Ağlayarak uyanmıştım! Hilal Yiğit

Ağlayarak uyanmıştım. Vücudum hiç olmadığı kadar yorgundu. Kan ter içindeydim.

Ağlayarak uyanmıştım! Hilal Yiğit
27 Şubat 2013 - 11:22 - Güncelleme: 27 Şubat 2013 - 11:41

Ağlayarak uyanmıştım.

Vücudum hiç olmadığı kadar yorgundu. Kan ter içindeydim.

Bir gün önce 20. yaş günümü kutlamıştım. Zamanın ne kadar erken akıp gittiği aklıma geldi birden! Daha 17 yaşındayken arkadaşlarımla eğlenip, nasıl olsa sınava çok var diye dersleri takmazdım. 20. yaş günümde eski arkadaşlarım yoktu nedense. Hepsi yaş günümü unutmuştu herhalde.

Yeni dostlarım vardı elbet ama eski dostluklar bir başka olurdu işte.

O günleri hatırlarken gözlerimin dolduğunu fark ettim. Hemen kendimi toparlamalıydım. Annem görürse yeni bir sürü soru soracaktı. Sahi annem neredeydi? Hıçkırıklarımı duysa hemen odama gelirdi.

Neden her şey bana yabancı geliyordu? Yatağım, masam, dolabım her şeyim değişmişti. Sanki hepsi biraz kadınsı eşyalara dönüşmüştü, yataktan kalkamıyordum. Çok yorgundum. Sadece etrafa bakınıp kendime gelmeye çalışıyordum. Fakat bir türlü toparlanamıyordum. Ev alışık olmadığım kadar sessizdi. Sonunda gücümü toplayıp yabancı olduğum yataktan kalktım. İlk yaptığım iş aynaya bakmak oldu. Aman Allah’ım! Aynadaki kimdi? Bakan bendim ama görünen kimdi hiçbir fikrim yoktu! Saçları beyazlaşmış, yüzünde yaşlılığın mirasçısı kırışıklıklar olan biri vardı karşımda. Ellerim dikkatimi çekmişti. Küçük parmaklarım buruşmuş.

Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilmiyordum. Evde dolaşmaya başladım. Burası benim evim değildi. Annem, babam ve ablam yoktu bu evin içinde. Neden herkes bir anda etrafımdan yok olmuştu. İçimden bunun bir kâbus olduğunu geçirip duruyordum. Aniden ağlamaya başladım. Kapı çaldı birden. Yabancısı olduğum evin sahibi olarak açtım kapıyı. Karşımda benim yaşlarımda hafif şişman bir adam duruyordu. Kimsin diye sorduğumda sen yine ilaçlarını almadın mı diye bağırmaya başladı. Sonra sakin bir şekilde kocam olduğunu söyledi. Şaşkınlığım bir kat daha artmıştı. Daha dün 20 yaşındaydım, birden bire nasıl 82 yaşında olabilirdim? Kalbim ummadığım kadar hızlı atıyordu. Yanımdaki adama annem nerede diye sorduğumda 10 yıl önce kaybettiğimizi söyledi. Her yeni sorumda biraz daha ağlıyordum.

Annem ve babam yoktu artık! Ya ablam, oda mı öldü dediğimde beklediğim cevabı aldım. O kadar iyi bir cerrah olmuş ki 83 yaşında olmasına rağmen hala hocalık yapıyormuş. Vefasız çıkmış ablam! Annem ve babam vefat ettikten sonra uğramaz olmuş yanıma. Ya çocuğumuz var mı diye sorduğumda gözleri doldu birden. Meğer hiç çocuğumuz olmamış! İki kişi kalmışız bu dünyada. Bu cevaptan sonra iyice kötü olmaya başladım. O an bayılmışım, uyandığımda hastanede olduğumuzu hemen anladım. Doktor eşime bir şeyler söylüyordu. Hastaymışım hem de en kötüsü ‘’Alzheimer’’ diye bir illet. Evet, unutkan, yaşlı huysuzun tekiymişim. O an kendimi bir boşlukta hissettim. Gençliğim hariç hiçbir şey hatırlayamıyordum. En kötüsü çoktan kendimi unutmuş olmamdı! 

Hilal Yiğit

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum