KARAOĞLAN TAŞDEMİR: AŞK

Şimdi tekrar yazma vakti yaklaştığında ben anlatacaklarımın neresinden devam etsem bilemiyorum… En iyisi size aşkın yüzsüzlük cerahından bahsetmek.

 KARAOĞLAN TAŞDEMİR: AŞK
24 Ekim 2013 - 11:26

Şimdi tekrar yazma vakti yaklaştığında ben anlatacaklarımın neresinden devam etsem bilemiyorum… En iyisi size aşkın yüzsüzlük cerahından bahsetmek. Leyla ve Mecnun hikâyelerinin bir hayal kadar bize uzak kaldığı, Aslı ile Kerem’in hoş bir aşk hikâyesi olarak anlatıldığı; gözün gördüğüne yüreğin değil bir bilgisayar yardımcılığı ile titreşimin gönderildiği, dürtmek eyleminin facebookâleminde gerçekleştiği, kalbe yar diye yazılmanın değilde facede şu kişi ile ilişkisi var olarak görülmenin popülaritesinin daha yüksek olduğu bir devirden sesleniyorum size.

Evet, aşkın ruhen varoluşundan beridir inşa edile gelmiş eski ama sağlam yapılarının tensel bir dönüşüme maruz bırakıldığı bir bedene hüküm sürüyoruz. Tende yaşanır oldu aşklar.Tende yaşanan aşklar ne kadar sürerse artık o kadar sonlu yaşıyoruz. Ten sonludur zaten bir gün yok olur…

Ve yine bu yaşadığımız online çağda dilimize pelesenk olan her fırsatta ahlar vahlar ederek dile getirdiğimiz cümlelerin başını çeker; "Nerede o eski aşklar?". Çelişkilerle yaşadığımız şu çağda bir başka çelişki de aşktan vuku buluyor. Eskiye özlem duyup(yada duyuyormuş gibi yapıyoruz bilmiyorum) eskiden bukadar uzak hareket etmek…

Eski aşkları gıpta ile anarak fakat bunun özleminin bunun güzelliğinin sadece ağzımızda lafta kalmasından öteye gitmeyip, tam aksine kimin eli kimin cebinde aşklara özenerek hareket etmek nedir hala anlayamadım. Birinden ayrıldıktan sonra aşkın acısını bile yaşamayı bilmeden, daha doğrusu aşkı ne kadar doğru yaşıyoruz bu konuda da büyük şüphelerimvar,yeni aşklara yelken açmak… Pardon bunlara aşk demek gerçek aşklara büyük kabalık olur. Gelin biz bunlara sadece ilişki diyelim, sevgilinin kız/erkek arkadaşa dönüştüğüne aşk değil ilişki demek doğru olur zaten…

Uzun uzun düşündüm bunları kaleme alırken acaba ben mi aşkı çok ulaşılmaz kılıyorum içimde. Lakin düşüncelerimi yine kendi yazdıklarımla çürütüyorum. Uzun zaman önce şöyle bir şeyler karalamışım; “Aşk güzellikti. Güzel olan şeyleri saflıkla korumaktı kalpte. Nimet gibi öpülüp başa konmasa da kalpten aşağıda da tutulmazdı günah diye.” Galiba evlerimizdeki ekmeklerin hergün fazla gelip çöpe atılması gibi bizde saflıklarımızı sevgilerimizi içimizde barındıramaz olduk. Nimeti öpmeyi unuttuğumuz gibi aşkı da kalp yüksekliğinde tutmak gerektiğini unuttuk ve kalpten aşağılarda yaşamaya mahkûm ettik. İşte bu yüzden eski âşıklara göre daha sefil kaldık aşka, diye düşünüyorum.

Aşkı kalp yüksekliğinde tutmayı bilen ruh ve bedenlerde aşkı yaşamanız dileğimle…

                                                                                                                             KARAOĞLAN TAŞDEMİR

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum