FLAŞ HABER

12 TEMMUZ BEYANNAMESİ AMERİKAN YARDIMI İÇİN ÖN ŞART MIYDI ?

ÖAmerika, siyasi düzenini değiştirerek “liberal dünya”nın yanında yer almaya başlayan Türkiye’ye ve Yunanistan’a 400 milyon dolarlık ekonomik ve askeri yardım yapacaktı.Amerika, siyasi düzenini değiştirerek “liberal dünya”nın yanında yer almaya başlayan Türkiye’ye ve Yunanistan’a 400 milyon dolarlık ekonomik ve askeri yardım yapacaktı.Amerika, siyasi düzenini değiştirerek “liberal dünya”nın yanında yer almaya başlayan Türkiye’ye ve Yunanistan’a 400 milyon dolarlık ekonomik ve askeri yardım yapac

12 TEMMUZ BEYANNAMESİ AMERİKAN YARDIMI İÇİN ÖN ŞART MIYDI ?
27 Temmuz 2015 - 01:30

Ömer Aymalı / Tarih Gündem

II.Dünya savaşının Türkiye açısından en önemli sonuçlarından biri Sovyetler Birliği’nin savaşın kazanan tarafı olmasıydı. Savaş sonunda Sovyet istekleri bir bir ortaya çıkmıştı. Sovyetler Birliği Kars’ı, Ardahan’ı ve boğazlarda üs isterken Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü mecliste “ Açıkça söyleriz ki Türk topraklarından ve haklarından hiç kimseye verecek bir borcumuz yoktur. Şerefli insanlar olarak öleceğiz” diyordu. Sovyet talepleri üzerine Türkiye dış politikada Amerika’nın desteğini aramaya başladı.

Türkiye dış politik anlamda böyle sıkıntılı bir döneme girerken Amerika başta olmak üzere savaşı kazanan devletler sürekli bir şekilde demokrasi, özgür dünya vurgusu yapıyorlardı. Türkiye’nin tek partili bir siyasi yapıyı sürdürdüğü bu tarihlerde Türkiye’nin siyasi düzeni batılı ülkeler açısından İtalya ve Almanya’daki eski tek partili yönetimlerle aynı düzlemde gözüküyordu. Ancak bu durum uzun sürmedi. Türkiye batılı devletlerin sürekli gündemde tuttuğu özgür dünya, demokrasi gibi kavramların yeni dünya düzeninin anahtar kelimeleri olduğunu anlamaya başlamıştı. İnönü, San Francisco’da yapılacak Birleşmiş Milletler  konferansına gönderdiği heyete, ‘Amerikalılar çok partili demokrasiyi ne zaman kuracağımızı sizlere sorabilirler.. (bu soruya), demokrasiyi kurmak Cumhurbaşkanının en aziz arzusudur” şeklinde cevap veriniz diyordu.

Bu gelişmeler üzerine Türkiye, 1945 yılının sonlarına doğru çok partili düzene geçmeye karar vermiş ve başka siyasi partilerin kurulmasına izin vermişti. Ancak yeni düzene geçiş sürecinde içeride de ciddi sıkıntılar yaşandı. Çok partili düzene geçişe izin veren İnönü ve Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri kurdukları yeni düzenin sınırları konusunda hem fikir değillerdi. Bir kısım CHP’liler çok partili yapıya geçişi olumlu bulurken bazıları ise bundan rahatsızdı. 1946 yılında Cumhuriyet tarihindeki ilk çok partili genel seçimin sonunda İsmet İnönü, hükümeti kurma görevini Recep Peker’e verdi. Halbuki Peker tek partili yönetimi simgeleyen bir şahıstı ve demokrasiye bağlılığı şüpheliydi. Bu durum kısa süre içinde iktidardaki Peker hükümeti ile muhalefette bulunan Demokrat Parti’yi karşı karşıya getirdi. Yeni başlayan demokrasi mücadelesinde iktidar ile muhalefet arasında gerginlik daha ilk günlerden itibaren artmaya başladı. Gerginlik muhalefetteki Demokrat Parti’nin İstanbul ara seçimlerine girmemesine sebep oldu. Bu gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı İsmet İnönü devreye girerek iki tarafla da görüşmeler yaptı. Yaptığı görüşmelerin ardından tarihe 12 Temmuz beyannamesi olarak geçen 11 Temmuz’da radyoda okunmuş beyannameyi yayınladı. İsmet İnönü iktidar ve muhalefet liderleri ile yaptığı görüşmelerin ardından yayınladığı bu beyannamede iktidarın muhalefete yaşam hakkı tanımasını ve beraberce çalışmaları gerektiğini açıklıyordu. Bu bildiri üzerine Recep Peker hükümeti kısa süre sonra istifa etti. Tek parti döneminin artık geride kaldığı Türkiye’nin demokrasi yolunda devam edeceği belli olmuştu.

 

Sovyet tehdidine karşı Türkiye'nin yanında olduğunu göstermek

isteyen Amerika Missouri zırhlısını İstanbul'a göndermişti (1946)

 

Türkiye demokrasisini geliştirmelidir anlamına gelen bildirinin radyoda yayınlandığı gün Ankara’da önemli bir de dış politika gelişmesi yaşanıyordu. 1947 yılında Türkiye, Amerika’nın komünizm tehdidine karşı demokratik rejimleri desteklemek amacıyla hazırladığı Truman Doktrinine dahil edilmişti. Amerika, siyasi düzenini değiştirerek “özgür dünya”nın yanında yer almaya başlayan Türkiye’ye ve Yunanistan’a 400 milyon dolarlık ekonomik ve askeri yardım yapacaktı. Yapılacak yardım antlaşması Sovyet tehdidi altındaki Türkiye’yi Amerika ile müttefik hale getirecekti. Böylece Türkiye, Cumhuriyet döneminde yaşadığı en büyük dış tehditten kurtulmuş olacaktı. Yardımın ne şekilde yapılacağı ile ilgili görüşmeler nisan ayından itibaren Ankara’da sürmekteydi. İç ve dış politik gelişmelerin hızlı bir şekilde yaşandığı bu tarihlerde Amerika’da ise “Türkiye’nin demokrasi yolunda bir ülke olup olmadığı” ile ilgili tartışmalar yaşanıyordu. Amerikan Kongresinde Truman doktrinin görüşüldüğü oturumda bazı Amerikalı senatörlerden Türkiye’ye yapılacak yardıma itiraz sesleri yükselmekteydi. İtirazın sebebi ise Türkiye’nin demokratik bir ülke olmadığı ve demokrasiyi geliştirmek için yeterli çaba içerisinde olmadığıydı.

Uluslararası konjonktür Türkiye’nin hangi yöne doğru gitmesini tartışmaya mahal vermeyecek şekilde göstermekteydi. Türkiye’nin demokrasi yolunda yürümesinin hem iç politika hem de dış politika açısından gerekliliği belirginleşmeye başlamıştı. İşte bu şartlarda 12 Temmuz beyannamesi yayınlandı. Beyanname ile gerçek bir demokrasinin kurulması yolunda devam edileceği ilan edilirken aynı gün Türkiye ile Amerika arasında yardımlaşma antlaşması da imzalanıyordu. Türkiye bu antlaşma ile Sovyetlere karşı Amerika’nın desteğini alıyordu. İç politikada demokrasi yolunda ilerleyen Türkiye dış politikada da rahat bir nefes almıştı. İki önemli olay da aynı güne denk gelmişti. Peki bu durum bir tesadüf müydü ?

12 Temmuz 1947 tarihi, yapılan antlaşma ve yayınlanan bildiri ile önemli bir gün olarak tarihe geçti. Türkiye’nin demokrasi yolculuğundaki kilometre taşlarından biri olan 12 Temmuz beyannamesinin yardım antlaşması için bir ön şart olarak öne sürülüp sürülmediği ise hep cevapsız bir soru olarak kaldı.

Kaynaklar :  Necdet Ekinci,Türkiye’de Çok Partili Siyasi Hayata Geçişte Dış Etkenler

A.Haluk Ülman, Türk-Amerikan Diplomatik Münasebetleri (1939-1947)

Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları
00:50