M Furkan Kocaaslan=KAHVENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Yorgun başlanan bir sabahın başlangıcı veya okunmak üzere beklenen bir kitabın başı, belki de bir dost sohbetinin vazgeçilmezi.

M Furkan Kocaaslan=KAHVENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
06 Nisan 2013 - 14:05

                                               

Yorgun başlanan bir sabahın başlangıcı veya okunmak üzere beklenen bir kitabın başı, belki de bir dost sohbetinin vazgeçilmezi.

Paketinden çıkarılan bir kahvenin kokusu. Ocağa konulan bir cezve ve fincanlara doldurulan o kahvenin odaya dolan kokusu.

 

Kahve, tutkunu olan bir insan için çok şey anlam ifade eder. Tutkunu olan bir insan için sıradan bir içecek değildir kesinlikle kahve.

Tıpkı çay tiryakiliği gibi ayrı bir tiryakilik, bir vazgeçilmezdir. Tabii, çay ile kahveyi kıyaslamak gibi bir niyetim yok. Her ikisi de ayrı bir damak tadı, ayrı bir zevk. Her ikisinin de yeri ayrı olduğu için karşılaştırmaya girmeyeceğim.

 

Özellikle herhangi bir kahve çeşidinin tutkunuyum diyemem. Kahvenin iyisinden anlarım iddiasında da bulunamam. Sadece içtiğim anın tadını çıkarmaya, kahvenin tadını sonuna kadar hissetmeye çalışırım. Bulabildiğim her türlü kahveyi denerim. Bazen kahve turuna çıkarım, denemediğim kahve varsa onu alır denerim. Yani ‘’yeter ki kahve olsun’’ diye düşünenlerdenim. 

Yeri gelir Türk kahvesi içerim, yeri gelir hazır granül kahve.

Bir de hep elimin altında bir stok bulunsun isterim. Öbür türlü içim rahat ermez.

 

Günüme, sabahıma, kitap okuduğum, film izlediğim saatlere, ettiğim sohbetlere eşlik etsin isterim kahve.  İşte bu yüzden vazgeçemeyeceğim bir bağımlılık.

Sokakta yürürken bile önünden geçtiğim taze kavrulmuş kahvenin kokusu mutluluk verir sebepsiz yere. Bazen sırf o kokuyu duyabilmek için bile yerini aklıma kazıdığım kahvecilerin önünden geçerim.

Kahve sevdalısı olduğum günden bugüne, bu kokunun gün boyu hakim olduğu yerler, kahveciler hep büyülü , farklı bir dünya gibi gelmiştir bana.

Ruhsuz süpermarketlerde satılan, kokusu içine gömülmüş, soğuk kutulardaki kahveler gibi değildir bu dükkanlardaki kahveler. Üzerine çok yazılası, çizilesi yerler diye düşünürüm hep. Buradaki taze  kahvenin kokusu gerçekten çok başkadır.

Aklıma hep bayram arefelerinde bu dükkanlardan yayılan o muhteşem koku ve dükkanların önünde dizilmiş, taze kahve almak için bekleyen insanlar gelir. Her hatırlayışta gülümsetir.

Annemin ben küçükken zihin açar diye azar azar verdiği günlerden başlayan kahve yolcuğum, tutkunu olduğum bugüne dek dozunu artırarak devam etti ve ediyor.

Özetle kahve, 40 yıl değil, etkisini ömür boyu sürdüren bir anıdır, benzersiz bir lezzettir.

Akla düşen bir hatıra, bir gülümseyiştir kahve.

 

Tüm kahve tutkunlarına afiyet olsun. 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum