'Boynu bükük milliyetçi' yazar

’Esir Türkler’in dramını, içli üslûbuyla dile getiren Kırımlı Cengiz Dağcı, Türkiye’ye hiç gelmedi ama Türkiye Türkçesiyle yazdı

'Boynu bükük milliyetçi' yazar
10 Haziran 2014 - 14:51

Türk dünyasının dünya çapında iki büyük yazarının adı da Cengiz... Biri Kırgız romancı Cengiz Aytmatov, diğeri Kırımlı Cengiz Dağcı... 

Cengiz Dağcı, 9 Mart 1919’da Kırım’ın Gurzuf kasabasında doğdu. Aile sonra Kızıltaş köyüne taşındı. Onun için Cengiz Dağcı, kendisini hep Kızıltaşlı olarak kabul etmiştir. Babası önce çiftçilikle uğraştı, Bolşevik İhtilâlinden sonra belediyede çalışan Emir Hüseyin Dağcı, annesi Emir Saliler sülalesinden Fatma Hanım’dır.
Cengiz Dağcı, İlk edebî zevkini, amcası Seyit Ömer Dağcı’nın aile içinde Ömer Seyfettin’den okuduğu hikâyelerden aldı. 1928’den itibaren Kırım’ın Türklerden arındırılması politikası çerçevesinde, bölgeye Rusların ve Yahudilerin yerleştirilmesi hızlandırıldı. Cengiz Dağcı’nın babası bilinmeyen bir sebepten 1931’de tutuklandı, bir yıl sonra serbest bırakıldı. Aile sonra Akmescit’e taşındı. Cengiz Dağcı, burada, 12. Numune Mektebinde eğitim hayatına başladı.
Cengiz Dağcı, 1938’de Akmescit’te Orta Okulu bitirdi aynı yıl Kırım Pedagoji Enstitüsü’nün Tarih bölümüne girdi. 2. Dünya Savaşında, 1940’ta askere alınınca yüksek öğrenimi yarım kaldı. Cengiz Dağcı savaşta 1941 Ağustosu’nda Almanlara esir düştü. 1942 yılında Almanların Rus Kızılordusuna karşı savaştırmak için teşkil ettiği Türkistan lejyonuna katıldı. Kızılordu karşısında ünlü Stalingrad bozgununda yaralanan Dağcı, Polonya’ya geçti. Hastahanede yatarken, daha sonra evleneceği hemşire Regina B. Klezesko ile tanıştı.
1945’de evlendi. Eşiyle birlikte önce Berlin’e gitti. 1946’da Londra’ya geçti. Bütün ömrünü İngiltere’de geçirdi. 22 Eylül 2011’de vefat etti.

Eserlerini Türkçe kaleme aldı 
Dağcı, Türkiye Türkçesinde Londra’da peş peşe verdiği eserleriyle Kırım ve Türkistan Türklerinin Rus zulmü karşısındaki trajedilerini ölümsüzleştirdi. 1956 yılından beri Türkiye’de yayınlanmaya başlayan Korkunç Yıllar, Yurdunu Kaybeden Adam, Onlar da İnsandı, O Topraklar Bizimdi, Dönüş,  Genç Temuçin, Ölüm ve Korku Günleri, Badem Dalına Asılı Bebekler, Üşüyen Sokak, Anneme Mektuplar, Yoldaşlar, Biz Beraber Geçtik Bu Yolu, Bay Markus Burton‘un Köpeği, Bay John Marple‘ın Son Yolculuğu, Hatıraları: Yansılar (4 cilt), Ben ve İçimdeki Ben, Hatıralarda Cengiz Dağcı ünlü yazarın başlıca eserleridir. 

dagci_3.jpg

dagci_4.jpg

‘Rus düşmanı değilim’
Cengiz Dağcı, ülkesini işgal eden, halkını sürgün eden Ruslara düşman değildi. Şunları söylemiştir: “Aslında Rus kültürü içinden çıktım. Rus kültürü ve edebiyatıyla beslendim. Eserlerimde Rus edebiyatının önemli etkisi oldu. Rus emperyalizminin gerçeğini sanat eserleriyle okura duyurmak Rus düşmanlığı sayılmaz. Benim yazdıklarımı benden çok önce ve benden çok daha güçlü bir şekilde Rus romancılarının kendileri yazmaları gerekirdi. Bu da Rus halkının faydasına olurdu. Rus edebiyatçıları bunu yapmadılar. Ne Tolstoy ne Dostoyevski ne de başka ünlü romancılar... Rus olmayan ulusları boyunduruk altında tutmak, Tanrı tarafından kendilerine verilen doğal ve kutsal bir hak olduğu sanıldı. Bu anlayışın en korkunç boyutu Sovyet sistemi içinde bütün çıplaklığıyla belli oldu. Birkaç muhalif grubun dışında Rus yazarları Kırım Tatarlarının, Çeçen ve diğer Kuzey Kafkasya halklarının topraklarından koparılıp topyekûn sürülmelerini görmezlikten ve duymazlıktan geldiler.” İsa Kocakaplan, “Cengiz Dağcı’nın Ruh ve Fikir Dünyası”

YENİÇAĞ GAZ.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum