Hoşgeldin aramıza Karagöz

AYHAN HÜLAGÜ-Pazar Zamanı ‘Hacivat ile Karagöz bugün yaşasaydı başlarına ne gelirdi?’ sorusuna cevap arayan Bestami Yazgan, iki kafadarı perdeden çıkarıp günlük hayatın içerisine soktu. İkiliyi evlendirip çoluk çocuğa kavuşturdu, değerler eğitimine dair hikayelerin parçası yaptı.

Hoşgeldin aramıza Karagöz
21 Temmuz 2013 - 13:56

Karagöz, okumamış bir halk kahramanı. Her işe burnunu sokan, dobra dobra konuşan, patavatsız yapısından dolayı ikide bir zor durumlara düşen, yine de bir yolunu bulup işin içinden çıkmayı başaran biri. Hacivat ise tam aksine iyi kötü mürekkep yalamış, kibar, nazik, hemen her konuda politik davranan, içten pazarlıklı... Karakterleri taban tabana zıt olsa da bir elmanın iki yarısı gibi tamamlarlar birbirlerini. Başrolünü paylaştıkları olaylar her daim aynı: Hacivat, dikiş tutturamayan Karagöz’e iş bulur, yeni bir ortama girer girmez olaylar dizisi başlar. Kelime oyunları, yanlış anlaşılmalarla iki kafadarın yaşadıkları bir şenliğe dönüşür. Bestami Yazgan, iki hayal kahramanını perdeden çıkarıp hayatın içerisine sokuyor. Bugün yaşasalardı başlarına neler gelirdi, sorusuna cevap ararken bugünün çocuklarına ibretlik dersler veriyor.

Değerler Eğitimi çerçevesinde kaleme alınan yeni hikâyelerin çerçevesi oldukça geniş. “Güler Yüzle Tatlı Sözle Hacivat’la Karagöz” üst başlığını taşıyan altı kitaplık seride başlığa çekilen hikâye isimleri projenin muhtevasına dair birçok şeyi anlatıyor: ‘Düğün Yemeği’, ‘Babaların Yüreği’, ‘Bilgisayar Sevgisayar’, ‘Afrika Yolunda’, ‘Tekerlekli Sandalye’, ‘Nasıl Oruç Tutulur?’.

Karagöz farklı hikayelerde hasta ziyaretinin önemini anlatan bir olayın parçası da oluyor; yaşlılara, engellilere yardımın gerekliliğini anlatan bir hikâyenin başrol oyuncusu da. Bazen anneler gününü kutlarken görülüyor, bazen bilgisayar öğrenmeye çalışırken. O bildik üslubuyla, eğlencesinden bir şey kaybetmeden… Çocukların hayatına dokunan hikâyelerin satır arasında dersler veriyor, yitirilmeye yüz tutmuş değerleri yeniden hatırlatıyor.

İş aramaya son

Geleneksel hikâyelerde Karagöz her daim işsizdir. Kadim dostu Hacivat’ın desteğiyle bulduğu işlerde, iş bilmezliğinden dolayı başına gelmeyen kalmaz. Komik durumlara düşer, sıra dışı bir olay örgüsünün parçası olur. Seyirci bunlara güler, bunlarla eğlenir. Hacivat ile Karagöz’ü yukarıda sıraladığımız özelliklerinin yanı sıra giyimi kuşamı değiştirmeden bugüne getiren Bestami Yazgan, ikiliyi evlendirip çoluk çocuğa kavuşturmuş. Mesela Karagöz’ün mütesettir bir eşi, şirin bir kızı ile bir erkek çocuğu var. Bazı hikâyeler aile sofrasında, evin bahçesinde geçiyor. Karagöz ile Hacivat’ın kavgaya tutuşan çocuklarını yine aynı ikili, dostluk üzerine ibretlik dersler vererek ayırıyor. Karagöz de öyle işsiz biri değil. Bir işte dikiş tutturamasa da evine sıcak çorba sokacak kadar para kazanıyor. Yeri geliyor temizlikçi oluyor, yeri geliyor Ramazan davulcusu.

Çocuk edebiyatında ağırlıklı olarak bütün hikâyeler taşrada geçer. Olaylar ya köy evinde gelişir, ya ormanda. Koyunlar, martılar bir şekilde boy

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum