Türkiyenin Demokrasi Sınavı

Demokrasi ve DP’nin ilk sınavı 7 Haziran 2015 seçimleri, Türk halkının çok partili sisteme geçildikten sonraki 18. seçimi olacak. Ülkemizin geçmiş seçimleri kelimenin tam anlamıyla Türkiye’nin de hafızası… 1946’dan başlayarak 17 genel seçimi masaya yatırdık. Çarpıcı fotoğraflar, olaylar ve analizlerin yer aldığı dosyamızın ilk bölümü, 'yarım demokrasi' olarak anılsa da Demokrat Parti efsanesine kapı aralayan 21 Temmuz 1946 seçimleri.

Türkiyenin Demokrasi Sınavı
31 Ekim 2015 - 20:34 - Güncelleme: 31 Ekim 2015 - 21:43
ÖZEL DOSYA

Demokrasi ve DP’nin ilk sınavı

7 Haziran 2015 seçimleri, Türk halkının çok partili sisteme geçildikten sonraki 18. seçimi olacak. Ülkemizin geçmiş seçimleri kelimenin tam anlamıyla Türkiye’nin de hafızası… Yeni Şafak olarak, 1946’dan başlayarak 17 genel seçimi masaya yatırdık. Çarpıcı fotoğraflar, olaylar ve analizlerin yer aldığı dosyamızın ilk bölümü, 'yarım demokrasi' olarak anılsa da Demokrat Parti efsanesine kapı aralayan 21 Temmuz 1946 seçimleri.

İzzet Kaya 
 
Kübra Tokuş 
 

CHP'nin son zaferi
 
 

Cumhuriyet kurulduktan sonra 23 yıl boyunca ‘tek partili’ seçim sistemi ile yönetilen Türkiye, bugün sonuçları asla tartışılamayan demokrasiyi ilk olarak 1946 yılında ‘çok partili sisteme’ geçerek tecrübe etti. 1923’te Cumhuriyetin ilanından sonra 1923-1927-1931-1935-1939-1943 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek partili yönetimi ile seçimler yapılmıştı. Türkiye Cumhuriyeti İkinci Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı sonuçlar ve kendi içsel şartlarının zorlaması ile 1946 yılında ilk defa çok partili seçime gidecekti.

 
 
Türkiye ve CHP yol ayrımında

Ekonomisi çöküş sürecine giren Türkiye’de, 1945 yılına gelindiğinde ülkeyi yöneten “mevcut CHP ile” yol ayrımına gidilmesi ya da artık yeni bir siyasi düşüncenin rol alması gerektiği fikri konuşulmaya başlanmıştı. Meclis’te görüşülen ‘Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’ CHP içindeki muhalefeti gün yüzüne çıkardı. Kanun görüşmeleri esnasında kürsüde uzun bir konuşma yapan genç milletvekili Adnan Menderes dikkatleri üzerine çekmişti. Türkiye siyasetini yeni bir sürece sokan ilk adım, “Dörtlü Takrir” adıyla bilinen 7 Haziran 1945 tarihli önerge ile atıldı.

 
 
Bayar ve Menderes istifa etti

CHP milletvekilleri Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü’nün imzaladığı önergede, anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılması isteniyordu. Kabul edilmeyen ve açıktan bir meydan okuma olan bu önerge CHP’de deprem etkisi yapmıştı. 21 Eylül 1945’te Menderes ve Köprülü partiden ihraç edildi. Böylece bir yıldız gibi parlayan Adnan Menderes’in 15 yıllık CHP serüveni sona ererken, Celal Bayar da milletvekilliğinden istifa etmişti.

 
 
Demokrat Parti kuruluyor

II. Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra, 1 Kasım 1945’te Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Meclis’teki açılış konuşmasında 'Türkiye'nin tek eksiğinin bir muhalefet partisi olduğunu' söylemesi ile ülke artık yeni bir döneme giriyordu. Bunun üzerine Celal Bayar, 1 Aralık’ta parti kuracaklarını açıkladı ve 3 Aralık günü CHP’den istifa etti. Bayar ve arkadaşları, 1946 başında Demokrat Parti’yi (DP) kurdu. Artık Türkiye’de CHP dışında bir parti vardı. Halk, CHP dışında bir tercih yapabilecekti. İlk günlerde olumlu ilerleyen iktidar-muhalefet ilişkisi DP’nin kısa zamanda teşkilatını hızla genişletmesi ile bozuldu. Gelişmeler; İnönü’nün küçük bir muhalefet partisi olarak kalacağını düşündüğü Demokrat Parti’nin hedeflerini gerçekleştirebileceğini gösteriyordu.

 
 
DP'ye erken seçim tuzağı

26 Nisan’da toplanan CHP Meclis Grubu, Eylül 1946’da yapılması gereken belediye seçimlerinin Mayıs 1946’da yapılmasını sağlayan tasarıyı kabul etti. Bu kanun iktidar ve muhalefet arasındaki ilişkileri bozarken giderek artan bir gerginlik sürecinin de başlamasına neden oldu.

 
DP’den ilk manifesto: Seçimlere katılmıyoruz

DP Genel Merkezi, 8 Mayıs’ta Celal Bayar imzasıyla bir bildiri yayınlayarak belediye seçimlerine katılmayacaklarını açıkladı. 1947 yılında yapılacak milletvekili seçimlerinin öne alınması gündeme gelirse bu seçimlere de katılınmayacağı bildiriliyordu. DP’nin halktan büyük ilgi görmesi ile tehlike çanlarının sesini duyan CHP, genel seçimleri de erkene alma hamlesi yaptı. 5 Haziran 1946 günü Meclis Başkanlığı’na sunulan önerge aynı gün kabul edildi. 6 ay önce kurulan DP hazır değildi. Fakat seçimlere katılmama hamlesi halktan kabul görmedi. Meydanlardaki coşku ve kalabalıktan cesaret alan DP, 21 Temmuz günü yapılacak seçimlere girecekti. Yoğun ilgi DP’ye yönelik yeni bir baskıyı da beraberinde getirdi. Demokrat Parti mitinglerinde olaylar çıkıyor, partililer polisler tarafından baskı altına alınıyordu.

 
 
DP 40-50 sene iktidara gelmesin

Adnan Menderes, 17 Temmuz günü memleketi Aydın’da yaptığı konuşmada CHP’lilerin üzerlerinde nasıl bir baskı kurmak istediğini çarpıcı iddialar ile dile getirmişti. Sözlerine “Arkadaşlar ben size hesap vermeye geldim” diye başlayan Menderes konuşması gazetelere de haber olmuştu.

 
Bize yedi saat küfrettiler

Kendilerinden istenilenleri şöyle aktarmıştı: “Bu memlekete hürriyet gelsin diye çırpındık. Dinlemediler. Bizi sorguya çektiler. Yedi saat küfrettiler. Bize kızmalarının yegane sebebi, istedikleri yolda yürümeyişimizdi. Şark vilayetlerinde ve hudut vilayetlerimizde teşkilat yapmamamızı, köylere asla uzanmamızı istemediler. Halk Partisi'ne karşı hiç olmazsa 40-50 sene iktidara gelme iddiasında bulunmamamızı istediler. Görülüyor ki arkadaşlar, bizden beklenilen demokratik manzarayı tamamlayan bir süs olarak kalmak.”

 
 
Sonuca razı olmayız

CHP’li Nihat Erim 30 Mayıs 1946 günü Ulus gazetesinde yayınladığı “Şal” başlıklı makalesinde, İnönü’nün nabzını yoklayarak başarısız seçim propagandasından yakınmıştı. İnönü ise Erim’e, “Demokrat Parti kazanırsa yönetime el koyarız” şeklinde yorumlanacak şu yanıtı vermişti: “Ben ihtilalci ve Kuva-i Milliyetçi İsmet’im. Biz bu ülkeyi yoktan bu hale getirdik, üç beş çapulcuya maskara etmeyeceğiz. Yaptığımız bir tecrübedir. Muvaffak olursak ne ala, olamazsa vazgeçer eski usulde birkaç sene daha devam ederiz.”

 
Gölge lider Fevzi Çakmak

Dönemin gazeteleri, Vatan, Cumhuriyet, Son Posta ve Tanin ikiye bölünmüştü. Zaten CHP’nin yayın organı olan Tanin’in sert DP karşıtı haberlerine yanıt ise Son Posta’dan geliyordu. İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa gibi illerde DP’ye olan ilgi CHP’yi panikletmişti. Celal Bayar her gittiği ilde omuzlara alınırken, Ege’de Adnan Menderes rüzgarı esiyordu. Seçimin gölge lideri ise Milli Mücadele kahramanı Mareşal Fevzi Çakmak’tı. Çakmak, gittiği her ilde yoğun bir kalabalık tarafından karşılanıyordu.

 
 
“Bu seçim bizi meşru gayemize vardırmasa da…”

21 Temmuz günü, halkın ilk defa birden fazla partiye oy vereceği seçim günüydü... Demokrat Parti'nin teşkilatlanamaması ve seçmen baskı altına alınmasına rağmen bu çok önemli bir başlangıçtı. Ahmet Emin Yalman da seçim günü yazısında sandıktan çıkacak sonucu değil geleceği işaret ediyordu: “Bu seçim bizi meşru gayemize vardırmasa bile ona doğru mühim bir merhale teşkil edecektir. Bizden sonra hayatta rol alacak olan çocuklarımızın hesabına her halde bir şeyler kazanacağız ve bunu yapmış olmanın vicdani hazzını, haklı iftiharını duyacağız.”

 
 
Seçimlere açıkça müdahale edildi

Seçim sonuçlarına ilişkin Demokrat Parti’ye gelen ilk mesajlar “kazanıyoruz” yönündeyken bu bilgiler akşama doğru değişti. İddialar vahimdi. Çok sayada bölgede sandıklar kaçırılıp saklanmıştı. Oylar açık kullanılıp, gizli tasnif ediliyordu. Gazetelere göre seçimlerde hile yapılmıştı. Sonuçlar CHP’nin kazandığını gösterdiğinde DP genel merkezine öfke hakimdi. 'Sine-i Millet' lafı ilk kez o gün söylenmişti. DP, CHP iktidarını tanınmayacaktı. Celal Bayar bu fikre sıcak bakmadı. Fakat DP, hakkını meydanlarda arama kararı verdi ve seçimden hemen sonra başta İstanbul olmak üzere Bursa, Balıkesir, Adana, Konya ve Ankara’da büyük mitingler düzenledi. Seçim sonuçlarına itiraz edilmesi ise bir sonuç getirmedi.

 
 
62 DP’li Meclis’te
Cumhurbaşkanlığı seçimleri TBMM Milletvekilleri (Cumhuriyet Gazetesi)
 

İlk kez siyasal bir rekabetin yaşandığı seçimin ardından 465 sandalyeli Meclis, DP’nin 62 milletvekilinin katılımı ile açıldı. Sağ tarafa DP’liler, sol tarafa ise 397 CHP milletvekili yerleşti. Cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP’nin adayı İsmet İnönü, DP’nin adayı ise Mareşal Fevzi Çakmak’tı. İnönü Cumhurbaşkanı seçildi. Fevzi Çakmak ise CHP’lilerin de oy vermesi ile çok partili Meclis’in ilk başkanı olmuştu.

devamı yenişafak gaz

http://www.yenisafak.com/ozel-dosya/turkiye-genel-secim-tarihi-2332785

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum