15 sene oldu buradan göçeli...

SAMET ALTINTAŞ - İSTANBUL-ZAMAN GAZ. 1 Şubat 2014 Barış Manço, Türkiye’de bir sanatçıdan fazlasıydı şüphesiz. Bugün 1 Şubat… Ak Saçlı Bilge, aramızdan ayrılalı 15 sene oluyor…

15 sene oldu buradan göçeli...
01 Şubat 2014 - 16:29

1996 yılında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından kendisine verilen ‘Hoşgörü Ödülü’ sonrası, duygularını şu sözlerle ifade etmişti: “Bu saçlar, bu milletin engin hoşgörüsüyle beyazladı.” Türkçe sözlü rock müziğin kurucularından Barış Manço, 1969’da ses verdiği ‘Dağlar Dağlar’ şarkısıyla 7’den 77’ye herkesin gönlünde taht kurdu. Klasik tabirle ideolojiler üstü bir kimlik haline geldi ve her kesim tarafından sevildi. 2 Şubat 1999’da evinde geçirdiği kalp krizi sonrası hayata veda ettiğinde, cenazesinde binlerce kişi ‘Barış Abi’si için saf tutmuştu. Beşir Ayvazoğlu’nun merhum sanatçının ardından kaleme aldığı şu satırlar, duruşun ve bakışın ses vermesi gibiydi aslında: “Akıllı uslu çocuklar saçlarını kısacık kestirirdi, ideal tıraş bizi Yankilere benzeten tıraştı. Barış Manço’nun saçlarının eski zaman dervişlerinin saçına benzediğini fark etmem uzun sürmedi. O, ne kadar sıra dışı olursa olsun aslında bizden biriydi, bizim türkümüzü söylüyordu. Evet, önce yadırgadım, fakat sonra sevdim ve çalışmalarını dikkatle takip ettim.” Manço’nun 1969’da besteleyip 1970’te piyasaya sürdüğü ‘Dağlar Dağlar’ şarkısı adeta patlama yapar. Öyle ki 700 binden fazla satar albüm.

Batı enstrümanlarının yanı sıra parçanın girişindeki kemençe, onun bu topraklara bakan karakterinin yansıması olur. Bugün hâlâ kuşaktan kuşağa, kulaktan kulağa dinleniyor bu şarkı. Sadece bu değil, hemen hemen her şarkısı birer klasik aslında. Manço, müzik kimliği dolayısıyla eleştirel bir tutum içindeydi. Ancak bu taşlamayı yakın dostu Cem Karaca gibi rijit bir üslupla değil, daha naif göndermelerle gerçekleştirir. Mesela onun bu tutumu, bazı kesimlerce hoş karşılanmaz ve sistem yanlısı olarak lanse edilir. Manço, türküleri Batı formunda yeniden yorumlar. İlk anda, ‘türküleri bozuyor’ ithamına maruz kalsa da geniş kitlelere, bilhassa gençlere yeni düzenlemelerle Anadolu’nun kapılarını açar. Barış Manço, Cem Karaca, Erkin Koray, Cahit Berkay gibi sanatçıların çalışmaları ve ‘tip’leri de hem dikkat çeker hem yadırganır.

Kurtalan Ekspres ile Anadolu’ya yolculuk

Türk müziğinin ak saçlı bilgesi, 1972 senesinde adını Haydarpaşa-Kurtalan (Siirt) hattından alan ‘Kurtalan Ekspres’ grubunu kurar. Şarkı sözlerinde destanlardan, atasözlerinden, eski deyişlerden sesler uç vermeye başlar. Sanatçı da Türk’ün tarihten gelen özelliklerini dillendirdiğini söyler zaten. Manço ve arkadaşları 1972’de Anadolu turnesine çıkar. Kütahya’da uzun saçlarından dolayı tehdit edilen ekibin otobüsüne dinamitle saldırı düzenlenir. Allah’tan kimse yara almaz. Kurtalan Ekspres’in merhum gitaristi Bahadır Akkuzu, yıllar sonra vereceği mülakatta, o günleri şöyle anlatacaktır: “Kıyafetlerimiz ve bilhassa uzun saçlarımızdan dolayı ilk zamanlar tepki alıyorduk; ama daha sonra bırakın şehirleri, Anadolu’da hangi köye gitsek, herkes bizi misafir etmek istiyordu.” Zaman geçmiş ve o artık her kesimin Barış Abi’si olmuştur. Hem çocuklara yönelik 7’den 77’ye programıyla çocukların gönlünü fetheder, ‘Adam Olacak Çocuklar’a nasihat verir hem de Dönence’siyle global bir köy haline gelen dünyayı tanıtır. 1991 yılında, gerçekleştirdiği Japonya konserinde toplumlararası barış köprüsü görevini de en iyi şekilde yerine getirir. Canlı performansın son şarkısı ‘Kara Sevda’, Japon Başbakanı ile samimi kucaklaşma, 20 bin kişinin Türk bayrağını sallaması hâlâ hafızalarda… Vefatından önce katıldığı bir TV programında, Türkiye’nin kırılma dönemleri olan darbeleri ve toplumda oluşan travmaları anlatacağı bir belgesel çalışmasından bahseder. Ancak ömrü vefa etmediği için bu proje hayata geçmez. Türkiye 1999’un iki Şubat’ında, Barıç Manço’nun Moda’daki evinde kalp krizi sonucu vefat ettiğini öğrenir. Herkes 56 yaşında dar-ı bekaya irtihal eden bir sanatçıdan daha farklı anlamlar ifade eden bu değerin kaybı için gözyaşı döker. Onu yitireli 15 sene oluyor. Kanlıca’da son uykusunu uyuyan merhum sanatçı, kabir hayatını anlattığı serdedilen ‘Dönence’ şarkısında ne diyordu? “Simsiyah gecenin koynundayım, yapayalnız/Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor…”

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum