Kürt sorunu bitince CHP de biter

 İmralı sürecini değerlendiren Eren, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “iyi şeyler olacak” sözünü hatırlatarak, şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanı bu sözü söylediğinde şartlar henüz olgunlaşmamıştı. Devlet de PKK da hazır değildi. Bu sorunu etkileyen dış etkenler de bu süreci hızlandırdı. Irak’ta yarı bağımsız bir devlet var, Suriye’de buna yakın bir durumun ortaya çıkacağını herles görüyor. Bu gelişmeler devleti Türkiye’deki Kürt sorununu çözmeye mecbur kıldı. Devlet, Kürt meselesini artık alışılagelmiş yöntemlerle çözemeyeceğini anladı. 30 yıldır savaşıyorlar. Öyle bir savaş ki hiçbir kural tanınmadan yürütüldü. Buna rağmen sonuç alınamadı. İçerde Kürt siyasal hareketi ve demokratik muhalefet, dışarıda da PKK’nın silahlı gücü yok edilemedi. PKK da bu iş başka bir mecraya taşıyamayacağını gördü. Öcalan da silahlı mücadelenin çok anlamlı olmadığını anladı.

KILIÇDAROĞLU ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN MAHSÜLÜ

CHP’nin bu sürece yaklaşımını eleştiren eski SHP Milletvekili Mehmet Ali Eren, şöyle devam etti: CHP’de değişen bir şey yok. Hala 1930’ların zihniyetinde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘milliyetçiliği ayaklar altına aldık’ diyen Başbakan’a ‘hangi milliyetçiliği, Atatürk milliyetçiliğini mi? Sıkıysa git Rize’de söyle’ diyor. Başbakan bunu Rize’de değil MHP’nin kalesi Balıkesir’de tekrarladı. Şimdi Atatürk milliyetçiliğinin en bariz uygulamalarının alanı Dersim’dir. Dersim’de yaşanılan vahşeti duyan kalmadı. Sayın Kılıçdaroğlu da Dersimlidir ve o da Atatürk milliyetçiliğinin mahsulüdür.

KÜRT SORUNU BİTİNCE CHP DİYE BİR PARTİ KALMAZ

Kürt meselesine yaklaşımda CHP ve MHP’nin tavrı ortada. İkisinin yaklaşımı neredeyse aynı. İkisi de acılarla rant devirdiler. Acılardan biri vesayet rejimiydi bu geriletildi. Geriye Kürt meselesi kalmıştı o da çözüme doğru gidiyor. Böylelikle CHP ve MHP’nin rant devşirecek alanı kalmıyor. Bu meselenin çözümü her iki partinin de sonudur. Kürt meselesi çözülünce CHP diye bir parti de kalmayacak. Bu halk CHP belasından kurtulacak.”

BDP DOĞRU BİR ÇİZGİYE GELDİ

Habur ve Oslo süreçlerinde BDP’nin AK Parti’yi hedef aldığını ve “Bu mesele AK Parti ile çözülmez, Erdoğan’la çözülmez” anlayışıyla hareket ettiğini ifade eden Eren, “Bu doğru bir siyaset değildi. Gelinen noktada BDP sonunda AK Parti ile masaya oturdu. Sonuçta doğru bir çizgiye geldiler” dedi. Bu süreçte en büyük korkusunun provokasyonlar olduğunu vurgulayan eski SHP Milletvekili Mehmet Ali Eren, şunları kaydetti: “Tek korkum bu süreçte derin devletin ve PKK içindeki derin güçlerin provokasyon yapmasıdır. PKK’nın elindeki esirleri bırakması bir jesttir. Hükümetin de karşılıklı jestlerle bu süreci hızlandıracağı kanısındayım. Sonraki adımlar ateşkes ve geri çekilme ve silahları gömmek olacaktır.” 

ANADİLDE EĞİTİM OLMAZSA OLMAZ

Eren, yeni anayasanın bu sürecin kilidi olacağını belirterek, “Anadilde eğitimin olması şart. Bu işin olmazsa olmazı diyebiliriz. Bu imkan sağlanmazsa asimilasyon devam eder. Kürtçe serbest lafları doğru değil. Bir dil eğitimle var olur, bir insan da ancak anadiliyle var olur” diye konuştu.
TIMETURK