FLAŞ HABER

Bırakın olduğu gibi kalsın!

Yanlış restorasyon uygulamaları nedeniyle bazı tarihî eserler tanınmayacak hale geliyor. Yenileme çalışmaları sonrasında yapıları görenler, tarihî olduğuna inanamıyor. Aspendos Antik Tiyatrosu, Şile Kalesi, İshak Paşa Sarayı, Atik Valide Şifahanesi, Süheyl Bey Camii bu uygulamaların en bariz örneklerinden. ALİ PEKTAŞ 4 Ekim 2015, Pazar

Bırakın olduğu gibi kalsın!
04 Ekim 2015 - 20:28

Türkiye'deki restorasyon facialarına her gün bir yenisi daha ekleniyor.Şile Kalesi'ndeki ‘Sünger Bob' skandalının şoku geçmeden bir haber de tarihî Aspendos Antik Tiyatrosu'ndan geldi. Basamak ve oturakların orijinal koyu gri yerine beyaz mermer kullanılarak restore edildiği iddiası tartışmalara neden oldu. Tiyatronun mevcut hali adeta yamalı bir bohçayı andırıyor. Tartışmalar büyüyünce Kültür ve Turizm Bakanlığı bir açıklama yaptı. Fakat bu, özrü kabahatinden büyük denilebilecek bir açıklamaydı. Bakanlık, restorasyonda kullanılan taşların renginin iklim ve tabiat şartlarının etkisiyle zamanla değişerek orijinal olan 2000 yıllık taş malzemeyle aynı renge dönüşeceğini belirtti.

Sadece Aspendos'ta değil, Türkiye'nin birçok bölgesinde yapılan restorasyon çalışmaları görenleri şaşkına çeviriyor. Bazı eserler yenileme çalışmalarından sonra neredeyse tanınmayacak hale geliyor. Saymakla bitmeyecek ‘ilginç restorasyon'lardan öne çıkan örnekleri derledik.

İhaleler eşe dosta veriliyor

Eyüp Muhcu (Mimarlar Odası Genel Başkanı): “Türkiye'de restorasyon uygulamaları öteden beri sorunlu. Son yıllarda sorunlar daha da artmaya başladı. Restorasyon ilkeleriyle bağdaşmayan yapıların tarihsel-mimarî özelliklerini ortadan kaldıran birtakım faaliyetler, restorasyon adı altında yürütülüyor. Bu konuda ehil olan firmalara iş vermek yerine, iktidara yakın olarak görülen eşe dosta işler verildi. Firmaların ne uzmanları ne de tecrübeleri var. Bu koşullarda yapılan restorasyonların başarılı olması mümkün değil.”

Şile Kalesi, Sünger Bob oldu

İstanbul'un Şile ilçesinde 2000 yıllık tarihi kale restorasyonu son zamanların en büyük skandallarından biri. ‘Ocaklı Ada Kalesi' olarak da bilinen Cenevizlilerden kalma tarihî yapı, restorasyon işlemlerinin ardından tanınmayacak hale geldi. Kalenin son halini görenler onu çizgi film karakteri ‘Sünger Bob'a benzetti. Eleştirilerin ardından Şile Kalesi'nin restorasyon projesini yapan Prof. Dr. Kamuran Öztekin ile yüksek mimar Tevfik İlter, kendi projelerinin uygulanmadığını, ‘ortaya çıkan garabetle ilgilerinin olmadığını' ifade etti.

Cam kaplamalı Şifahane

Osmanlı hükümdarı II. Selim'in eşi Nur Banu Sultan tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan, İstanbul'un en büyük 3. külliyesi hüviyetindeki Atik Valide Külliyesi içinde yer alan şifahanenin başına ilginç işler geldi. Yapı, eski bir külliyeden çok cam kaplamalı yeni bir alışveriş merkezi ya da kafeyi andırıyor. Özgün eseri açığa çıkartmak yerine şifahanenin görünmemesini ister gibi boydan boya cam giydirmelerle kapatılması ve neticede eski halinden bu denli uzak olması üzücü.

Tarihî camilere yama

Süleymaniye ve Fatih camilerinde yapılan restorasyonlardan sonra bu eserlerin özellikle dış cephelerinde yamaya benzeyen bölümler oluştu. Uzmanlara göre dışarıdan bakıldığında hemen göze çarpan bu yamalar ya aynı malzemenin kullanılmamasından ya da eskitmelerin yeterince yapılmayışından kaynaklanıyor.

İshak Paşa Sarayı seraya döndü

18. yy Osmanlı mimarisinin en seçkin örneklerinden biri olan İshak Paşa Sarayı'nın son halini görenler şaşırıyor. Sarayın üstü, şeffaf bir cam tavanla örtüldü. Son görüntüsü uzaktan bir serayı andırıyor. Bu durum sarayı ziyaret eden yerli ve yabancı turistler tarafından yadırganıyor. Yetkililer ise yapılan çalışmayı savunuyor. Tavanın saray içindeki eserleri korumak için güneş ışığını kıracak bir yapı olduğunu söylüyor. Isı yalıtımlı olarak tasarlanan cam tavanın sarayın içinin buz tutmasını da engelleyeceği görüşündeler.

Şeffaf cepheli tarihî cami

Trajikomik örneklerden biri de İstanbul Fındıklı'daki Süheyl Bey Camii restorasyonunda yaşandı. 1956'da yıkılan caminin yeniden canlandırılması için restorasyon projesi başlatıldı. Ancak eserin son halini görenler gözlerine inanamadı. Mimar Sinan'ın yaptığı, orijinalinde sekizgen planlı olan Süheyl Bey Camii'nin yerine cam cepheli betonarme bir bina inşa edildi. Ortaya çıkan yapı camiden çok, cam cepheli bir mağazaya benziyor. Komik olansa, çalışmalar sırasında eserin orijinal halinin fotoğraflarda yer almasına rağmen projenin uzaktan yakından bununla ilgili olmaması.

Restorasyon değil katliam

Bursa'nın Yenişehir ilçesindeki Sinan Paşa Külliyesi'nde çok enteresan bir durum yaşandı. Osmanlı döneminden kalan 435 yıllık külliyeye restorasyon yapılırken, yük taşıyan kamyonların girip çıkabilmesi için tarihî duvarlarından birini yıkıp kapı yaptılar. Yaşanılan vahim durum sözün bittiği yer cümlesinin en güzel örneklerinden.

Birkaç yıl önce yapılmış gibi...

Bozdoğan Su Kemeri, 1600 yıllık bir tarihe sahip. Dünyadaki örneklerinin adeta cam fanuslar içinde korunduğu bu tarihî yapının restorasyon sonrasındaki görüntüsü sanki birkaç yıl önce inşa edilmiş izlenimini veriyor. Kemere, restorasyon disiplinine aykırı birçok uygulama yapıldı, sonuç ortada...

Battal Gazi Külliyesi'ne Amerikan mutfak

Eskişehir'deki Seyyid Battal Gazi Külliyesi, restorasyon sonrasında orijinalinden çok farklı bir hale gelmişti. Mermer olan külliye sütunlarının yerine beton sütunlar inşa edilmiş, Selçuklu dönemine ait eserin içine Amerikan tarzı mutfak ve modern tuvaletler yapılmıştı.

İznik'te beton kubbeler

İznik'teki Ayasofya Cami'nin restorasyon çalışmaları sırasında müzenin kubbelerinin onarımında harç kullanıldı. Eser üzerindeki tüm açıklıklara da cam yerleştirildi.

Hormonlu Roma mozaikleri

Dünyanın ikinci büyük mozaik sergileme alanına sahip Hatay'daki Arkeoloji Müzesi'nde, Roma döneminden kalma mozaiklerin büyük bir çoğunluğu yanlış restore edildi. Onarımdan sonra mozaiklerin eski hali ile yeni hali arasındaki ciddi farkı görenler adeta dehşete düşüyor.

Sümela duvarları betonla örüldü

Trabzon'un simgelerinden Sümela Manastırı'nda yapılan çalışmaların sonucunda manastırın duvarları betonla örülmüştü. Çalışmalarda yerli taş yerine, il dışından taş kullanılmış, pencere önleri de çimentoyla kaplanmıştı.

İki sıra beton altında kaldı

Antalya Kaş'ta M.Ö 1. yüzyıldan kalan Antiphellos Antik Tiyatrosu resmen katledildi. Restorasyon sırasında tiyatronun zemini yenilenmek istendi. Ancak bu işlem, zemine beton dökülerek gerçekleştirildi. Restorasyon öncesinde antik tiyatro 28 sırada 4 bin kişi kapasitesine sahipti. Sonrasında 26 sıra kaldı. İki sıra ise betonun altında.

zaman gaz. pazar eki

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları
00:50