Şamanlığın Temel Değerleri 1
“Eski Orta-Asya Şamanizm’inin esasları Gök-Tanrı, güneş, ay, yer, su, ata, ateş (ocak) kültleri idi. Çin vakanüvisleri tarafından Hunlarda tespit edilen Gök-Tanrı, güneş, ay, yer-su atalar ve ölüler kültü, Türk kavimlerinde, muhtelif kültürlerin tesirleri altında kalmalarına rağmen, son devirlere kadar devam ettirilen kültlerdir. Eski Türkler muhakkak ki Şamanist idiler, fakat bu Şamanizm iptidai değil, gelişmiş idi.”([1])Çin kaynakları, Hun kültüründen bahsederken tapınaklarını zikretmekteydiler. Bu haberlere göre hakanın karargâhındaki tapınakta her yılın başında ayin yapılırdı. Bu ayine Hunların yirmi dört boyunun başbuğları iştirak ederlerdi. Altıncı asırda büyük Göktürk Kağanlığını kuran sülale, Şamanist boyların yetiştirdiği sülaleydi. Uygurların Göktürklerden hâkimiyeti aldığı 742 yılına kadar, Orta Asya’nın kuzey bölgelerinde Şamanizm üstün durumdaydı. Devlet kurucu ilk iki Uygur Hakanı da Şamanist idiler. 763 de Bökü Kağan zamanında Manihaizm kabul edilse de, bu inanç ancak, Uygurların doğu Türkistan’a geldikleri 840 tarihlerinde tam manası ile yerleşebildi, Bu zamanlarda Şaman olan Kırgızlar, Uygurları, Moğolistan taraflarından çıkarıp, Orta Asya’nın doğusunda Kırgız Devletini kurdular. Şamanlığın en güçlü ve yaygın olduğu bölgeler, kuzeyde bulunan Altay, Ötüken ve Baykal çevreleriydi.
Üzerinde en çok durulası gereken kavram ise, bu inançla özdeşleşmiş, çok zaman da bu inanışın bile ötesine geçmiş, bu dinin temsilcisi ve din adamı olan Kam’dır. Şaman batı dünyasından gelen bir tabir idi. En eski kayıtlarda ona “Kam” dense de, Kazak ve Kırgızlar “Baksı”, Saha Türkleri “Oyun derlerdi”. O, Güzel sözler söyler, şiir okur, şarkılar besteler, bir güzel senaryolar, oyunlar tasarlar ve oynardı. Şaman esrime tekniği ile törenleri yöneten dini ve sihri özelliklere sahip kişiydi. Şamanlığın en belirgin özelliği, kendi ruhunu başa diyarlara ve boyutlara götürebildiği gibi, öteki dünyadaki ruhlarla iletim kuran ve onlara hükmedebilendi.
Kaşgarlı Mahmud, Kam sözünü, kâhin kelimesiyle açıklamıştı. Yusuf Has Hacip ise, Kutadgu Bilig'de kamları otacı-şifacı olarak ifade etmişti.
Kam olmak o kadar kolay değildi, o merhaleye ulaşabilmek için, kişinin belirli özellikleri taşıması, çok sınavlardan geçmesi gerekiyordu. Kamlık irsiydi. Şamanları dünyaya getiren hayvan anaydı. Onun bir hayvan sıfatı bulunmaktaydı. Şaman ağacı ve anası şamanın ruhunu yeniden şekillendirmekteydi. Yer altında da Şamanın ruhunu demir beşiğe koyarlar ve demircilerin piri Kıday Baksı ruhunu ateşte güçlendirip terbiye ederdi.
Celil Altınbilek
07.06.2022
[1]-İnan, Abdülkadir. Tarihten Günümüze Şamanizm. s.2. 3.bs. TTK Ankara. 3. Baskı 1986
FACEBOOK YORUMLAR