Afrika'ya 'önden giden' Osmanlılar

Afrika’ya önden giden adanmış Osmanlı münevverlerinden biriydi Ebubekir Efendi.

Afrika'ya 'önden giden' Osmanlılar
24 Ekim 2013 - 09:40
20 Ekim 2013 / MESUT ÇEVİKALP
Afrika’ya önden giden adanmış Osmanlı münevverlerinden biriydi Ebubekir Efendi. Ümit Burnu’ndaki ilk Türk okulunu o açtı, ilk fesi o dikti, orada gömüldü. Afrikalıların bugün Türk insanını kolayca sahiplenmesinin ardında da o dönem kara kıtaya giden idealist Osmanlılar var.

Somali, Kenya, Etiyopya, Yemen, Sudan, Güney Afrika… Kara Kıta’nın bahtı kara onlarca ülkesinde Kurban Bayramı daha neşeli geçti bu yıl. Binlerce kilometre öteden, Türkiye’den gelen bayram kafileleri bölge insanın hüznünü, yalnızlığını bir nebze de olsa dağıttı. Kurbanlar kesildi, sofralar kuruldu, çocuklar sevindirildi.

Sevinç gözyaşlarıyla evlere buyur edilen Anadolu insanı hüzün gözyaşlarıyla uğurlandı Türkiye’ye. Geride kalanların ‘yine gelin’ temennisi dönenlerin ‘keşke daha önce gitseydik’ hissiyatıyla örtüştü. Geçen bayramda 15 Afrika ülkesine ulaşan Türk yardımları bu yıl neredeyse tüm kıtaya erişti. Bayramlar, yardımlar vesileydi aslında; yıllardır görüşmeyen kardeşlerin vuslatıydı yaşanan…

Kara Kıta ile Anadolu arasında bir çırpıda kurulan, her geçen gün derinleşen dostluk bağlarının temelinde Afrikalıların Türklere duyduğu iyi hisler yatıyor. Türkleri, Afrika’da ‘hoş bir seda’ bırakarak ayrılan Osmanlı’nın geri dönen ‘torunları’ addedip, hürmetle sahipleniyorlar. Sahiplenmemeleri düşünülebilir mi! 1171’de Mısır'da başlayan Türk varlığı 1517'de Osmanlı'nın fethi ile pekişti. Osmanlı tam 7 asır boyunca kıtanın dört bir tarafından gelen ‘eman’ çağrısına kayıtsız kalmamış, İstanbul’dan atadığı aydın asker-bürokratlarla bölgenin kalkınmasına çabalamış. Aynı Balkanlar’daki gibi Afrika’yı imara soyunmuş, saat kulelerinden çeşmelere, kütüphanelerden okullara kadar yüzlerce kalıcı esere imza atmış. 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı’nın gerilemeye başlamasıyla zayıflayan bağlar I. Dünya Savaşı’yla tamamen kopar. Ancak ortak geçmiş ve bugün dahi kullanılan Osmanlı yapıları (Yemen Cumhurbaşkanlığı Sarayı gibi) bölge halkının zihinindeki ‘olumlu’ Türk imajını devam ettirmiş.  

Osmanlı’dan ötürü Türklere karşı duyulan güven geçen 10 yılda, Afrika’nın en ücra köşelerinde dahi Türk okullarının, büyükelçiliklerinin ve ticari müesseslerinin hızla açılabilmesine kapı araladı. Gelinen noktada neredeyse tüm Afrika ülkelerinde en az bir Türk okulu, 34’ünde Türk büyükelçiliği bulunuyor. Batılı havayolu şirketlerinin güvenlik nedeniyle sefer düzenlemediği 34 ayrı bölgeye THY 7/24 uçuyor. Türk sivil toplum kuruluşları, gönüllü yardımseverler ve doktorlar da dünyanın diğer bölgelerine kıyasla rahat çalışıyor bu coğrafyada.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum