KENDİ GİTTİ, GÜNÜ KALDI YADİGÂR - Prof. Dr. Nurullah Çetin

KENDİ GİTTİ, GÜNÜ KALDI YADİGÂR - Prof. Dr. Nurullah Çetin
12 Mayıs 2019 - 04:04

KENDİ GİTTİ, GÜNÜ KALDI YADİGÂR
Nurullah Çetin

Bizim için hergün olan anneler gününü kapitalistler yılda bir güne indirgemişler. Yılın geri kalan günlerine de sevgililer günü, bilmem ne günü gibi bir sürü gün koymuşlar. Böylece yıl boyunca hergün ıvır zıvır satarak sömürü çarkını işletip duruyorlar.

Neyse bu vesileyle bazı acı gerçekleri acıtarak acı acı anlatalım. Önce annelik kimliğine hakkını veren Türk annelerinin hergün devam eden kutsal annelik görevlerinden dolayı onları kutlayalım. Bu anlamda onlar fedakâr kahramanlarımızdır ve Türk milletinin devam ve bekasının garantörleri ve sigortalarıdır. 

Gelelim asıl meseleye. Son yıllarda Türk annelerinin sayısı gittikçe azalıyor. Bu gidişle Türk annesi diye bir kavram kalmayacak ve günü kutlanacak anne, mumla aranacak. “Kendi gitti, günü kaldı yadigâr” diyeceğimiz günler yaklaşıyor. 

Zira Müslüman Türk kültürü ve kimliğimizden hızla uzaklaşarak içine sürüklendiğimiz Batıcılaşma sürecimiz bizi içten çürütmeye ve çökertmeye devam ediyor. Uygulanan kültür, sanat, eğitim, siyaset, ekonomi emperyalizmi politikalarıyla Türk kızları annelikten hızla uzaklaştırılıyor. Anne olmayı zor, işkence, vücudu bozan bir şey, kölelik olarak algılatan bir genel atmosferde büyüyorlar. 

Türk kızları her akşam televizyonlarda izledikleri dizilerde, başka zamanlarda ellerinden düşmeyen telefonlarında, bilgisayarlarında hep anne olmaktan kaçan, uzaklaşan, hayatı salt bireysel hazlarının tatmini için zevk, eğlence, tatil, lüks, tüketim, gösteriş olarak yaşayan kadınları görüyor ve onlara özeniyor.

İzlediği dizilerde, filmlerde, sosyal medyadaki görüntülerde yok sayılan ya da reddedilen annelik kimliği yerine; caddeleri, sokakları, işyerlerini, okulları, heryeri podyum haline getirmiş mankenleşmiş kadınları görüyor. Zamanlarını çocuklarıyla, ailesiyle geçirmek yerine eğlence mekânlarında ömür tüketen zevk, haz, vur patlasın çal oynasın kadınları görüyor. 

Evlenip çok çocuk yapmak yerine evlenmeyen, evlense bile çocuk yapmayan, çocuk yapmak yerine kariyer yapmayı önceleyen; kendisi, ailesi, Türk milletinin geleceği için değil de başkalarının zevkleri, beğenileri, işleri için yaşayan, ihtiyaç için değil de süs eşyası, elbise, gezip tozma, eğlenme için gece gündüz para kazanmaya çalışan kadın tiplemesi özendiriliyor. 

Türk milletinin temeli aile idi. Ailenin temel direği ana idi. Aile yuva idi. Yuvayı dişi kuş yapardı. Önce analar anne yapıldı, sonra anneler evden kovulup sokağa sürüldü. Evler yuva olmaktan çıkıp gecelik konaklama mekanına dönüştü, ne ana kaldı, ne aile, ne yuva. 

Türk kızlarının önüne hedef olarak iyi ve verimli bir anne olmak ülküsü yerine, güzel bir manken, meşhur bir sinema oyuncusu, parlak bir şarkıcı, zengin bir patrona sekreter, çok para kazanacak bir işkadını olma hedefleri kondu.

Türk kızlarının önüne rol model olarak bu kadınlar sunuluyor. Bu gidişle günü kutlanacak Türk anneleri kalmayacak. Biz yine de hayatın saf, temiz, saydam, billur zevkini ve mutluluğunu, en az beş çocuk yapan ve gerçek eğlenceyi çocuklarıyla vakit geçirmede arayan, dışarıda, sokakta, iş yerinde başkalarının beğenisi için süslenen ve kıvırtan değil de; salt kocası için süslenen, bütün güzelliklerini, güzel duygularını ve becerilerini salt kocası ve ailesi için sergileyen, bütün çalışma gayretlerini, emeklerini, enerjisini, zamanını patronların kârını artırmak için değil de çocuklarını yetiştirmek için harcayan Türk kadınlarının her gününü tekrar kutlayalım. (12.05.2019)


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum