Burcu Bolakan Yazdı: Niğbolu Zaferi ve Ulu Camii

Burcu Bolakan Yazdı: Niğbolu Zaferi ve Ulu Camii
31 Aralık 2022 - 14:09 - Güncelleme: 01 Ocak 2023 - 09:57
Niğbolu Zaferi ve Ulu Camii

Yazan: Burcu Bolakan 


Koyu karanlığın içinde atıyla usul usul süzülüyordu. Atının ayaklarına bağlanan keçeler sayesinde gecenin sessizliğiyle bütünleşmiş, kuzeyden gelen sert rüzgâra aldırmadan ilerliyordu. Ondan birkaç metre beriden ise Paşa Yiğit geliyordu. Kaleye yaklaşınca Paşa Yiğit öne geçti, okunu kalenin üst kısmını hedef alacak şekilde tuttu ve yayı bıraktı. Okun kalenin içine düşmesiyle kalenin arka cephesindeki kapısı ardına kadar açıldı. İki atlı kale kapısından içeri alındı. Atların yanlarına gelen dizdar Doğan Bey atından inen Bayezid Han’ı saygıyla selamladı. Dizdar Doğan’dan gerekli malumatı alan Yıldırım Bayezid Han yanında Paşa Yiğit’le tekrar ordusunun bulunduğu yere döndü. Osmanlı Ordusu vasal Stefan’ın birlikleriyle yaklaşık yirmi bin kişi civarındaydı. Haçlıların oluşturduğu ordu ise Osmanlı Ordusu’nun yaklaşık iki katı kadardı. Üstelik yıllardır süren İstanbul kuşatması yüzünden askerler yorgundu.
Bayezid Han ordusuyla birlikte Niğbolu önlerinde Tuna’ya kilometrelerce uzaklıkta  ordugâhını kurdu. Günlerdir burada konaklıyorlardı. Gerekli olan istihbaratı toplamışlardı. Haçlılar iki katı kadar fazla bir orduya sahipti. Yıldırım Bayezid Han ihtiraslı ve bir o kadar da kendinden ve askerinden emindi; fakat yine de askerinin yorgun olduğunu biliyor ve bu durum endişelenmesine sebep oluyordu. Eylül ayının yirmi dördüncü gecesiydi. Yarın büyük karşılaşma olacaktı; o gece hiç uyuyamadı. Bütün gece boyunca mangalın yanındaki minderde oturdu; düşündü. 
Yıldırım Bayezid Han günün ağarmasını beklemeden çadırından çıktı. Kendisi için çadırın önüne getirilen atının üzerine yardım almadan ve dahi bir hamlede sıçradı. Ordusu emri üzerine hazır olmuş vaziyette kendisini bekliyordu. Bayezid Han atının üzerinde tüm heybetiyle duruyor, aslan yürekli askerlerine bakıyordu; asker yorgundu. Sayıları ise Haçlılarla eşit değildi. Bayezid Han içinde bulunulan koşulların ağırlığı altında bir an ezilir gibi olsa da kendisini derhal toparladı ve Yüce Allah’a bir adakta bulundu. Gönlünden geçirdiği duayı hafif mırıldanır şekilde bir de sesli olarak söyleme gereği duydu. ‘‘Bu savaşı Allah’ın yardımıyla kazanırsak Payitaht Bursa’ya döndüğümde yirmi tane mescit yaptıracağım.’’ dedi.
İlk önce hezimete uğrayan Haçlı ordusundan kopup gelen bir Fransız kuvveti oldu. Geri kalan Haçlı askerleri ise ya kaçtılar ya da can dertlerine düştüler. Haçlıların disiplinsizliği ve kendilerine aşırı güvenleri onların sonları olmuştu. Niğbolu Zaferi’yle birlikte Osmanlı Devleti’nin hâkimiyeti Rumeli’den Tuna’ya kadar sağlamlaşmıştı. Yıldırım Bayezid Han Niğbolu Zaferi’yle hem kendi halkı içinde hem de İslam dünyası içinde büyük bir şöhrete kavuştu.
Ordusuyla birlikte Bursa’ya doğru harekete geçen Bayezid Han gururluydu ve mutluydu; lâkin sürekli olarak düşündüğü ve aklından bir türlü çıkaramadığı bir husus vardı. Niğbolu Zaferi öncesi Allah’a adadığı ‘‘Savaşta muvaffak olursak yirmi cami yaptıracağım sözünü’’ hatırlıyor ve kederleniyordu. Bu hem çok zaman alacaktı ve hem de çok da maliyetli olacaktı. Üstelik şu anda baş gösterecek gibi duran bir de Timur meselesi vardı. Yıldırım Bayezid Han Payitaht Bursa’ya döndüğünde halk tarafından büyük sevinç gösterisiyle karşılandı. Bursa’ya döndüğünün ertesi gününde Emir Sultan Hazretlerini ziyarette bulunan Yıldırım Bayezid Han ona içinde bulunduğu sıkıntılı durumu anlattı. Emir Sultan Hazretleri ise şöyle bir öneride bulundu. ‘‘Yirmi tane ayrı ayrı mescit yaptıracağınıza neden büyük kalabalıkları içine alacak yirmi kubbeli bir camii yaptırmıyorsunuz?’’
Yıldırım Bayezid Han’ın bu öneri çok hoşuna gitti ve makul gördüğü öneriyi kabul etti. Camii inşaatı için öncelikle bir yer belirlenmesi gerekiyordu. Yer belirleme işini Seyyid olan Emir Sultan Hazretleri üstlendi. Emir Sultan Hazretleri manevi işaretleri olan bir rüya görür ve gün içerisinde bu yeri görmek üzere yola çıkar. Rüyasında gördüğü yerde çimen bittiğini fark ettiğinden camii inşaatı için uygun bir yer olduğunu düşünür ve bunu Yıldırım Bayezid Han’a bildirir. Bayezid Han’ın uygun görmesiyle camiinin inşasına 1396 yılında başlanır. Ulu Camiinin mimarı bazı kaynaklarda Neccar Ali Bey olarak geçerken bir kısım kaynaklarda ise mimar olan kişinin aynı zamanda Yeşil Külliye’nin de mimarı olan Hacı İvaz Paşa olarak kaydedildiği görülür. Ulu Camii’nin içinde şu anda bulunan şadırvan ile ilgili anlatılan bir rivayet daha vardır. O da şu şekildedir. Şadırvanın olduğu kısımda yaşlı bir kadının evi bulunmaktadır ve bu yaşlı hanım evini satmak için razı edilemez. Bu sebeple inşaat sırasında bu kısım namaz kılma mahalli dışında ve üstü açık kalacak şekilde camiinin inşaası tamamlanır. Daha sonraki yıllarda ev sahibi ölür ve evin olduğu kısım da camiinin içine dahil edilir. İstanbul’dan sürgüne gönderilen Karaçelebizade Abdullaziz Efendi tarafından evin olduğu kısma bir şadırvan yaptırılır. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de bu şadırvandan bahsedilir. Şadırvan’ın tek bir merkezden kaynadığını ve Allah’ı tesbih eder gibi otuz üç yerinden aktığından söz edilir.
Ulu Camii’nin inşaatı 1399 yılında tamamlanmıştır. Camide kılınacak olan ilk Cuma namazı için Yıldırım Bayezid Han ve şehzadeleri, Vezir Çandarlı Halil Paşa ön saflarda dururlar. Açılış için halktan da yoğun bir ilgi vardır ve camiinin içi hiç yer kalmamacasına doludur. Osmanlı’nın bir Cihan Devleti olması yolunda Ulu Camii’nin beşinci makam oluşunu perçinleyen ise Anadolu coğrafyasının veli zatlarının açılış gününde bir araya gelmesidir. Bu yüzdendir ki Ulu Camii İslam Dünyası’nda beşinci makam olarak kabul edilir. Açılışa katılan isimler arasında Somuncu baba olarak da tanınan Şeyh Hamid-i Veli, Hacı Bayram Veli, Seyyid Emir Sultan Hazretleri, Mola Fenari, Süleyman Çelebi ve daha nice mutasavvıflar, ilim adamları, tüccarlar, komutanlar, zanaatkarlar bulunmaktadır.
Burcu Bolakan


Burcu Bolakan Kimdir?

A.Ü.Türk Dili ve Edebiyatı Lisans, 
Çocuk Gelişimi Lisans,Yüksek Lisans. 
Çocuk Gelişim Uzmanı.  
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum