SURİYE TÜRKMENLERİ TARİHİ

Suriye Türkmenleri Hakkında Araştırma

SURİYE TÜRKMENLERİ TARİHİ
31 Temmuz 2012 - 19:40

 

SURİYE TÜRKMENLERİ

Özet

-   7. yüzyıldan itibaren Oğuz boyları akıncılarının Irak ve Suriye’de görünmeye başladığı ve yoğun Türk göçlerinin 10. ve 11. yüzyıllarda gerçekleştiği bilinmektedir. Tolunoğulları ile başlayan Türklerin yerleşimi 11. yüzyılda Sel­çukluların bölgeye gelmesi ile devam etmiştir. Buradaki Türk boyları, 1096 yılında Haçlı seferleri başladığında Selahattin Eyyubi komutasındaki Müslümanlarla birleşerek Haçlılara karşı bölgeyi savunmuştur.

-  Yavuz Sultan Selim, 1516 yılında Mercidabık’ta Memlukluları yenerek bugünkü Suriye topraklarını Osmanlılara bağlamıştır. 1516’dan sonra yönetimi Osmanlı Devleti’ne geçen bölge 1918 yılına kadar kesintisiz olarak 402 yıl boyunca Türklerin hakimiyeti altında kalmıştır. Bu dönemde Suriye’de Türkmen yerleşimi artarak devam etmiş ve bölgede önemli bir Türk nüfusu oluşmuştur.

-1. Dünya Savaşı sonrasında bölgedeki Türk idaresi sona ermiştir. Ancak Türkiye’nin Suriye’ye olan ilgisi Kurtuluş Savaşı sırasında da devam etmiştir. Osmanlının çekilmesi ile Suriye Türkmenleri milli mücadeleye başlamıştır. Ahmet Nabğalı liderliğindeki Suriye Türkmenleri, Gazi Mustafa Kemal’in de ilgisini çekmiştir. O tarihlerden bu yana Suriye Türkmenleri henüz lider çıkaramamıştır.

-   Türkiye ile Fransa arasında 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara Anlaşmasının 7. maddesi, “Suriye’deki Türkmenlerin resmi dillerinin Türkçe olması ve tüm kültürel sosyal haklarının korunmasını” içermektedir. Dolayı­sıyla Ankara Anlaşması Suriye Türkmenleri konusunda Türkiye’ye garantörlük vermiştir.

-  Suriye’de Türkçe konuşan Türkmen sayısının yaklaşık bir buçuk milyon, Türkçeyi unutmuş Türkmenlerle beraber sayının 3,5 milyon civarında olduğu belirtilmektedir. Dillerini unutmuş olan Türkmenler kimliklerinin bilincinde olmakla birlikte yaşadıkları bölgenin dili, kültürü ile bütünleşmiştir. Ancak Türkmen kimliklerinin bilincedirler. Küçük gruplar halinde yaşayanlar önemli ölçüde Araplaşmıştır. Suriye Türkmenlerinin büyük çoğunluğu Sünni Hanefi mezhebine mensuptur. Çok az sayıda Alevi Türkmen bulunmaktadır. Suriye Türkmenlerinin konuştukları diller Arapça ve Türkçedir. Türkiye Türkçesine çok yakın bir Türkçe konuşulmaktadır.

-   Suriye Türkmenlerinin ekonomik faaliyetlerine bakıldığında, Halep Türkmenlerinin genellikle tarım ve ayakkabı sanayisi ile geçimlerini sağladıkları görülmektedir. Lazkiye ve Tartus Türkmenleri narenciye ve ormancılıkla meş­gul olurken Hama ve Humus Türkmenleri hayvancılık ve tarımla uğraşmaktadırlar. Şam’da yaşayan Türkmenler memurluk ve serbest meslek, Rakka ve Dera’da ise tarım başlıca gelir kaynağıdır.

-  Kimi dönemlerde bazı çıkışlar olsa da genel olarak Türkmenler arasında siyasal bir milliyetçilik gelişmemiştir. Türkmenler arasında tepkisel ve kültürel bir milliyetçilik vardır. Suriye sisteminin sert yapısı, Türk hareketinin siyasallaşmasını önlemiştir. Ancak özellikle son halk ayaklanması ile beraber uyanışa geçen bir Türkmen milliyet­çiliği de görülmektedir. Kendi haklarını aramak, Suriye toplumu içinde kendi benliklerini bulmak ve varlıklarını ispat etme çabası içindedirler.

-   Suriye’de yaşanan halk ayaklanması Suriye Türkmenleri açısından fırsatlar sunmaktadır. Suriye’de devrimin ba­şarıya ulaşması durumunda sivil demokratik bir siyasal sistem ortaya çıkabilir. Bu ortam içinde Suriye Türkmen­lerinin en büyük beklentisi, yeni anayasada Suriye halkını oluşturan unsurlardan biri olarak yer almaktır. Bunun yanı sıra anadilde eğitim ve diğer sosyal, kültürel hakların verilmesini talep etmektedirler.

-   Türkmenler hali hazırda muhalif hareketlerin içinde yer almaktadır. Suriye genelinde Mart 2011 tarihinden Ka­sım 2011e kadar 300 civarında Türkmen hayatını kaybetmiştir. Ayrıca yüzlerce kayıp ve tutuklu Türkmen bulun­maktadır. Türkmenler, Türkiye’den Suriye’yi ve Türkmenleri dünya gündemine taşımasını beklemektedir. Suriye’de oluşacak yeni devlet sisteminde Türkmen kimliğinin ve haklarının yeni anayasa çerçevesinde korunması konusun­da destek olunması gerekmektedir ancak şu ana kadar Türkmenler için henüz somut adım atılmamıştır.


Giriş

Suriye’de 2011 yılının Mart ayı içinde başla­yan halk hareketleri uzun yıllardır üstü ör­tülen yeni toplumsal dinamikleri ortaya çı­karmaya başlamıştır. Dünya ve hatta Türkiye kamuoyunun fazla bilgi sahibi olmadığı ve son zamanlarda Suriye’de değişim sürecinde gündeme gelen topluluklardan biri de Suriye Türkmenleri olmuştur. Suriye Türkmenleri, Suriye’de olası bir yeni siyasal yapılanma için­de etkin bir aktör olmak çabası içindedir. Res­mi veri olmamakla birlikte Suriye’de 1,5 mil­yon civarında Türkçe konuşan ve 2 milyona yakın da dilini unutmuş Türkmen yaşamakta­dır. Suriye’nin sosyal yapısının heterojen ni­teliği göz önüne alındığında bu rakam siyasal sürece etkisi bakımından son derece önemli olabilir. Ancak Suriye Türkmenleri uzun yıl­lar örgütlenememiş olmaları ve Türkiye’den kopuk yaşamış olmaları nedeniyle dillerini ve hatta kimliklerini kaybetme riski ile karşı kar­şıyadır.

Suriye Türkmenleri hem akademik hem de siyasi olarak yıllarca ihmal edilen bir çalışma alanı olagelmiştir. Bu çalışma söz konusu boş­luğu doldurma ve gelecek çalışmalara katkı sunma çabasının ürünüdür. Bu rapor ile çok iyi bilinmediği düşünülen Suriye’de Türkmen varlığı konusunda kapsamlı ve detaylı bir ça­lışma ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmada yer alan birçok veri Suriye’deki saha çalışma­larına, gözlemlere dayanmaktadır. Raporda yer alan bilgilerin birçoğu kendisi de Suriye Türkmeni olan Ali Öztürkmen’e aittir. Bunun yanı sıra ORSAM uzmanları daha önce ger­çekleştirdikleri saha çalışmasında elde ettiği veri ve gözlemleri rapora yansıtmıştır. Raporu önemli kılan bir diğer unsur Suriye’de yer alan bütün Türkmen köylerinin listesi sunulmaya çalışılmış olmasıdır. Kuşkusuz tespit edilen­lerin ötesinde Türkmen yerleşim yerleri mev­cuttur. Bunun yanı sıra Türkmen boylarının günümüz Suriye topraklarına ilk yerleşimleri, o tarihten günümüze geçirdikleri evreler ele alınmıştır. Sonuç kısmında Suriye’de yaşanan halk ayaklanması Türkmenler açısından de­ğerlendirilmiştir.

I.    Suriye Türkmenlerinin Kısa Tarihi

Yakın Doğu’ya Türk göçlerinin başlangıç tarihi net olarak bilinmemektedir. Ancak 7. yüzyıl­dan itibaren Oğuz boyları akıncılarının Irak ve Suriye’de görünmeye başladığı ve yoğun Türk göçlerinin 10. ve 11. yüzyıllarda gerçekleştiği bilinmektedir. Suriye’ye yerleşen Oğuz boy­ları iki koldan ilerlemiştir. Birinci kol; Halep, Hama, Humus, ve Şam yöresine yerleşmiştir. Bunlar daha çok Bayat, Avşar, Beğdili, Döğer boyuna mensup oymaklardır. Diğer kol Lazki- ye ve Trablusşam istikametinde Ensariye dağ­larının batısına yerleşen Türk boylarıdır.1 Mu- tasım döneminde Şam ve Mısır’a vali olarak ta­yin edilen Eşnas el Türki ile beraber bölge daha yoğun olarak Türklerle tanışmaya başlamıştır. Tolunoğulları ile başlayan Türklerin yerleşimi

II.       yüzyılda Selçukluların bölgeye gelmesi ile devam etmiştir. Türklerin buraya gelen kolu, Oğuzlar’ın Türkmen olarak anılan kısmıdır. Türk etkinliği Selçuklular’ın bölgeye gelişiyle artmıştır. Özellikle Halep, Lazkiye, Trablusşam ve Asi Irmağı vadisi boyunca Hama, Humus ve Şam bölgesinde yerleşim yoğunluk kazanmış­tır. Suriye’nin kuzey bölgeleri, Antakya ve çev­resi ise 11. yüzyılda yoğun bir Türk yerleşimi­ne sahne olmuştur. 1064 yılında bölgeye gelen Türkler, Karahanlıların Batı Kolu hükümdarı Tamgaç Han’ın oğlu olan Hanoğlu Harun Bey ve ona bağlı 1000 kadar atlı Oğuz’dur. Bölge­ye akınlar gerçekleştiren bir diğer grup ise Alp Arslan’ın komutanlarından Afşin Bey ve San- dak Bey’dir. Bölgeye 1070-71 yıllarında Navak- kiye Türkleri gelmiş ve hakimiyet altına alma stratejisi izlenmiştir. Özellikle Anadolu’nun fethi için, Ahlat’tan sonra Halep bir hareket üssü işlevi görmüştür.2 1069-1070 yıllarında ise Kurlu ve Atsız Beyler, Güney Suriye’yi ta­mamen ele geçirmiştir. Selçuklu zamanında Sultan Alparslan Halep şehrini Türkmen ko­mutanlardan Ok Oğlu Atsız’a bırakmıştır. Ok Oğlu Atsız Halep şehrini teslim alır almaz Su­riye, Lübnan ve Filistin’i Fatımi hakimiyetin­den almaya çalışmıştır. Şam’ı kuşatıp fethede- meyince Golan bölgesinde Türkmen boylarını toparlayarak Filistin’e doğru yürümüştür. Filis­tin’deki Fatımileri bozguna uğratarak Ramle,

Tabariye ve Kudüs’ü ele geçirmiştir. Ok Oğlu Atsız idare ettiği Türkmen beyliğinin merke­zini Kudüs şehri ilan ederek sonrasında Şam’ı kuşatmıştır. 1076 yılında savaşmaksızın Şam’ı ele geçirmiştir. Bu tarihten itibaren Şam mer­kez olarak Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin Ok Oğlu Atsız’ın hakimiyeti altına girmiştir. Bu süreç içinde Türkmen boyları günümüz Suriye topraklarını yurt edinmeye devam et­miştir. Daha sonraki dönemde de Orta Asya, Güney Kafkasya (Azerbaycan) ve Anadolu’dan Suriye’ye Türkmen boyları göçmüştür.3 Niha­yet Sultan Melikşah, 1078 yılında Tutuş’a Suri­ye Selçuklu Devleti’ni kurma emrini vermiştir. Oğuzların Yıva Boyu ile Bayat, Avşar, Begdilli, Döğer ve Üçoklar oymakları Şam ve Halep’e yerleşmiştir. Buradaki Türk boyları, 1096 yılın­da Haçlı seferleri başladığında Selahattin Ey- yubi komutasındaki Müslümanlarla birleşerek Haçlılara karşı bölgeyi savunmuştur.4 Selahat- tin Eyyubi’nin Başkomutanı ve Şam Atabeyi Türk askeri lider Nuriddin Zinki Haçlılara kar­şı en büyük zaferi kazanan kişiydi.

Zinki Atabey Devletinden sonra Eyyubi Dev­leti yerini Memluklar (Kölemenoğulları)’a bı­rakmıştır. Suriye, 1260’tan itibaren bir Türk devleti olan Memlukların hakimiyeti altına girmiştir. İdaresi ve askeri gücü Türklerden o­luşan bu devlet Suriye’ye yaklaşık 250 sene ha­kim olmuştur. 1243 yılında Kösedağ Savaşında Moğollara yenilen Türk boyları Halep bölge­sine yerleşmiştir. Bu dönemde Suriye’ye gelen Türk çadır sayısının 40.000 olduğu tahmin e- dilmektedir.5 Yavuz Sultan Selim, 1516 yılında Mercidabık’ta Memlukluları yenerek bugünkü Suriye topraklarını Osmanlılara bağlamıştır.

1516’dan sonra yönetimi Osmanlı Devleti’ne geçen bölge 1918 yılına kadar kesintisiz olarak 402 yıl boyunca Türklerin hakimiyeti altın­da kalmıştır. Bu dönemde Suriye’de Türkmen yerleşimi artarak devam etmiş ve bölgede ö­nemli bir Türk nüfusu oluşmuştur.6 Osman­lı Devleti zamanında Suriye’de bulunan bazı Arap aşiretlerinin baskısı sonucunda Türkler Anadolu’nun içlerine göç etmeye zorlanmıştır. Ortaya çıkan olumsuz nüfus değişimi Osmanlı

Devleti’ni tedbir almaya itmiştir. Aneze Arap- larının saldırısını önlemek için Rakka’ya Türk aşiretleri yerleştirilmeye başlanmıştır. Böylece güneydeki Arap saldırılarının önü alınmaya çalışılmıştır.7 Bazı Türkmen boylarının bu böl­gelere yerleştirilme nedenlerinden biri de isyan etmelerinden dolayı cezalandırma amaçlıdır.

I.   Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Türk idare­sine baş kaldıran Şerif Hüseyin ve oğlu Faysal liderliğindeki Araplar, 26 Ekim 1918’de Halep’i ele geçirmiş ancak savaş sonrası Fransa’nın manda yönetimi altına girmişlerdir. Böylece bölgedeki Türk idaresi sona ermiştir. Bütün bu gelişmelere rağmen, Türkiye’nin Suriye’ye olan ilgisi Kurtuluş Savaşı sırasında da de­vam etmiştir. Bu dönem bölgedeki Türkler için sıkıntılı geçmiştir. Fransa’nın işgal hare­katı Arapları Türklerle birlikte hareket etme­ye yönlendirmiştir. Osmanlının çekilmesi ile Suriye Türkmenleri milli mücadeleye başla­mıştır. Ahmet Nabğalı liderliğindeki Suriye Türkmenleri, Gazi Mustafa Kemal’in de ilgi­sini çekmiştir. Ancak Nabğalı daha sonra Su­riyeli bir ajan tarafından öldürülmüştür. Bu dönemde Fransa işgaline karşı oluşturulan Türkmen çeteleri büyük direniş sergilemiştir. Halep’te Nüveyran Oğuz, Lazkiye’de Suhta Ağa komutasında iki Türkmen çetesi oluştu­rulmuştur. Bu liderler ve direniş grupları da Gazi Mustafa Kemal’in takdirini kazanmıştır. Nüveyran Oğuz, Fransa yanlısı Elbeyli beyle­rini Sipahiler Köyünde Kuvay-i Milli Kuvvet­leri ile birlikte öldürülmesine karşılık Mayıs 1940 tarihinde Gaziantep’te öldürülmüştür. Silah arkadaşı Kargen Tirken Polat Dişşo ise Halep’in Munbiç ilçesinde Şıh Yahya köyün­de Fransız askerlerine karşı taarruz esnasın­da şehit olmuştur. O tarihlerden bu yana söz konusu isimlerin dışında Suriye Türkmenleri henüz lider çıkaramamıştır.

Daha sonraki dönemde Türkiye ile Fransa arasında Ankara Anlaşması imzalanmıştır. 20 Ekim 1921 tarihli anlaşmanın 7. maddesi, “Su­riye’deki Türkmenlerin resmi dillerinin Türkçe olması ve tüm kültürel sosyal haklarının ko­runmasını” içermektedir. Dolayısıyla Ankara

Anlaşması Suriye Türkmenleri konusunda Türkiye'ye garantörlük vermiştir.

1939'da Hatay'ın Türkiye'ye katılmasıyla yeni bir döneme girilmiştir. 1946'ya kadar Fransa himayesinde kalan Suriye 1958'de Mısır'la bir- leşip “Birleşik Arap Cumhuriyeti”ni kurmuş­tur. 3 yıl sonra birlikten ayrılan Suriye 1967 yılında Arap-İsrail savaşında Golan Tepelerini kaybetmiştir. 1970 yılında ülkenin başına ge­çen Hafız Esad 30 yıl ülkeyi yönetmiştir. Bu za­man içinde Türkiye Suriye komşuluk ilişkileri Soğuk Savaş'ın da etkisiyle gelişmemiş, zaman zaman gergin bir hal almış; su sorunu, Hatay meselesi ve Suriye'nin PKK'ya verdiği destek bu yıllara damgasını vurmuştur. 1998 yılın­da imzalanan ve teröre karşı işbirliği öngören Adana Mutabakatının imzalanması ile PKK sorunu ortadan kalmış ve bu tarihten itibaren ilişkiler hızla ilerlemiştir.8 Yakınlaşan ilişkiler Suriye Türklerinin konumunu da olumlu yön­de etkilemiştir.

2.  Günümüzde Suriye Türkmenleri

1906'da yayınlanan Halep Vilayeti Salname­sinde günümüz Suriye coğrafyasında ne ka­dar Türk'ün yaşadığına ilişkin verilere rast- lanmaktadır. Belgede, Halep'te yer alan Türk mahallelerinin adları sayılmaktadır. Halep dışında 350 Türk köyünün varlığı belgede yer almaktadır. Buna göre Halep şehri ve çevre­sinde 200 bin, Lazkiye bölgesinde 150 bin, Telkere civarında 50 bin, Kuneytra (Golan) bölgesinde 100 bin ve diğer bölgelerde 300 bine yakın Türk yaşamaktadır. Böylece bel­geden 20. yüzyılın başlarında Suriye'de 1 mil­yona yakın Türk'ün yaşadığı anlaşılmaktadır.9 Günümüzde Suriye Türkmenlerinin nüfusu­na ilişkin resmi veya bilimsel araştırmalara dayalı rakamlar bulunmamaktadır. Son res­mi sayıma göre Suriye'nin nüfusu yaklaşık 23 milyondur. Bu nüfus içinde Türkmen nüfusu­na ilişkin farklı rakamlar verilmektedir. Su­riye Türkmenlerinin ifadelerine göre Türkçe konuşan Türkmen sayısının yaklaşık bir bu­çuk milyon, Türkçeyi unutmuş Türkmenlerle beraber sayının 3,5 milyon civarında oldu­ğu belirtilmektedir.10 Dillerini unutmuş olan Türkmenler kimliklerinin bilincinde olmakla birlikte yaşadıkları bölgenin dili, kültürü ile bütünleşmiştir. Ancak Türkmen kimliklerinin bilincedirler.11 Suriye'de büyük gruplar ha­linde yaşayan Türkmenler, milli benliklerini koruyabildikleri halde küçük gruplar halinde yaşayanlar önemli ölçüde Araplaşmıştır.12

Dini yapıya bakıldığında Suriye Türkmenleri­nin büyük çoğunluğu Sünni Hanefi mezhebi­ne mensuptur. Çok az sayıda Alevi Türkmen bulunmaktadır.13 Suriye Türkmenlerinin ko­nuştukları diller Arapça ve Türkçedir. Türkiye Türkçesine çok yakın bir Türkçe konuşulmak- tadır.14 Suriye Arap Cumhuriyeti'nde azınlık olarak sadece Ermeniler kabul edilmektedir. Diğer topluluklar Suriye Arap vatandaşı ola­rak kabul edilmektedir. Bu tanımlamadan do­layı yönetim Türkmen ya da diğer toplumlara örgütlenme izni vermemektedir. Bu nedenle Türkmenlerin Türkmen adı altında bir örgüt­lenmesi bulunmamaktadır.15

Şam bölgesinde yaşayanlara Şam Türkmeni denirken, Halep ve Rakka bölgesindekilere Halep veya Culap Türkmeni, Lazkiye Türk- menlerine Bayır-Bucak Türkmeni denmek­tedir. Ülkenin diğer toplulukları tarafından “Türkmenler” olarak adlandırılmaktadır. Suriye'de Beydilli (Kadirli, Arapli, Begmişli, Ulaşlı, Karaşıhlı, Güneçbayraktar, Gazlı), El- beyli (Gavurılli, Şahveli, Tırıklı, Tavli, Ferizli, Kara Taşlı, Doğanlı), Barak (Tabur, Kasımlı, Torun, İsallı, Tiryaki, Gökbakan, Mahmutlu), Bayat, Bayındırlı, Budak, Karkin, Karamanlı, Sallur, İsabeğli, Karakeçili, Musabeğli, Avşar, Bayındır, Berilli, Torun, Yörük, İse Beyli, Ka­ramanlı, Şark Evli, Gızıklı, Bozgeyikli Dede, Karakoyunlu, Sincar gibi Türkmen boyları yaşamaktadır. Bu Türkmen boyları ile Anado­lu'daki uzantıları olan Türk boyları arasında inanç, gelenek ve folklorik pratikler bakımın­dan çok önemli benzerlikler bulunmaktadır.

Suriye'de Türkçe eğitim yapan okullar olma­dığı gibi, Türkmenleri bir arada tutan her­hangi bir örgütlenme de bulunmamaktadır.


Köy ve kasabalarda yaşamaya devam eden Türkmenler kendi aralarında Türkçe konuş­mayı sürdürmektedir. Yüksek eğitim yapan Türkmenler’in sayısı çok azdır ve Türkiye’de eğitim alanlar da Suriye’ye geri dönmemeyi tercih etmektedir. Türkçe okur-yazar da son derece azdır. Türkçe yayın organları, 1922’den 1937’ye kadar, sürgündeki Refik Halit’in de katkılarıyla çıkan “Doğru Yol” ve “Vahdet” olmuştur. Suriye Türkmenleri, şive ve edebi­yatları bakımından Türkiye’nin bir uzantısı gibidir. Suriye’de konuşulan ağız, Hatay böl­gesinde konuşulan Türkmen ağızlarının bir devamı niteliğindedir. Hama ve Humus Türk­menlerinin şivesi eski Osmanlı diline son de­rece yakındır.

Suriye Türkmenleri günümüzde Şam, Halep, Humus, Lazkiye, Hama, Kuneytra, Tartus, Rakka, Idlib, ve Dera vilayetlerinde yaşamak­tadır. Bundan sonraki bölümde sıralanan böl­gelerde yaşayan Türkmenler hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır.

2.1.  Şam Türkmenleri

Şam’da farklı geçmişe sahip üç ayrı Türkmen topluluğu bulunmaktadır. Birincisi Osman­lı döneminden kalmış zengin Türkmen aile­lerdir. İkincisi Golan Tepeleri’nin İsrail tara­fından işgal edilmesinin ardından bölgeden göç etmek zorunda kalarak Şam’a yerleşen Türkmenlerdir. Üçüncü grup ise Türkiye’de cumhuriyet devrimleri sırasında Türkiye’den Suriye’ye göç eden Türkmenlerdir.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında hayata geçirilen devrimleri kabul etmeyen ve Anadolu’da ya­şayan bazı Türkler Şam şehrine göç etmiştir. Sayıların net olmamakla birlikte bu şekilde on bin civarında Türk Şam’a gitmiştir. Bu toplu­luk şu an Şam’ı çevreleyen Kassiyun dağ etek­lerinde Muhacirun mahallesinde oturmakta­dır. Muhyiddin Arabi’nin türbesinin etrafında yoğunlaşan bu yerleşim birimi Suriye’de “Türk Mahallesi” olarak bilinmektedir.16 Bunun yanı sıra Şam’ın Mesekin Berze, Muhayyem, Hacer Esved, Kadem, Işşıl Verver ve Cobar Hırmallı mahallelerinde yaşamaktadırlar. Şehir merke­zinde yaşayan Türkmen asıllı aileler Araplaş- mıştır.

Bunun yanı sıra Osmanlı döneminden kalan toprak sahipleri ve zengin tüccar Türk aile­ler bulunmaktadır. Bu topluluk Türklüklerini unutmamış olmasına rağmen Türkçeyi unut­muş ve devletle yakın ilişkiler geliştirmiştir.17 Şam ili şehir merkezinde Araplaşmış Türk­men asıllı ailelerden bazıları şu şekildedir: Ağrıbuz, Akbıyık, Aclıkın, İlçi, İbiş, Bereket, Bizim, Boğa (El-Hüseyini), Begdaş, Beyazid, Beytar, Terzi, Şeybani, Tillü, Temirağa, Türk- meni Tarakçı, Demir, Kaleci, Keçeci, Cebeci, Çuhadar, Çolak, Hani, Hoca, Hurdacı, Dalati, Dardari, Dergil, Duhman, Deveci, Rahavan- cı, Zirkli, Zeki, Zengi, Serdest, Sakati, Sultan, Trabzonlu, İzmirli, Antepli, Urfalı, Mardinli, Tokatlı, Erzrumlu, İstanbuli, Moralı, Şerbe- ci, Şerbetci, Şemdinağa, Sarıcalı, Karabatak, Gençosman, Gencyusufpaşa, Sabbağ, Susu, Tavlu, Abid, Abacı, Arabikatibi, Attar, Itri, Azim, Azme, Kabbani (Akbıyık dalı), Kat­lan, Kaşlan, Kassab, Kaltacı, Kuvvetli, Kapı- kolı (Kolı), Mahmalcı, Merdembeg, Malas, Malatyalı, Nakişbendi, Uzun, Keleş, Buhari, Buharalı, Dağıstani, Dokmak, İmadi, Mura- di, Biyk,Sılo, Kem almaz, Kerkütlü, Basmacı, Kerküklü.

Az sayıda bir kısım Türkmen Şam’ın kırsalın­da yaşamaktadır.

Tablo - 1 Şam’a Bağlı Türkmen Köy ve Kasabaları

İl: Şam

Eski Türkçe İsmi

Yeni Araplaştırılmış İsmi

Bily

Bily

Rihayba

Rihaybeh

Kaldun

Marah

Hatit Türkmen

Hatit Türkmen

 
 

 

2.2.  Halep Türkmenleri

Halep, Anadolu’dan daha önce Türkleşen bir şehir olmuştur. 1906 yılında yayımlanmış


olan Halep Vilayeti Salnamesi’nde yer alan Türkçe mahalle isimleri şunlardır: Hamidiye, Aziziye, Selimiye, Akyol, Altunboğaz, Oğul- bey, Badıncık, Balıbulgur, Tatarlar, Karaman, Çukurcuk, Çukurkestal, Hamzabey, Hensebil, Haraphan, Şakirağa, Şahinbey, Saçlıhan, Far­fara, Kazasker, Kilise, Küçükkilise, Mahmut- bey, Müstadembey, Harundere, Almacı.

Günümüzde de Halep şehrinde çok sayıda Türkmen yaşamaktadır. Halep halen, birçok Türk mimari ve sanat eserinin bulunduğu ve sokaklarında Türkçenin konuşulduğu bir şehirdir. Bölge nüfus, kültür yapısı itibariyle Güneydoğu Anadolu bölgesinin devamı ni­teliğindedir. Şehir merkezinde Hüllük, Kadı Asker, Hayderiyye ve Eşrefiyye önemli Türk­men mahalleleridir. Şehir merkezinde bulu­nan mahallelere ilaveten; Kurdağı, Azez, Bab, Münbiç, Carablus Kazalarında olmak üzere Halep Bölgesinde toplam 145 Türkmen köyü mevcuttur.

Halep şehir merkezinde bulunan ve boy ya­pısını kaybetmiş Türkmen kökenli ailelerden bazıları şunlardır: Şahbender, Ataşoğlu, Mu- derrıs, Basmacı, Kethuda, kahya, Ağa, Paşa, Sallur, Çelebi, Zıkırt, Sılo, Garkinavi, Türk- meni, Utri, Delati, Kerküklü, Hıbbu, Bazar- başi, Dellalbaşi, İzmirli, kerzün, Bekir, El beli, Kevakibi, Mahli, Barak, Gillo , Deymuk, Re­şit, Aebo ,Esvad , Şekşuk, Mılla, Yeğen, Ata­şoğlu, Kahya, Basmacı, El Türk, Sayıslı, Kör, Sarı, Sarı güzel, Bölükbaşı, Eşki, Nesimi, Hay­dar, Biriçikli, Mamo, Dışşo, Beydilli, Tokuz, Mertdilli, Maraşlı, Sasile, Hoca, koca, Hazu- ri, Kemalmaz, Altıncı, Katırcı, Kilisli, Derde, Dudık, Bekir, Şekşuk, Mılla, Çavuş, El Esvat, Yoz Katlı, Kayyali.

Tablo - 2 Halep’e Bağlı Türkmen Köy ve Kasabaları

İl: Halep

İlçe: El Bab

Eski Türkçe İsmi

Yeni Araplaştırılmış İsmi

Çobanbey

El Rai

Kalkım

El Nahda

Ufuk

El Vakıf

Doyuran

El Toyran

 
 

 

Edebet

Hadabat

Alıcı

Tel Atiya

Mazıcı

El Amiriye

Sekizler

El Musemmene

Paltacık

El Zahra

Hava Hüyük

Tel Hava

Haji Köse

Haj Köse

Öküz Öldüren

El Verde

Asnenın Harabası

Mazrat Haj Vali

Başköy

Kıbbesin

Buzluca

Selce

Tililih

Tililih

Babı Leylim

Bab Leymun

Juppın

Juppin

kocalı

El Misene

Memilli

Um El Sedeye

Zılıf

Zuluf

Kersenli

El kersenli

Ayyaşa

El Ayyaşa

Halil Oğlu

El Haliliye

Haji Veli

Haj Vali

Çörten Hüyük

Tel Mizab

Taş Kapı

Bab El Hacar

Halsa

halisa

Arapçordik

El Eyubiye

Askerin Harabesi

Hirbit Asker

Sinsile

Sinsile

Mulla Yakup

Şih Yakup

Boğaz

Boğaz

Bizeaa

Bizeaa

Sandı

Sendi

Kabaren

El Eseriyye

 

 

İl: Halep

İlçe: Carabulus

Eski Türkçe İsmi

Yeni Araplaştırılmış İsmi

Cerablus Merkez (Belli bir sayıda Türkmen)

Cerablus Merkez

Balabay

Balabay

Balban

Balban

Çemil

Çemil

Zügara

Zügara

Kantara

Kantara

Belva

Selva

Yağmacı

El Mugira

Arap Aziz

Arap Ezze

Gındıra

Gındıra

 

 


Boz Hüyük

Tel Agbar

Zugara

Tel Cimel

Gubba

Gubut Türkmen

Haydar Başa

Haydar Başa

Eyn Dedet

Eyn Dedet

Debis

Debis

Kanlı kuyu

Cubul Dem

Kadılar

El Kadi

Şehit Mirze

Mirza Şehit

Kurucu Hüyük

Tel Kebir

Doğu Avşar Ocağı

El Avşariye El Şakiyye

Um Rosetahtani

Um Rosetahtani

Amarine

Amarine

Daş Atan

Daş Atan

Tel Seir

Tel Seir

Dügünük

Dügünük

Taşlı Hüyük

Tel Hacar

Beliz

Bilis

Sipahiler

El Vursen

Yıldız

El Nicme

Gındırıya

El Gındırıya

Zirbe

Zirbe

Kullu

El Kuliya

Nabgah

Nabgah

Dendel Oğlu

Dendel Oğlu

Yusuf Bey

Yusuf Bey

Avşariyye

Avşariyye

Kara Göz

Eyn El Suvde

Taflı

Tafli

Kerpiçli

Tel Ali

Gavur Elli

Gendure

 

 

İl: Halep

İlçe: Munbiç

Eski Türkçe İsmi

Yeni Araplaştırılmış İsmi

Batı Avşar Ocağı

El Avşariye El Garbiyye

Beş Curın

Beş Curın

Ağ Taş

Hacar El Abyad

Bir Hıllo

Bir Hıllo

Cute

Cute

Hayye Sagir

Hayye Sagir

Hırfen

Hırfen

Gazzeviyye

Gazzeviyye

Mugiret

Mugiret

Sefir

Sefir

Camus Veren

El Camusiyye

Cubbul Arus

Cubbul Arus

Cubbul Kader

Cubbul Kader

 

 

Hammem Sagir

Hammem Sagir

Hayye Kabir

Hayye Kabir

Taffal

Taffal

Kabir İmo

Kabir İmo

Boz Geyikli

Boz Geyikli

 

 

İl: Halep

İlçe: Azaz

Eski Türkçe İsmi

Yeni Araplaştırılmış İsmi

Kefer Neye

Kefer Neye

Kefer Suş

Kefer Suş

Barak Atlı

Baragite

Elbil

Elbil

Kara Köprü

Kara Köprü

Tel Ar

Tel Ar

Cekkeh

Cekkeh

Harcele

Harcele

Raeil

Raeil

Muarin

Muarin

Saman Dere

Sandara

İğde

Zeyzefun

Siferin

Siferin

Tel Seir

Tel Seir

Kefer Kan

Kefer Kan

Cine

Cine Eterıb

Mearıt Artig

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum