ARZU KUREYŞİ YAZDI: ÖLÜM
Ruhunuzu onun sevgisiyle doldurun. Çünkü ruhunuzda onun nurundan bulunuyor. Ve budur sizi sonsuz yapan.
14 Haziran 2024 - 00:21
ÖLÜM
Eğer bugün hayatının son günü olsaydı, bugün normalde yapacağın şeyleri yapmak ister miydin?
Uzun süre art arda, "Hayır," yanıtını verdiğimde, bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım. İnsanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi, yaşantısında damga vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey, tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir.
Yalnızca ölümdür önemli olan." -Stave Jobs
Çığlıklarla başlayıp şiddetlenen seslerin birden sessizliğe ve hiçliğe doğru giden bir yoldur, ölüm.
Sahte bir başlangıcın bitmesindeki son durak, ruhun bedenden ayrılması ve sahteliğin bitiminde yer alan gerçeklerin ilkidir.
İnsana her şeyden daha yakın, yaradan ile buluşmayı gerçekleştiren ve sonsuzluğu başlatandır, ölüm.
İnsanın asıl gayesinin tek anlamı ve bir sınavın bitişidir, ölüm.
Ve sınavın süresi bittiğinde herkes yapıp yapmadıklarının karşılığını alacaktır.
Bazen ölüm, kurtulmak için karşıma sunan tek yol oluverir. Çünkü sahtelikten, verdiğim tüm emeklerin boşa gideceği korkusuyla yaşamaktan, adaletsizlikten, zalimlerin arttığını görmekten, karşılaştığım bütün kötülüklerden yorulmuşken ölümdür beni teselli eden.
Ölümü istemek ise gerçeği istemektir benim için.
Ölüm bir son değil sahteliğin sonu ve gerçekliğin başlangıcıdır.
Sahteliğin ve gerçekliğin arasında bulunan bir köprüdür ama kendisi gerçektir.
Ölüm karşımıza olumsuz bir olay olarak çıkar. Çoğunluk ölüm hakkında konuşmayıp sanki öyle bir şeyle karşılaşmıyormuş gibi yaşıyoruz. Bunu yapmak bizi daha da olumsuza yaklaştırır.
Neden ölümden kaçıyoruz öleceğimizin kesin olduğunu bildiğimiz hâlde? Dürüst olalım. Kendimizle dürüst olalım. Diğer insanlarla dürüst olmamıza gerek yoktur eğer kendimizle dürüst olamıyorsak.
Çünkü her şey kendimizden başlar. Kendimizi tanımadıkça kendimize saygı duymadıkça kendimizi anlamayı çalışmadıkça diğer insanlarla muhabbet olmayı bırakmalıyız.
Aksi takdirde, hiçbir yere ulaşamayız.
Bakın kimse bize, yardım etmeyecek.
Bir tek kendimiz, kendimize, yardım edebiliriz.
Bizi çok sevdiğini düşündüğümüz insanlar bizi tam olarak bilemezler. Bir gün bırakıp gidecekler. Biz de çok sevdiğimiz insanları bilemeyiz. Günün tamamında yanımızdan hiç ayrılmayan insanları da anlayamayız.
Ama bizi yaratan tüm dertlerimizden, üzüntülerimizden, sevinçlerimizden, hayallerimizden, isteklerimizden, düşüncelerimizden, kalbimizde ve beynimizde ürettiğimiz her şeyden haberdardır.
O şah damarımızdan bize daha yakındır. Bizi hep gören ve her zaman anlayan bir tek o vardır.
Tüm insanlar size sırt çevirdiğinde ve siz yalnızlığın derinliklerinde kaldığınızda işte o zaman o size daha yakındır.
Küçükken düştüğümde "ANNE" diye bağırıp yaraların verdiği acıdan ağlamaya başlardım. Sonra sesimi duyan annem hızlıca yanıma gelip beni kaldırır başımı okşar ve gözyaşlarımı silerdi. Sonra da merhem sürerdi yaranın üstüne. Birde üfleyince her şeyi unuturdum. Tekrar oynamayı başlardım. Ve düşmekten hiç korkmazdım. Çünkü annem vardı. Düşersem o beni kaldırır diye hızlı koşmaktan hiç vazgeçmezdim. O yanımdayken kendimi çok güçlü hissederdim. Hâlâ da böyle düşünmekteyim.
Ama bir gün gelecek ki düştüğümde;
"Pek, şimdi neredeler beni kaldıran o insanlar?"
"Yaralarımın üzerine merhem süren o insanlar neredeler?" diye soracağım kendimden.
"Keşke hep çocuk kalabilseydim." diye geçiririm içimden.
Eninde sonunda kendimizle baş başa kalıyoruz. Ruhumuz göklere uçup bedenimiz yerin altında yatacak.
Ve anlarız ki başlangıcı olan her şeyin sonu bulunduğunu. Saniyeler içinde her şey gözlerimizin önünde canlanır. Ve ne kadar da hızlı geçti deriz.
Ruhunuzu onun sevgisiyle doldurun. Çünkü ruhunuzda onun nurundan bulunuyor. Ve budur sizi sonsuz yapan.
Ölüm bize ruhunla ilgilen diyor. Çünkü toprağın altında yatacak olan bedeninden hiçbir şey kalmayacaktır.
Ölümden bir tek ruhun kurtulabilir.
Arzu KUREYŞİ 09.06.2024
Eğer bugün hayatının son günü olsaydı, bugün normalde yapacağın şeyleri yapmak ister miydin?
Uzun süre art arda, "Hayır," yanıtını verdiğimde, bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım. İnsanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi, yaşantısında damga vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey, tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir.
Yalnızca ölümdür önemli olan." -Stave Jobs
Çığlıklarla başlayıp şiddetlenen seslerin birden sessizliğe ve hiçliğe doğru giden bir yoldur, ölüm.
Sahte bir başlangıcın bitmesindeki son durak, ruhun bedenden ayrılması ve sahteliğin bitiminde yer alan gerçeklerin ilkidir.
İnsana her şeyden daha yakın, yaradan ile buluşmayı gerçekleştiren ve sonsuzluğu başlatandır, ölüm.
İnsanın asıl gayesinin tek anlamı ve bir sınavın bitişidir, ölüm.
Ve sınavın süresi bittiğinde herkes yapıp yapmadıklarının karşılığını alacaktır.
Bazen ölüm, kurtulmak için karşıma sunan tek yol oluverir. Çünkü sahtelikten, verdiğim tüm emeklerin boşa gideceği korkusuyla yaşamaktan, adaletsizlikten, zalimlerin arttığını görmekten, karşılaştığım bütün kötülüklerden yorulmuşken ölümdür beni teselli eden.
Ölümü istemek ise gerçeği istemektir benim için.
Ölüm bir son değil sahteliğin sonu ve gerçekliğin başlangıcıdır.
Sahteliğin ve gerçekliğin arasında bulunan bir köprüdür ama kendisi gerçektir.
Ölüm karşımıza olumsuz bir olay olarak çıkar. Çoğunluk ölüm hakkında konuşmayıp sanki öyle bir şeyle karşılaşmıyormuş gibi yaşıyoruz. Bunu yapmak bizi daha da olumsuza yaklaştırır.
Neden ölümden kaçıyoruz öleceğimizin kesin olduğunu bildiğimiz hâlde? Dürüst olalım. Kendimizle dürüst olalım. Diğer insanlarla dürüst olmamıza gerek yoktur eğer kendimizle dürüst olamıyorsak.
Çünkü her şey kendimizden başlar. Kendimizi tanımadıkça kendimize saygı duymadıkça kendimizi anlamayı çalışmadıkça diğer insanlarla muhabbet olmayı bırakmalıyız.
Aksi takdirde, hiçbir yere ulaşamayız.
Bakın kimse bize, yardım etmeyecek.
Bir tek kendimiz, kendimize, yardım edebiliriz.
Bizi çok sevdiğini düşündüğümüz insanlar bizi tam olarak bilemezler. Bir gün bırakıp gidecekler. Biz de çok sevdiğimiz insanları bilemeyiz. Günün tamamında yanımızdan hiç ayrılmayan insanları da anlayamayız.
Ama bizi yaratan tüm dertlerimizden, üzüntülerimizden, sevinçlerimizden, hayallerimizden, isteklerimizden, düşüncelerimizden, kalbimizde ve beynimizde ürettiğimiz her şeyden haberdardır.
O şah damarımızdan bize daha yakındır. Bizi hep gören ve her zaman anlayan bir tek o vardır.
Tüm insanlar size sırt çevirdiğinde ve siz yalnızlığın derinliklerinde kaldığınızda işte o zaman o size daha yakındır.
Küçükken düştüğümde "ANNE" diye bağırıp yaraların verdiği acıdan ağlamaya başlardım. Sonra sesimi duyan annem hızlıca yanıma gelip beni kaldırır başımı okşar ve gözyaşlarımı silerdi. Sonra da merhem sürerdi yaranın üstüne. Birde üfleyince her şeyi unuturdum. Tekrar oynamayı başlardım. Ve düşmekten hiç korkmazdım. Çünkü annem vardı. Düşersem o beni kaldırır diye hızlı koşmaktan hiç vazgeçmezdim. O yanımdayken kendimi çok güçlü hissederdim. Hâlâ da böyle düşünmekteyim.
Ama bir gün gelecek ki düştüğümde;
"Pek, şimdi neredeler beni kaldıran o insanlar?"
"Yaralarımın üzerine merhem süren o insanlar neredeler?" diye soracağım kendimden.
"Keşke hep çocuk kalabilseydim." diye geçiririm içimden.
Eninde sonunda kendimizle baş başa kalıyoruz. Ruhumuz göklere uçup bedenimiz yerin altında yatacak.
Ve anlarız ki başlangıcı olan her şeyin sonu bulunduğunu. Saniyeler içinde her şey gözlerimizin önünde canlanır. Ve ne kadar da hızlı geçti deriz.
Ruhunuzu onun sevgisiyle doldurun. Çünkü ruhunuzda onun nurundan bulunuyor. Ve budur sizi sonsuz yapan.
Ölüm bize ruhunla ilgilen diyor. Çünkü toprağın altında yatacak olan bedeninden hiçbir şey kalmayacaktır.
Ölümden bir tek ruhun kurtulabilir.
Arzu KUREYŞİ 09.06.2024
FACEBOOK YORUMLAR