Betül YILDIRIM:Acımasız Darbeler

Hayat kimi zaman çok acımasızca vuruyor insana, tokadını. Sonunu düşünmeden

Betül YILDIRIM:Acımasız Darbeler
17 Nisan 2013 - 10:59

Hayat kimi zaman çok acımasızca vuruyor insana, tokadını. Sonunu düşünmeden, “kanatır mı acaba?” demeden. “Kabuk bağlayan yaralara gerçekten tekrar vurabilecek miyim?” diye seslenmeden, yüreğine. Zamansız geliyor tokadı, ansızın.

 

Hayat… Acının bıraktığı iz gibi bırakır yüzünde, yaşattıklarını. Sahipsiz bir eşyayı sahiplenir gibi, sahip çıkar acılarımıza.

 

Hayatın bize sunduklarını (iyi ya da kötü) ne seçme şansımız oluyor, ne de tahmin edebilme…

 

Darbeleri, vuruşları ve sorumlulukları yaşadıkça yükü ağırlaşıyor insanın, yaşadıkça yükü biniyor insanın sırtına sorumluluklarının.

 

Bir de o sahte gülüşleri yok mu? Küçük bir çocuğu şekerle avutur gibi.

 

Ve bir parça da anne misali… Bağırır, çağırır aradan saat geçmeden gösterir hemen cilvelerini.

 

Tabii ki hayat denilen varlık, iyi şeyler de sunmuyor değil, insana. Fakat farkındalık lazımdır. Her vuruşun bir dayanaklık getireceğini unutmamak gerekir.

 

Ancak ortada apaçık bir tezatlık vardır. Bizi kandıran da o’dur, kendine bağlayanda. Dedim ya, anne misali işte. Ve bu yüzden ne çok zevk alınmalı, ne de kandırmaya çalışıp da verdiği şekerleri almalı…

 

“Sakar bir intihardan düştüm hayata. Yaşıyorsam sakarlığımdan…”

 

Ne güzel demişti, Kahraman Tazeoğlu. Benim de kalemimin sözcüklerle buluşması bu kadar zor olmasa gerek. Her kelime zihnimden tek tek cımbızlayıp, özenerek yazdığım satırları oluşturuyor. “Ya hiç bırakmamalı kalemi elinden”, ya da, “kalemi elinden hiç bırakmamalı”.

 

Cümlelerin ikisi de aynı anlamı farklı biçimde ifade ediyor. Sıralamanın ne önemi var. Kalemi ele alıp da yazılan satırlarda saklıdır duygular…

 

 13.04.2013

 

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum