SERHADSİZ ŞEHİR: İSTANBUL - Mehmet Burak Çeri

Şiirlere konu olan istanbul serhadsizdir. Öksüz bir çocuk gibi eksiktir.

SERHADSİZ ŞEHİR: İSTANBUL - Mehmet Burak Çeri
02 Aralık 2016 - 19:32 - Güncelleme: 05 Aralık 2016 - 20:18

SERHADSİZ ŞEHİR: İSTANBUL

 

   1453 yılının 29 Mayıs’ına kadar canını hiçe sayıp İstanbul’un fethi için uğraşan askerlerin en büyük arzusu; Ayasofya’ da namaz kılmak idi. Ve istekleri olmuştu. Devlet-i Ali Osmani’yi süper güç devlete çevirecek, II. Mehmed’e ‘’Fatih’’ ünvanını verecek, bir çağı kapatıp diğer çağı kapatacak fetih... İşte Ayasofya Camii bu kadar büyük hususları bir araya toplayıp kendine kolye etmiş bir keyfiyettir.

  Türk fetih geleneğinde fethedilen yerlere fethin bir alameti, bir nişanesi olarak ya büyük bir camii yapılır ya da o şehirde bulunan en büyük kilise camiiye çevrilirdi. Bu husus fethedilen şehrin serhad belgesi niteliği taşıyan fetih geleneğidir. İşte bizi esas üzen acı vaziyet de İstanbul’un serhadsiz durumudur. 24 Kasım 1934 yılında müzeye çevrilen Ayasofya serhad niteliğini kaybetmiştir. Bu doğrultuda yeniden ibadete açılıp Fatih’in emanetinin yeniden halka verilmesi elzemdir, zarurettir.

  Tarihten bu yana süregelen siyasi baskılar, Osmanlı bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin varolduğu toprağa hapsedilmesi çabası içinde, yeniden yükselişe geçmenin fitili, meşalesi olacaktır. Yeni devirleri simgeleyen Ayasofya, müze görünümüyle islamın verdiği sıcaklıktan uzak, insanı kendinden soğutan bir haldedir. Uzunca zamandır verdiğimiz gönülden mücadelenin yanında devletimizinde güçlenmesinin akabinde vekaleten de olsa bir müezzin atandı ve belli bir kısmı ibadete tekrar açıldı. Aslında bu hadisenin ne büyük bir hal olduğunu, gönlümüze ne büyük ümitler saçtı anlatamam. Lakin bu o büyük fethin ışığını gölgeleyen bir hadisedir. Şiirlere konu olan istanbul serhadsizdir. Öksüz bir çocuk gibi eksiktir.

  Ayasofya İstanbul’un kalbidir. Bir insan kalbi atmadan nasıl yaşayamazsa, ibadete açılmayan Ayasofya’ İstanbul’u manevi olarak yaşatamaz. Maddi, yani görünen yapısının akabinde görünmeyen büyük maneviyatlarla çevrili İstanbul, fethi sırasında şehid düşen peygamber övgüsüne mazhar askerlerin ruhlarını Ayasofya’nın maneviyatında taşır. Yüzlerce deprem atlatmış, neredeyse 1500 yaşında olan Ayasofya Dünya’ya ve zamana meydan okuyarak Osmanlı ruhunu yansıtmaktadır.

  Memleketler iki yolla ele geçirilirdi. Biri işgal diğeri ise fetih. İşgal yakıp yıkarak ele geçirilen yerin tahrip edilmesi. Fetih ise orada gönülleri kazanıp kendi düzenine göre yönetmekti. İşte o döneme kadar yıkık ve harab şekilde olan Ayasofya Kilisesi, fetihten sonra II. Mehmed’in emriyle onarılıp minare dikilmiştir. Hristiyan dininin materyalleri ortadan kaldırılmıştır. İlk cuma namazına kadar yetiştirilmeye çalışılmıştır. Hatta rivayet odur ki kıbleye uygun olmayan yönü Hızır Aleyhisselam tarafından kıbleye çevrilmiştir. Devlet-i Aliyye’nin fetih geleneklerince bu husus uygulanmıştır. Yani Fatih’in verdiği ilk emirlerdendir. Hatta fetihten sonra ilk cuma namazıda Fatih’in kıldırdığı rivayet olunur.

  Nice mütefekkirler yetiştirmiş, nice gönül insanları çıkarmış bu millet tarihe incelikleriyle de damga vurmuştur. İslam ile şereflenen ve mükemmelleşen Türklük hamuru,kendisini en naif ve görmesini bilene apaçık şekillede belli etmektedir. Halep, Şam, Bağdat, Kudüs, Nahçıvan, Kırım,Musul, Kerkük,Bereket-i Hilal... Ayyıldızın gölgesinin düştüğü bu kadim yerlerde nice gönüller fethedilmiş, nice güzellikler işlenmiştir. Bu şehirlerin tam da kalbi olan İstanbul ya da o zaman ki ismiyle İslambol; Ayasofya’sını, yani ruhunu kaybetmiştir. O ruhu geri kazandırmak, kalbi yeniden kan pompalar hale getirmek  kadim yurtlarımıza can verecektir.

  Bu noktada İstanbul’un fetih belgesi niteliği taşıyan, apaçık serhadi niteliğinde olan Ayasofya Camii, siyasi bir yenilginin altında kalmayacak kadar büyük öneme sahiptir. Hatta siyaset üstüdür. Öte yandan üstat Cemil Meriç’i anlamış, onun fikirlerini muhafaza eden bir neslin bu konuya sessiz kalması düşünülemez bence.

  Velhasılıkelam; başların secdeye gitmediği, Dünya müslümanlarının başkenti sayılabilecek İstanbul’un baş  mabedi Ayasofya’da başlar secdeye gitmeden ecdadımızın ruhu huzur bulmayacaktır. Fethin en büyük simgesinin milletimize ve yüreğimize geri verilmesini en içten duygularımızla istiyoruz...

 

tarihistan.org

MBÇ

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum