ATATÜRK, TANRI ve PUT DEĞİLDİR - Yazan: Prof. Dr. Nurullah Çetin

ATATÜRK, TANRI ve PUT DEĞİLDİR

Şeyhin ipine tutunarak ona tapınmakla, Atatürk’ün ilke iplerine secde etmek aynı mantığın ürünüdür. Son günlerde medyaya birkaç farklı okulda öğrencilerin Atatürk resmine ve ilkelerinin yazıldığı bezlere secde eder vaziyette resimleri, videoları servis edildi. Anlaşılıyor ki bu iş, bir merkezden organize edilmiş bir provokasyondur.

Amaç, Türk milletinin Atasına olan sevgisini özellikle de son dönemlerde Müslüman Türk gençliğinin, dindar gençliğin de Atatürk’e olan ilgi ve sevgisini ters yoldan sabote etmektir. Dindar Türk gençlerini ve diğer dindar kitleyi Atatürk’ten uzaklaştırmanın en kestirme yolu, Atatürk’ü din düşmanı göstermek ve “tanrılaştırılmış ve putlaştırılmış bir Atatürk figürü” üretmektir. Bu mesele üç boyutludur:

1.Atatürk kendisini Tanrı olarak görüyor mu?,
2.Atatürk’ü kimler ne için Tanrılaştırıyor?,
3.Atatürk gerçek boyutlarıyla nasıl değerlendirilmeli?
Bunlara ayrı ayrı bakalım:

*Atatürk’ün Ağzından Atatürk:
Atatürk kendisini hiçbir zaman Tanrı olarak görmedi, putlaştırılmasını istemedi ve kendisine secde edilmesini, ibadet edilmesini hiç istemedi. Kendisinin ezeli ve ebedi bir tanrı değil, ölümlü bir fani olduğunun bilincindeydi. Hiçbir zaman kendisini Tanrı ve put ilan etmedi ve kimseye de bana tapının demedi.

Şöyle dedi:
“Ey Arkadaşlar! Tanrı birdir büyüktür.”
“Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır.“
“İki Mustafa Kemal var. Biri ben, fert olan, fani olan Mustafa Kemal. İkinci Mustafa Kemal'den ise ancak "Biz" diye bahsedebilirim. Yani sizler, çalışan köylü, uyanık, münevver, milliyetperver vatandaşlar... İşte o Mustafa Kemal ölmez.”
“Ben diktatör değilim. “

Bir gün Necip Ali Atatürk’e: “Efendim Münir Hayri namaz kılar.” dedi. En yakın bir dostumun beni bu şekilde takdim ettiğini gören beni sevmeyenler, şimdi kovulacağımı zannederek gülüştüler.
–Sahi mi?
–Evet Paşam.
-Niçin namaz kılıyorsun?
–Namaz kılınca içimde bir huzur ve sükun hissederim. Atatürk demin gülenlere döndü:
–Batmak üzere olan bir gemide bulunsanız her halde yetiş Gazi demezsiniz, Allah dersiniz. Bundan tabii ne olabilir. Sonra bana döndü:
–Dünyadaki işlerine zarar getirmemek şartıyla namazını kıl, heykel yap, resim de. (Münir Hayri Egeli, Atatürk’ten Bilinmeyen Hatıralar, İstanbul 1959, s.72-73).

*Putperest Atatürkçülerin Ağzından Atatürk:
Putperest Atatürkçüler, Atatürk’ü bizim gibi ölümlü bir fani olarak görmeyip onu ölümsüz ve herşeye kadir bir Tanrı ve put kabul edenlerdir. Bunlar ya Atatürk’ü putlaştırarak Atatürk düşmanlığı yapanlar, ya aşırı Atatürk sevgilerini meczubca dile getirenler ya da Atatürk tüccarlarıdır. Bunların Atatürk’ü putlaştıran ya da Tanrılaştıran söylem ve tavırları Atatürk’ü de bağlamaz, bizi de. Sadece kendi kepazelikleriyle sınırlı kalır.

Tarih boyunca muktedir yöneticilerden ya korktuklarından ya da kişisel menfaat, makam mevki beklentilerinden dolayı bazı insanlar, karizmatik güçlü liderlere olduklarından fazla olarak insanüstü nitelikler yükleyerek onları tanrılaştırmışlardır. Bugün de bazı siyasi liderlere, tarikat şeyhlerine ve cemaat şeflerine peygamber hatta Tanrı gözüyle bakanlar ve bunu dile getirenler vardır.

Atatürk’ü peygamber ya da Tanrı görenlere bazı örnekler:
-Behçet Kemal Çağlar, Süleyman Çelebi'nin Hz. Muhammed için yazdığı Mevlid'ine güya nazire yapıp Atatürk için de bir Mevlid yazarak Atatürk’ü peygamber yapmıştı:
“Ger dilersiz bulasız oddan necât
Mustafâ-yı bâ Kemâl'e essalât.
Ol Zübeyde, Mustafâ'nın ânesi
Ol sedeften doğdu ol dürdânesi!”

-Edip Ayel adlı bir meczub da yine Atatürk’ü hem peygamber hem Tanrı yapmıştı:
“Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe
“Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe.
Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun
Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun.”
Tutsak seni lâyık, yüce Tanrı'yla müsâvi
Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî
Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses
İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez!”

-Dalkavuk ve putperestler arasına Halil Bedii Yönetken, Kemalettin Kamu, Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Nurettin Artam, Ömer Bedrettin Uşaklı, Vasfi Mahir Kocatürk, İlhami Bekir gibileri de katıldı.
Celal Bayar “Atatürk’ü sevmek, her Türk vatanperveri için milli bir ibadettir” demişti. Cemal Kutay ve başkaları da buna benzer hezeyanlar üfürdüler.

*Atatürk Nasıl Değerlendirilmeli?:
Atatürk, Tanrı, peygamber ve uçan kaçan bir evliya değildir. Atatürk herkes gibi doğan, yaşayan, yiyen, içen, uyuyan, üzülen, sevinen, hastalanan ve ölen bir insandır. Atatürk tarih boyunca gelip geçmiş binlerce Türk beylerinden biridir. Çok kahraman bir komutan, akıllı, bilgili, tedbirli, gerçekçi bir devlet adamı ve ileri görüşlü bir aydındır. Son Haçlı işgalinden kurtuluşun yolbaşçısı ve Saltanat rejiminin batırdığı Osmanlı Devleti’nin külleri arasından dipdiri, yeni, istiklalci ve milliyetçi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu Başbuğudur.

Her insan gibi onun da yanlışları oldu ama doğruları daha çoktu. Her insan gibi onun da yapamadıkları oldu ama başarıları çok fazlaydı. Her insan gibi onun da zihin dünyasında fikir ve duyguları arasında gelgitleri oldu, cesurca entelektüel düşünce temrinleri yaptı ama milletine ihanet ve kötülük etmedi.

Tarihe mal olmuş bütün Türk büyükleri, bugün itibariyle bizim için doğrularını alıp onları güncelleyerek yolumuza devam edeceğimiz ama yanlışlarını kendilerine bırakacağımız atalarımızdır. Onlar bilim ve insaf sınırları içinde eleştirilebilen ama hakareti hak etmeyen atalarımızdır. Onlar, zaferlerinden, kahramanlıklarından, başarılarından övünç duyarak özgüven sağlayacağımız ama başarısızlıklarından ders çıkaracağımız tecrübe kaynaklarımızdır.

İslamcılık adına Atatürk’ü kafir ilan edenlere de, dinsizlik adına Atatürk’ü ateist gösterenlere de, Türk düşmanlığı ve etnik ırkçılık adına Atatürk’ü ırkçı gösterenlere de, liberalizm ve Amerikancılık adına Atatürk’ü diktatör ilan edenlere de itibar etmiyoruz. Atatürk günahıyla sevabıyla, hatasıyla savabıyla bizim Başbuğumuzdur.

Prof. Dr. Nurullah Çetin