Hata Değil Çare Bulun! - Yazar: Necat Ahmet

Hata Değil Çare Bulun! - Yazar: Necat Ahmet
19 Şubat 2021 - 18:54

“Hatasız kul olmaz” diyor şarkımız, hadi şarkıyı geçtim dinimiz bile “hatalar kullar içindir” diyor. İnsan hataları ile öğrenir, hataları ile tecrübe sahibi olur, başka bir deyişle, hataları ile doğruyu bulur. Peki hiç hata yapmadığını sananlar, ya da hatalarını kabul etmeyenler hangi yolun yolcusudur?

Doğru yolu bulanlardan mı, yoksa öyle sananlardan mı?

Birbirimizi kandırmayalım, bizler burada hatalarımızın kulu kölesi olmuşken, hatalarımızın doğru olduğuna ilk kendimizi, daha sonra da başkalarını inandırmaya çalışmayalım. Buna, suya delik açmak derler ki, onun da imkansız olduğunu herkes gayet iyi bilir. Bilir de çare üretmek yerine hatalara devam eder.

Örnekler çok aslında ama amacımız onları saymak değil hedefin ne olduğunu öğrenmek ve öğretmek.

Bilen var mı azınlıkla ilgili hedeflerin ne olduğunu?

Birlik Beraberlik mi?

Dinini ve dilini korumak mı?

Geleneklerine sahip çıkmak mı?

Hangisi?

Ya da sabah aleyhine konuştuğumuz kişiyle gece kahve içmek mi?

Samimiyetine inanmadığımız kişilere “evet” demek mi?

Kapasitesine güvenmediğimiz kişiyle çalışmak mı?

Yoksa hazır parayı bulmuşken, kaybetmemek için hatalarımızın üzerine hata eklemek mi?

Gönülden düşünerek, emek vererek yapılan işlerden vazgeçip bizim için düşünenlere öncelik vermek mi?

Yukarıda saydığımız ilk gruptakiler doğru gözükenler, vicdanımızı rahatlatmak için kullandığımız terimler, ikinci gruptakileri ise bir şekilde vicdanen kabullenmesek de, birilerinin hatırı için ya da topluma ayak uydurmak için yaptıklarımız.

O zaman bunlar, Allah için, kendi şuuru ve düşüncesiyle hareket eden, yaptığının doğru olduğuna inanan insanların bölgede azalmış olduğu anlamına mı gelir?.

Çünkü eğer öyleyse, bu da kendi değerlerini satanların,  sadece bizden olmayanlar ya da karşımızda olanlar değil, kendi içimizde de kendi değerlerini hiçe sayan insanların olduğunu gösterir.

Bir avuç insan, kaybetmeye değerse kaybedelim. Ötekileştirmek gerekiyorsa bunu gerektiği gibi yapalım. İlişkilerimizi ya keselim ya da kendi işimizi yapmak için davamızı satmayalım, keseceksek tüm ilişkileri keselim.

Birbirimizin arasında güzel görünmeye çalışıp birbirimize casusluk yapmayalım.

Valla benim gördüğüm kadarıyla memleket öyle bir hal almış ki, kimin eli kimin cebinde belli değil. Burada bırakın tez hazırlamayı doktora bile 3 ayda biter. Malzeme çok çünkü. Özellikle entrikalar üzerine çalışmak isterseniz.

Memleketi terk edip gidenlere bakıyorum, burada gelebilecekleri mevkilerden çok daha ileri seviyedeler. Ama gençler evlerini terk etmesin diye feryat ediyor, her defasında bunu kalabalık ortamlarda dile getiriyoruz. Ama kalabilmeleri için de ekonomik anlamda destek olamıyoruz.

Yıllarını okumaya vermiş ve bir diploma sahibi olmuş gençlerimiz kim bilir ne hayallerle  memleketlerine geri döndüler. Ama o diplomalar sadece duvarlarda asılı kaldı. İşte hayaller dedik onlar da yine hayallerde kaldı, çözüm bulan çıkmadı.

Siyasette ve devletlerin politikasında herkes karşı tarafı suçladı, ağabeyinin veya dayısının gücü kadar konuştu herkes, sahibi tasmasını ne kadar gevşettiyse o kadar havladı ama hiçbir zaman kendi ayaklarının üzerinde duramadı. Havlamaya devam etse de, tasmasının yettiği yere kadar uzanabildi. Ama yapabildiği  kabadayılık sadece kendi ırkdaşlarına idi.

Daha fazla parayı hak etmediği takdirde kendi azılık insanından aldı, bencilliği aynı şekilde sadece kendisi gibi olanlara geçirdi. En sert pazarlıkları kendi insanıyla yaptı, tabii söylemeye gerek yok en büyük kazıkları da yine kendi insanına attı. Ama alışverişini gidip onun gibi olmak istediği ve gizli gizli imrendiği kişilerden yaptı. Onun gibi olmak, vay be. Kendi yaşam tarzından ve insanından utanan kişiler.

Peki kim bunlar?

Herkese göre değişebilir bu kişiler, ama inanın ki hepimizin etrafında bunlardan muhakkak var. Onun için siz bilin yeter.

Hatalarımızdan vazgeçebilmek için ilk olarak kabullenmemiz gerekir. Hayallerimiz gerçekleşmesi için ise hatalar yapmamız gerekir. Çözümler bulabilmemiz için ise kazıklar yememiz gerekir. Hadi bakalım çıkın çıkabilirseniz şimdi işin içinden…

Dilerseniz şöyle bitirelim tüm zibidiler için: ‘’ Yaşadığın yeri Cennet yapamazsan, kaçtığın her yer Cehennemin olur’’.  Hadi kalın sağlıcakla…

Hoşça kalın Dostça kalın…

https://orhaajans.com/yazar/ahmet/


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum