SONA HANIM

Yazar Orhan Aras Sarıkamış Harekatı, Rusya'daki Türk esirlerine yardım eden Sona Hacıyeva Hanım hakkında yazdı.

SONA HANIM
23 Aralık 2023 - 19:01 - Güncelleme: 23 Aralık 2023 - 19:15
SONA HANIM
Orhan Aras Haberleri - Aksaray Medya
Orhan ARAS

Sarıkamış harekâtı aradan 108 yıl geçmesine rağmen hâlâ konuşulmaya ve tartışılmaya devam etmektedir. Hareketin nedeni, komutası, hava şartları, yenilgisi, sonuçları askerleri ve tarihçileri ilgilendirdiği kadar edebiyatçıları ve serbest araştırmacıları da bu konuda düşünmeye ve yazmaya sevk etmiştir. Sarıkamış harekâtı benim konum olmamasına rağmen Almanya’da olduğum süre içerisinde o dönemin Alman basının yazdıkları yazılar ilgimi çekti ve arşivlerde araştırmalar yaptım. Bir üniversite dergisi için “Sarıkamış Harekât ve Almanya” başlıklı bir makale yazdım. Makalede o dönem Alman basınının konuya nasıl yaklaştığını özetlemeye çalıştım. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman orduları Batı cephesinde Fransızlara karşı savaşırken savaşının kaderini o cephenin belirleyeceği inancındaydılar. Bu nedenle Rus ordusunun yerinde kalması veya oyalanması için Osmanlı ordusunun devreye girmesi gerekiyordu. Bu nedenle de General Bronsart von Schellendorf kurmay başkanı olarak İstanbul'a gönderilmiş ve ardından da Enver Paşa ile birlikte Sarıkamış'a yola çıkarılmıştı. General von Sanders hatıralarında General Bronsart'ın Sarıkamış'taki rolüne asla değinmemektedir. Hatıralara göre, Sanders, Bronsart'la kısa bir görüşme yapmış ve savaş planı konusunda onun dikkatini çekmiştir.
Sarıkamış harekâtının acı sonuçları sadece bizde değil Azerbaycan’da da derin izler bırakmıştır. Özellikle o dönemde Bakü’da yaşayan Azerbaycanlılar Nargin adasına sürülen Türk esirlere yardım ve onların o korkunç adadan kaçırılması ile ilgili canları pahasına tehlikeli işlere girişmişlerdir. Bu tehlikeli yardım kampanyalarından birini yürüten de Sona Hacıyeva Hanım’dır. Ne yazık ki bu yiğit hanım hakkında Türkiye’de hiçbir bilgiye rastlayamadım. Sarıkamış’taki şehitlerin olduğu bölgeye heykeli dikilmesi gereken Sona Hanım, yüzlerce Türk esire yardımda bulunmuş, onlardan bir kısmının kaçmasına yardım etmiş ve Çar Rusya’sı mahkemelerinde yargılanmıştır. Tam da Sarıkamış harekâtının yıldönümünde Sara Hanım hakkında değerli dostum Azer Musayev kendi sayfasında bir araştırma yazısı yayınladı. Bu yazı gazeteci Mehriban Vezir Hanım’a aittir. Onun kaleminden Sona Hacıyeva Hanım’ın çalışmalarını ve yargılanmasını okuduğumda çok duygulandım. Hemen yazıyı Türkiye okuyucusu ile buluşturmak için Türkiye Türkçesine aktardım. Umarım bu çalışmalarla ilgili Sona Hanım hakkında daha geniş bilgiler ortaya çıkacaktır.

Sona Hacıyeva Hanım
Sarıkamış'ın yenilgisi, Çarlık Rusya’sı ordusu tarafından 10.000'den fazla Türk esirin Bakü'nün en eski hapishanesi olan Nargin Adası'na gönderilmesine neden oldu. O günlerin bir kadın kahramanı vardı Sona Hacıyeva Hanım...

On binlerce Türk esirin acı durağı: Nargin Adası - fikriyat
Nargin Adasındaki Türk esirler

Bu anma gününde Sona Hanımı bir kez daha hatırlayalım... Ne yazık ki bir fotoğrafı bulunamayan, akıbeti bilinmeyen Sona Haciyeva...
Sona Hanım, Bakü'nün zengin ve yüksek eğitimli hanımlarından biriydi. Bakü Müslüman Yardım Cemiyeti Kadın Kolları Başkanı milyoner Kerbelayi İsrafil Ağa Hacıyev'in karısıydı. Büyük mülkünün yanı sıra, önemli etkinliklere katılan Sona Hanım'ın lüks özel gemisi de Bakü Körfezi'nde duruyordu.
Bilindiği gibi Birinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında, 1914-15 kışında Sarıkamış yenilgisi yaşandı. 90.000 kişilik Türk ordusu eksi kırk dereceye varan soğuk ve kar fırtınasında adeta yok oldu. Ruslar binlerce askeri ve sivili esir aldı. Yalnızca Bakü ve Nargin Adası'nda 10.000 kadın, çocuk, yaşlı, asker ve subay Türk esir olarak yerleştirildi. Esirler Bakü sokaklarından geçirilip adaya götürülünce şehir alarma geçti ve Bakü valisi bu konuda Petersburg'a bir mektup gönderdi. Mektupta şöyle yazmıştı Vali: “Bakü halkı Türklerin esir alınmasına karşı büyük infial içindedir.”

Ramin SADIK on X:
Rus yönetimi, Türk esirleri ölüm adası olarak bilinen Nargin'e yerleştirdi ve asıl denetimi Ermeni subaylara ve özel olarak eğitilmiş Türk düşmanı doktorlara verdi.
Komisyon heyetiyle birlikte adayı ziyaret eden Dr. Neriman Nerimanov, parlamentoda Türk esirlerin durumuna ilişkin sert bir konuşma yaptı. Konuşmasında şöyle diyordu:
“Ermeni doktorlar yüzlerce mahkûmun gözünü ameliyat ederken onları kör etti. Her gün yüzlerce insan susuzluktan, açlıktan, enfeksiyondan ve yılan sokmasından ölmektedir.”
Bakü halkı bu haber karşısında şok olmuştu. Tarihi Teze Pir camiin hocasının fetvasıyla herkes camiye yiyecek, elbise, ayakkabı, ilaç getirdi. Bir ay boyunca bu yardımın adaya taşınması mümkün olmadı. Bakü kadınları geceden sabaha kadar yün çoraplar, şallar ve şallar dokuyarak caminin avlusuna götürüyorlardı.

Neriman Nerimanov - BilgiPedia
Neriman Nerimanov

Halkın tepkisi, hükümetin izniyle 200 kadın ve çocuğun adadan alınarak Bakü'ye getirilmesine neden oldu.
Ancak hükümetin bu adımı kenti sakinleştirmedi. Basında ve camilerde tartışma ve protestolar dinmedi.
Sona Hacıyeva o tarihi günlerin kahramanlarından biri olarak ortaya çıktı. Özel gemisiyle Nargin'e yiyecek götürmeye başladı. Akrabaları ve hizmetçileriyle birlikte adaya giden Sona Hanım, yiyecek, giyecek ve yatak takımlarını esirlere ulaştırmayı başardı. Rus komutanlara rüşvet vererek geminin denetlenmesini engelledi ve her dönüşünde üst düzey Türk subaylarını yanına alarak Bakü’ye getirmeyi de ihmal etmedi. Esirler farklı kıyafetler giydirilerek yiyecek getiren hizmetçilerin arasına katılarak gemiye bindirildiler. Daha sonra Sona Hanım onlara kimlik kartları hazırlatarak onları İran'a, oradan da Türkiye'ye gönderildiler.
Bu şekilde Sona Hanım kısa süre içinde yüzden fazla Türk subayını Nargin Adası'ndan kaçırdı. Bu görevlilerin isimleri yazılı belgelerde kalmıştır.
Ruslardan güç alan Ermenilerin esirler arasından yüksek rütbeli subayları seçip öldürdükleri, ayaklarına taş bağlayıp denizin dibine yuvarladıkları haberleri kentte dolaşıyordu. Bu durum Bakü halkının onurunu etkiledi, öfke ve heyecana neden oldu. O günlerde Bakü'nün tek sorunu vardı: Türk esirler...
Bakü'nün Abşeron bölgesinde yaşayan Azerbaycanlılardan kimin teknesi, hatta küçük bir balıkçı teknesi varsa, gece gizlice Nargin Adası'na yaklaşıyor ve oradan birkaç esiri alarak kaçırıyordu. Bu çalışmayı tutarlı ve düzenli bir şekilde yürüten ise Sona Hanım'dı. Bu sayede çok sayıda Türk esir Bakü'de toplandı. Aydınların ve din adamlarının çağrısı üzerine Bakü bakkalları, esnafları ve tüccarları mahkumlara bedava yiyecek, giyecek ve barınak sağladı. Türk esirlere yardım etmek artık şehir ahalisinin bir şeref meselesi olmuştu.
Bir gün bir mahkûmun Ermeni dükkânına girmesiyle kaçırılmış esirler meselesi ortaya çıkmış oldu. Ermeni esnaf olayı hemen resmi makamlara bildirdi. Soruşturma başlatıldı. Adada nüfus sayımı yapan Rus Çarlığı yetkilileri, esir sayısında büyük bir eksikliği tespit etti ve soruşturma derinleştirildi. Hemen Sona Hacıyeva Hanım’ı göz altına aldılar.
Arşivlerde Sona Hanım'ın 110 sayfalık savunması yer almaktadır. Günlerce ifadesi alındı. Sona Hanım mahkemede esirlere yardım ettiğimi itiraf ederek şöyle demiştir:
“Yardım suç değildir. Yardım insani bir harekettir.”
Bütün bunlara rağmen yapılan soruşturmada Sona Hanım’ın esirleri kaçırması ispat edilemiyor. Kaynaklar bu soruşturmanın Sovyet döneminde bile devam ettiğini söylüyor. Bakü'nün birçok zengini ve dini şahsiyeti mahkemeye çıkarıldı, isimleri hükümetin kara listesine konuldu ve baskı altına alındı.
Sona Hacıyeva Hanım Bakü'nün en ilerici, en zengin, özverili ve cömert hanımlarından biriydi. O gerçek bir Cumhuriyetçi kadındı. Başkanlığını yaptığı kadınlara yönelik yardım komitesi aracılığıyla sosyal ve politik süreçlerin ön saflarında yer aldı, eğitim ve öğretim çalışmalarında benzersiz hizmetler sağladı. Diğer zengin kadınları da aynı şeyi yapmaya teşvik etti.
Ne yazık ki onun hakkında arşiveler bakıldığında hayatının son dönemleri ile ilgili hiçbir bilgiye rastlayamadım. Adeta izini kaybettiriyor. Dönemin araştırmacılarıyla yaptığım görüşmede kimse onun bir fotoğrafını ve sonraki hayatı hakkında bir bilgi veremedi. Devlet arşivinde Nargin adasındaki eseriler meselesi ve Sona Hanım'ın karıştığı olaylarına ilişkin bilgiler yer almaktadır. Ancak onun hayatına dair ne bir fotoğraf ne de bir haber vardır. Bu kıymetli hanımın başına ne geldiğini, nasıl geldiğini kimse bilmiyor...Ama eminim ki onun hakkında yeni bilgiler mutlaka bulunacaktır. Onun kutsal suretini görme ve akıbetini öğrenme şansımız olacaktır. Bunun için elimden geleni yapacağım. Çünkü, Sona Hacıyeva Hanım tanınmayı, anılmayı, saygı duyulmayı hak eden öncü hanımlardan biridir...Bu isim hafızalarda yaşamalı, saygıyla anılmalı ve Cumhuriyet Kadınlarını temsil etmelidir.
Ruhu şad olsun...


 MehribanVezir
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum