ÇAĞLAR SEYHAN EMEN: YUSUFİYELİ HOCAM DR. TAHSİN ÜNAL

Tahsin Ünal Hakkında Daha önce yayınlanmamış Önemli Bir Çalışma:

ÇAĞLAR SEYHAN EMEN: YUSUFİYELİ HOCAM DR. TAHSİN ÜNAL
15 Temmuz 2014 - 17:12

YUSUFİYELİ HOCAM DR. TAHSİN ÜNAL

       Ankara Ticaret Ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulunda öğrenci iken okulumuzun öğretmen kadrosu hep seçme bürokrattan ve efsane öğretmenlerden(hocaların hocalarından) oluşturulmuştu. Kadrolu öğretmenlerin yanında MEB üst düzey Müsteşar Yardımcıları ve Genel Müdürlerde derslerimize giriyorlardı. Bir çoğu Rahmet-i Rahman’a kavuşan,yerleri asla doldurulamayan bu değerli öğretmenlerimizin fikir dünyamıza, dünya görüşümüze etkilerini, üzerimizdeki emek ve haklarını inkar edemeyiz. Nur içinde yatsınlar.

      

       Elli yaşlarında, orta boylu, keskin bakışlı, ciddi ve bakarlı bir duruşu olan resmi üniforması ile okulumuza haftada 1-2 gün derse gelen bir Albay dikkatimi çekerdi. Okulumuz Ankara’da Opera semtinde Türk ocağı binasının tam karşısında idi, teneffüslerde ya zemin kattaki kantinde ve ya giriş merdivenlerinde otururduk. Derse gelen öğretmenlerimizi görünce hep birlikte ayağa kalkar, ceketimizi ilikler, selam verir, hepsine saygı gösterirdik. Albay Tahsin Bey ile MEB Müsteşarı (ağabeyimin de Mersin Ticaret Lisesinde 1952 yılında öğretmeni olan) M. Zeki SOFUOĞLU’ na çok daha mesafeli ve saygılıydık. Okulumuzdaki öğrenci mevcudu 400 kişi olduğundan herkes birbirini yakından tanırdı ve tam bir aile gibiydik. Öğrencisi olmakla gurur ve şeref duyduğum öğretmenlerimden biri olan öğretmen Albay Dr.Tahsin ÜNAL Bey’i unutmak mümkün değildir. Rahmetli Tahsin Bey 1975-1976 öğretim yılında tarih dersimize giriyordu. Asker olduğu için öğrenci zili çalınca sınıf başkanı olduğum için sınıf kapısında karşılar ‘Dikkat’ komutu çekerek ayakta esas duruşa geçerdik. Tahsin Albay’ım kara tahtanın önünde esas duruşa geçer başı ile selamladıktan sonra derse başlardı.

 

      Tahsin Ünal Bey çok bilgili, kültürlü, üstün bir hafıza ve zekaya sahipti, hiçbir nota ve kitaba bakmadan İstiklal Savaşının her aşamasını en ince detayına kadar anlatırdı. Yüzlerce ismi ezbere sayar, bizlere anlattıkları orta okul ve lisede okutulan milli tarih kitaplarında bahsedilen milli hikayelerden çok farklı idi. Derslerinde resmi tarihin dışında konuşuyordu, çok etkili bir konuşma kabiliyeti vardı, 45 dakika sanki büyülenmiş gibi sessizce dinliyorduk, sınıfta hepimiz heykel gibi hareketsiz kalıyorduk, sanki Tahsin Albay’ımız bizleri hipnotize ediyordu.

 

      Milli cephelerin kurulmasını ve Milli Cemiyetleri anlatırken bölgesel kahramanları ve onların yaptıkları fedakarlıkları anlatırken aynı heyecanları yaşıyorduk. Uşak cephesindeki Tahtakılıç Hocayı ,Manisa Müftüsü Alim Efendi’yi ve Parti Pehlivanı, Güney Cephesini anlatırken Lütfi OĞUZCAN’ı , Molla Kerim’i, Mithat TOROĞLU’nu Trakya Cephesini anlatırken Albay Cafer Tayyar’ı, Giresun’da Topal Osman’ı Trabzon’da Çakıcı Hasan’ı , Kastamonu’da Şerife ve Necibe Bacıları, Dadaylı Albay Halit Bey’in, Kars’da Deli Halit Paşa’yı, Mardin’de Milli Aşiretini, Maraş’ta Sütçü İmamı,Gaziantep’te Karayılan’ı, Nazilli’de Ayşe Efe’yi detaylı anlatıyordu. İsimleri unutulmuş ve unutturulmuş yüzlerce adsız ve mezarları dahi bilinmeyen kahramanların varlığını Tahsin Albay’ımızdan öğreniyorduk, keşke okuduğumuz okullarda bir Tahsin Ünal gibi tarih öğretmenimiz olsaydı diye çok hayıflanıyordum. Yıllarca bizlere Milli Tarih yerine Milli hikaye, safsata ve mitoloji öğretmişler. Tarih ve Türklük şuurunun gelişmesinde Tahsin Hocamın çok büyük katkısı olmuştur.

 

      Tahsin Ünal Hocam İstiklal Savaşını idare eden, her kademede görev alan rütbeliler ile rütbesizleri anlatırken asla ve asla fedakarlıklarını inkar etmez, hiç kimseyi küçümsemez, dışlamaz, başta Atatürk olmak üzere tümüne saygılı dil kullanırdı, ülkemize hizmet eden herkese layık olduğu değeri verirdi. Yetiştiği askeri disiplin ve aldığı ailevi ve mesleki terbiye gereği milli ve manevi değerlere saygılı, örf ve adetlere bağlı bir eğitimci ve komutan idi, Atatürk’ün üstün vasıflarını hep örneklerle anlatırdı.

 

      1976 yılında mezun olunca hocamın ellerini öptüm helallik istedim, bana bir imzalı kitabını hediye etti, haziran ayında diplomamı alarak Ankara’dan ayrılıp Doğu Anadolu’da öğretmenliğe başladım hocamı bir daha görmek nasip olmadı. Okulda asistan olarak kalan arkadaşlarla haberleşiyorduk Tahsin Bey’in emekli olduğunu ve politikaya atıldığı öğrendim, bazı dergilerde yayınlanan yazılarını takip ediyordum. Albay öğretmen Dr. Tahsin Ünal kimdir, hayat hikayesini araştırdım.

 

Tahsin Ünal 25 nisan 1920 tarihinde Karaman’ın Akçaşehir Kasabasında doğmuştur. İlk ve orta okulu Karaman’da, liseyi ise Konya’da okumuş ve 1939 yılında mezun olmuştur. 1940 yılında Askeri öğrenci olarak İstanbul Üniversitesi Tarih bölümüne girmiş fakat eğitimine Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde tamamlamıştır. 1944 yılında Maltepe Askeri Lisesinde Tarih öğretmeni olarak göreve başlamış,1945 yılında evlenmiştir, 4 çocuk babasıdır. 1947 yılında Kuleli Askeri Lisesine, 1952 yılında ise Ankara Kara Harp Okuluna tarih öğretmeni olarak atanmış,1976 yılında emekli olmuştur.

 

1976 yılında M.H.P. Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmiş ve 12 Eylül 1980 tarihine kadar görev yapmıştır. 12 Eylül 1980’ de tutuklanarak önce Dil Okuluna sonra Mamak Askeri Ceza Evine kapatılmıştır. Kara Harp Okulunda tarih öğretmenliğini yaptığı ve yetiştirdiği bazı subaylar tarafından işkence ve hakaretlere maruz kalmıştır. İdamla yargılanmış, en çok haksız yere ve faşist devlet kurmakla itham edilmesine üzülmüş, mahkeme heyetinde yer alan ve öğrencileri olan Askeri Savcı ve Askeri Hakimlere karşı savunmasını yaparken duygulanarak ağlamıştır. Bu olayı gazetelerden okurken ne kadar çok üzüldüğümü bugüne kadar hiç unutamadım. Allah hiçbir öğretmeni öğrencilerinin karşısında bu duruma düşürmesin, Tahsin Ünal Bey’e yapılanlar inanlık ve hukuk ayıbıdır.

 

Dr. Tahsin Ünal 24 adet kitap yayınlamıştır, bu kitapları yayınlarken asker olduğu için bazen değişik isim kullanmıştır. Cezaevinden çıkınca Hac farizası için Arabistan’a gitmiş, Mekke’de geçirdiği kalp krizi sonucunda 17 Temmuz 1988 günü hakkın rahmetine kavuşmuş ve Mekke’de defnedilmiştir. Tam faydalı eserler ortaya çıkarabileceği 68 yaşında iken 26 sene önce kendisini kayıp ettik. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun.

 

 

 

                                                                                   Seyhan Çağlar EMEN

                                                                                      Emekli Öğretmen

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum