istiyorum. Turabibaba katologları ile ayraçlar aşağıdaki fotoğraflarda, Turabibaba Kütüphanesi ile ilgili bilgi ise burada:http://kutuphane.beyoglu.bel.tr/

Bu sevimli ayraçlar dışında sahaf festivali için de ayraçlar yapılmış onun için ayrı bir stant ve satın aldığınız yerde de ayraçlar var. Ücretsiz alabilirsiniz. Yazıyı mutlaka gidin diye bitirmeme gerek yok gitmezseniz çok şey kaybedeceğinizi anladınız çünkü!