Osmanlı Konsoloslarının Vatandaşlarına Yardımları

Osmanlı Devleti, sefaretleri (büyükelçilikleri) ve şehbenderlikleri (konsoloslukları) vasıtasıyla yurt dışında bulunan vatandaşlarının sorunlarıyla gücü nispetinde ilgilendiği tahmin edilebilir.

Osmanlı Konsoloslarının Vatandaşlarına Yardımları
19 Mayıs 2013 - 17:08

Nazmi Eroğlu

tarihistan.org, 17.05.2013

Osmanlı Konsoloslarının Vatandaşlarına Yardımları

Osmanlı Devleti, sefaretleri (büyükelçilikleri) ve şehbenderlikleri (konsoloslukları) vasıtasıyla yurt dışında bulunan vatandaşlarının sorunlarıyla gücü nispetinde ilgilendiği tahmin edilebilir. Bu konuda İngiltere, Fransa ve Rusya gibi büyük devletlerin büyükelçilikleri, 18. yüzyılın sonlarından itibaren daha duyarlı oldukları söylenebilir. Zira, bir ülkenin başka ülkelerdeki etkinliği ve vatandaşlarının sorunlarıyla ilgilenme derecesi, gücü ve donanımlı kadrolarıyla yakından ilgilidir. Osmanlı diplomasisi on dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren ekonomik ve askeri gücü zayıflamasına rağmen diplomatik yönden büyük devletlere uyum sağlama gayretinde olduğu bir gerçektir. Bu süreçte önemli diplomatlar, Batı standartlarında büyük ustalar yetiştirdiği kabul edilir. Reşit Paşa ile Keçecizade Fuat Paşa buna örnek verilebilir. Nitekim Türk diplomasi geleneği el‘an büyük diplomatlar yetiştirdiği bilinmektedir.

Başta belirtiğimiz gibi, Osmanlı sefaretleri çeşitli vesilelerle yurt dışında bulunan Osmanlı vatandaşlarıyla ilgilenme konusunda ihtimam göstermiştir. Ancak, bunun ötesinde, sefaretlerin, Osmanlıya sempatisi olan şahıslara yardım elini uzattığı, hatta bu yaklaşım içinde bulunan New York Başkonsolosluğu'nun adeta dolandırıldığını gösteren bir arşiv belgesinden burada bahsedebiliriz.

Hariciye Nezareti'nin Sadarete yazdığı 1904 tarihli söz konusu belgede konu önemli ölçüde anlaşılmaktadır. Belgede ana hatları ile şu hususlara yer verilmektedir:

New York Başkonsolosluğu tarafından 1902 bütçesinden Rahip Daniyel'e verilen bir miktar paranın ne sebeple verildiği geçen zaman içinde gerektiği şekilde hatırlanmamaktadır. Ancak, paranın bahsi geçen şahısa padişahın sadakası olarak veya şantaj girişimlerini ortadan kaldırmak üzere verilmiş olabileceği akla gelmektedir.

Bununla beraber sefaretçe konsoloshane (şehbenderhane) kayıtlarına müracaat edilerek elde edilecek bilgilerin bildirilmesi halinde, bu konuda gerekli ayrıntıların verilebileceği Bulgaristan komiseri tarafından bildirilmektedir.

Belgedeki bu ifadelerden rahibin Bulgaristan Prensliği vatandaşı olduğu tahmin edilebilir. Muhtemelen bu şahıs hakkında bilgi almak üzere Bulgaristan Komiserliğine müracaat edilmiş, oradan da -belirtildiği şekilde- bir tavsiyede bulunulmuş olmalıdır.

Konuyla ilgili tezkirede, Rahip Daniyel, haksız yere Amerikan mahkemesi tarafından tutuklandığı belirtmiştir. Muhtemelen onun adına konsolosluk yetkilileriyle görüşen bir şahıs, Daniyel'in Osmanlı devletine bağlılığından bahsetmiş ve yetkilileri bu yönde ikna etmiş olmalıdır. Böylece avukatlık ücreti talep edilmiş ve beraatı gerçekleşip tahliye olunduğu vakit parayı iade edeceği ifade edilmiştir. Daha sonra konsolosluktaki yetkili şahıs tarafından bu paranın ödenmesine izin verilmiştir.

Ancak, Rahip Daniyel'in beraat ederek hapishaneden çıktığı haber alındıktan sonra, borç olarak verilen meblağ geri alınmak istenmişse de kendisi bulunamadığı gibi, nerede olduğu da tespit edilememiştir. Bu süreçte başkonsolosluk işlerini vekâleten idare eden ve izinli olarak İstanbul'da bulunan sefaret ikinci kâtibi Sıtkı Bey tarafından gerekli açıklama yapılmıştır. Dolayısıyla, ya rahibin üzerindeki bu borç kaydının silinmesi veya iane tertibinden alınması, ya da kimlerden alınması gerektiğinin tayini zımnında keyfiyetin Sadarete arzı ifade edilmiştir.

Diğer birkaç belge ise 1906 tarihlidir. Söz konusu tarihte San Fancisco'da meydana gelen büyük bir deprem sonucunda zarara uğrayan Osmanlı vatandaşlarına, buradaki konsolosluk tarafından yardımda bulunulmak için büyük gayretler sarf edildiği anlaşılmaktadır.

Bu büyük deprem, Nisan'ın 18 günü saat beşi on iki geçe meydana gelmiştir. Depremin şiddeti 7,8 olarak tahmin edilmektedir. Bu olay, ABD tarihinde meydana gelen en kötü doğal felaketlerden biri olduğu kabul edilir. Zira, deprem ve ardından kopan gaz hatları sebebiyle çıkan yangında üç binden fazla kişi hayatını kaybetmiştir.

Bahsi geçen şehir ve çevresinde yaşayan çoğu -belki de tamamına yakını- gayrimüslim olan Osmanlı tebaasının durumuyla ilgili Hariciye Nezareti'nin yazışmaları arasında birçok faaliyetten söz edilmektedir. Konuyla ilgili belgelerde mealen konu şu şekilde anlatılmaktadır:

San Francisco harekât-ı arziyesinde (depreminde) hasara duçar olan Osmanlı Devleti tebaasına yardım etmek üzere çekilen poliçenin ödenmesini bildiren bölge konsolosunun kim olduğu 24 Mayıs 1906 tarihli Sadaret (Başbakanlık) tezkiresiyle sorulmaktadır. Aynı tezkirede, tahsisatı olup olmadığı ve hasara uğramış olan Osmanlı vatandaşlarının nereli oldukları, konsolosluk hasılatı ne miktarda bulunduğu ve bu gibi masraflar için Hariciye Nezareti (Dışişleri Bakanlığı) bütçesinde karşılık olup olmadığı konusunda da bilgi istenmektedir.

Bu suallere karşı yapılan açıklamalarda şu ifadelere yer verilmektedir: Bahsi geçen konsoloslukta fahri olarak mahalli muteberandan (bölgenin saygın kişilerinden) George Hall adlı zat bulunmaktadır. Konsolos, tahsisat namıyla bir şey alamamıştır. Ayrıca, oradaki tebaanın defterini göndermediğinden zarara uğrayanların nereli ve kimler olduklarına dair malumat bulunmadığı konsolosluk kaleminden ifade edilmiştir.

Buna mebni tebaanın (vatandaşların) hüviyetleri ve saire hakkında açıklamaları içeren bir defterin gönderilmesi ile bahsi geçen konsolos, deprem esnasında iltica etmiş olduğu San Jose şehrinden defalarca San Francisco'ya giderek bulabildiği Osmanlı vatandaşlarına yiyecek-içecek ve sair her türlü yardımların dağıtımını temin etmeye gayret sarf etmiştir. Osmanlı tebaasından haylisinin yaralandığını ve bunlardan mülklerini tamamen kaybetmiş olanların tedricen California'da sakin vatandaşları nezdine gittikleri anlaşılmıştır.

Bu cümleden olarak "Kremesto"da 4.000 Ermeni'nin sakin bulunmasına ve Suriyelilerin çoğunluğu dahi orada olmasına mebni hükümetin koruması dâhilinde daha sonra Portland şehrine göç ettirilmiştir. Bundan dolayı –bugün- San Francisco'da Osmanlı tebaasından beş-altı nüfusun bile olduğu düşünülmemektedir.

Bununla beraber, on beş seneden beri konsoloslukta korunan tebaanın isimlerinin kayıtlı olduğu defter ve sair evrak –önemli ölçüde- zarar gördüğünden tebaaya karşı yapılması gereken ilk yardımları finanse etmek üzere gerekli meblağ San Jose şehrinde borçlanılarak elde edilmek zorunda kalınmıştır. Ayrıca, poliçe bedelinin derhal ödeneceği ümit edilmiştir. Bundan dolayı poliçe bedelinin tehir edilmeden ödenmesi gerektiği üzerinde durulmakta ve belgenin sonunda bunun ne şekilde yerine getirileceğinden bahsedilmektedir.

Yazıda, bir sonraki tedbirlerden de bahsedilmektedir. Buna göre, ecnebi memleketlerde fakr u zarurete duçar olan "Tebaa-ı Sadıka-ı Şahane"nin (bu tabir daha ziyade Ermeniler için kullanılmaktadır) en kısa yoldan Türkiye'ye dönmelerini sağlamak için yolculuk için yapacakları harcamaların karşılanması ile yiyecek-içecek yardımında bulunulması üzerinde durulmaktadır (…).

Sonuç olarak, Osmanlı konsoloslukları Amerika'da bulunan ve zor durumda kalan Osmanlı menşeli ailelere ayrım gözetmeksizin -imkânlarını zorlayarak- ellerinden gelen yardımları büyük bir devlete yaraşır şekilde yapmaya gayret etmiştir. Bunun için maddî ve manevî olarak yanlarında olduğunu göstermiş, her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için para ve yiyecek yardımında bulunmuştur. Ayrıca, zor durumda bulunan vatandaşların ülkelerine dönmeleri istendiğinden, bu konuda yapılacak harcamaların karşılanması da taahhüt edilmiştir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum