ROMANLARDA YAŞAMAK: M Furkan Kocaaslan

Bazen Raskolnikov olup St. Petersburg’da vicdan azabı ile yüzleşmek, bazen genç Werther’in acısını hissetmek…

 ROMANLARDA YAŞAMAK: M Furkan Kocaaslan
22 Şubat 2013 - 10:15 - Güncelleme: 22 Şubat 2013 - 11:57

                                                              ROMANLARDA YAŞAMAK

Bazen Raskolnikov olup St. Petersburg’da vicdan azabı ile yüzleşmek, bazen genç Werther’in acısını hissetmek…

İnsan, ruhunu kağıda dökerek özgürleştirebilir. Hayal gücünü, bir kuşun kanadına yüklemek misali, yazıya döker ve yazdıklarına ruhunu katar.

İşte bu hayal gücü; romanları, öyküleri, şiirleri, kısacası edebiyatı ortaya çıkardı ve biz insanlar yaşayamadıklarımızı edebiyatın gizemli penceresinde gördük, yaşamış gibi hissettik. Kendimizi o sayfalarda aradık. Kimi zaman bulduk, kimi zaman aramaya devam ettik.

Elimizde bir el feneri tutar gibi, kitapların sayfalarına tuttuk ışığımızı, görmek istediklerimizi gördük edebiyatta.

Düşüncelerimizi, yapmak isteyip yapamadıklarımızı, ütopyalarımızı, acılarımızı, sevinçlerimizi okuduk o düş penceresinde.

İşte bu yüzden çok sevdik edebiyatı. Romanları, şiirleri, denemeleri, öyküleri keşfettiğimiz uzun bir yolculuğa çıktık edebiyatın evreninde.

Can alıcı bir Cemal Süreya dizesinde bulduk bazen, anlatmak isteyip de anlatamadığımız, yazmak isteyip de sayfalara sığdıramadığımız bir şeyi. Tek bir dizeye sığdığını gördük, bizim sayfalara sığdıramadığımız şeyin.

Yaşamak istediğimiz hayatı romanlarda bulduk. Sadece yaşamak istediklerimizi değil, hayata dair ne varsa, romanlarda bulduk, saklı olduğunu gördük.

Dostoyevski’nin satırlarında Raskolnikov’un vicdan muhasebesini, Tolstoy’un satırlarında Anna Karenina’nın gel-gitlerini okuduk, hissettik. O karakterlerle özdeşleştik kimi zaman.

İşte bu yüzden o karakterler ve romanlar kalıcı ve ölümsüz oldular. İnsana insanı anlattıkları için.

O karakterler, aslında çağlar boyu yaşadılar ve insanlık devam ettiği sürece de yaşayacaklar. Çünkü o karakterlerin ömrü normal bir insanın ömrü gibi sınırlı değil. Sararmış yapraklarda, yeni basımlarda, nesiller okuduğu sürece kitaplarda kalpleri atmaya ve insanlara anlatmaya devam edecekler.

Bize biz olduğumuzu hatırlatmak için.

Ve işte bu yüzden romanların, edebiyatın sınırsız evreninde; mürekkeplerin yazmaya devam ettiği her an romanların bir parçası olmaya devam edeceğiz.

Geçmişte, şimdi, gelecekte geçen öykülerin kahramanlarını okuyacağız ve yeni kahramanlar düşlemeye, yazmaya devam edeceğiz.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum