Samet Altıntaş'ın kaleminden Ben Şeyh Bedreddin

Samet Altıntaş’ın kaleminden Ben Şeyh Bedreddin
Tarihin yanlış tarafına düşen Şeyh Bedreddin hâlâ konuşuyor.

İmparatorluğun ilk sufi direnişinde ne oldu?

Şeyh Bedreddin bilhassa Nâzım Hikmet’in kaleme aldığı Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Destanı adlı eseriyle literatürde kendisine sıklıkla yer bulmuş tarihî bir şahsiyet. Samet Altıntaş bu çalışmasında, Bedreddin üzerine yazılmış hemen hemen tüm kaynakları değerlendirerek tarihe ve tasavvufa meraklı her kesimden okurun anlayacağı bir üslupta Şeyh Bedreddin fotoğrafını çekmeye gayret ediyor.
Osmanlı İmparatorluğu’na baktığımızda günümüzün “malzeme”si olan bazı olayların ya da şahısların hâlâ konuştuğunu görürüz, Şeyh Bedreddin gibi. Onun devrimci paranteze alınması “romantik komünist” Nâzım Hikmet’in 1936’da yazdığı Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı’yla başlar ve bu kurgu gerçeğin yerine geçer, “çözülemeyen bir tarih problemi”ne dönüşür. Samet Altıntaş, tarihin yanlış tarafına düşen Rumeli çocuğu Şeyh Bedreddin’i, Seyyid Hüseyin Ahlatî’nin müridini, Musa Çelebi’nin kazaskerini, melamet hırkasına gizlenen Vâridât’ı, İmparatorluğun ilk sufi direnişini, “dünü bugünle bağlayarak” anlatıyor.
Ben Şeyh Bedreddin, her şey ben yaşarken oldu!

Ktabın künyesi:

• Alt Başlık: Derviş -Devlet -İsyan
• İlk Basım Tarihi: 01/05/2021
• Baskı Sayısı: 1
• Sayfa Sayısı: 256
• Fiyat: 32.50 TL
• Yazar: Samet Altıntaş
• ISBN: 978-605-08-3815-2
• Yayınevi: Timaş Tarih