A'dan Z'ye Osman Hamdi Bey

Devlet adamı, ressam, arkeolog, müzeci, sanat uzmanı, entelektüel... Tüm bunları tek bir ismin yaptığına insanın inanası gelmiyor. İşte, Pera Müzesi'ndeki 'Osman Hamdi Bey ve Amerikalılar' sergisi vesilesiyle, A'dan Z'ye Osman Hamdi Bey. FİSUN YALÇINKAYA22.10.2011

A'dan Z'ye Osman Hamdi Bey
22 Ekim 2011 - 22:18

stanbul'da, Pera Müzesi'ndeki 'Osman Hamdi Bey ve Amerikalılar: Arkeoloji, Diplomasi, Sanat' başlıklı sergi büyük ilgi görüyor. Pennsylvania ÜniversitesiMüzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Boston Güzel Sanatlar Müzesi ve özel koleksiyonlardan derlenen resimlerin, 19. yüzyıla ait arkeolojik fotoğraf ve çizimlerin, mektupların, seyahat günlüklerinin ve arkeolojik eserler yer aldığı sergi, Osman Hamdi Bey'in ressamlığıyla paralel yürüttüğü arkeoloji ve müzecilik kariyerine de ışık tutuyor.

Amerika: Osman Hamdi Bey'in Amerika ve Amerikalılarla ilişkisini incelemek için Pera Müzesi'nde sürmekte olan sergi birebir. 19. yüzyıl sonlarında Osman Hamdi Bey, Amerikalı arkeologlarla işbirliği halinde Assos'ta ve Nippur'da öncü kazılar yapıyor. Onun Amerikalılarla dostluğu, Osmanlı'nın da ülkeyle ilişkilerini olumlu yönde etkiliyor. 

Borç: Sanılanın aksine Osman Hamdi Bey hayatı boyunca kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çok kez borçlanıyor. Borçlarıyla ilgili tuttuğu ilk evraklar Paris'teki öğrencilik yıllarına dayanıyor. İleri yaşlarında ise borçları aile geçindirmek derdine dayanıyor. 

Cami Kapısı: Sanatçnın cami kapısından manzaralara yer verdiği beş resmi var.. Cami Kapısı adlı 1891 tarihli eseri ise Pennsylvania Üniversitesi'nden Pera Müzesi'ne şu an sürmekte olan sergi için getirildi. 

Çinili Köşk: İlk Türk arkeologu Osman Hamdi Bey, 1899'da İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurmadan önce arkeolojik kazılarda bulunan eserleri koymak için burayı kullanıyor. Müze kurulunca Çinili Köşk de ilk bina olarak kalıyor. 

Derviş: Osman Hamdi Bey'in resminde dervişler geniş yer tutuyor. Doğu dünyasından türbe girişinde bir manzaraya yer verdiği Çocuklar Türbesinde Derviş resminde kendisi derviş kılığında poz veriyor. 

Edhem: Paşa babasının ve oğlunun adı. Osman Hamdi'nin babası Edhem Paşa, Sakız adasında Rum bir yetimken, Kaptan-ı Derya Hüsrev Paşa'ya köle olarak satılıyor. Fakat Paşa'nın Paris'e eğitime gönderdiği dört köleden biri olduktan sonra hayatı değişiyor ve Osmanlı diplomatı oluyor. Osman Hamdi'nin hayatındaki ikinci Edhem ise ilk ve tek oğlu. O da müzecilik ve arkeolojiyle ilgileniyor. 

Fes ve Ferace: Bu iki giysi, Osman Hamdi Bey için önemli. Fesli Çocuk gibi kimi resimlerinde ise fes başrole geçebiliyor.Feraceli Kadınlar gibi tabloları bulunan Osman Hamdi Bey, çoğu kez kadınları bu elbisenin içinde resmediyor. 

Gizli imza: Osman Hamdi Bey'in Okuyan Genç Emir, Çocuklar Türbesinde Derviş gibi pek çok tablosunda gizli imzası yer alıyor. Bu imzasını kimi zaman bir duvara kimi zaman kitap aralarına gömüyor. 

Harem: Osman Hamdi Bey sık sık tablolarında doğrudan harem tasvirleri yapıyor ya da İki Müzisyen Kız'da olduğu gibi haremde geçen bir sahneyi anlatıyor. Kadınlar içinse öyle pek kapalı haremler düşünmüyor. Zira babasına gençliğindeyazdığı bir mektupta, "Evlilikte güzel hatlı bir burundan, kalp şeklinde dudaklardan zarif bir şekilde elbisemin eteğinin öpülmesinden veya bir fincan kahve getirilmesinden bambaşka bir şey ararım," diyor. 

İstanbul: 1842'de İstanbul'da doğan ve 1910'da hayatını yine bu şehirde kaybeden Osman Hamdi'nin hayatının büyük bölümü burada geçiyor. Şehre en büyük katkısını bugün hala en çok ziyaret edilen yerlerden olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ni ve günümüzde Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i'ni kurarak sağlamış. 

Jön Türkler: Osman Hamdi, 2. Abdülhamid devrinin muhalifleri Jön Türkler'le yakın ilişki içinde. Ancak onlardan yaşça bir kuşak kadar büyük olan Osman Hamdi bu ilişkiyi diplomat konumunu koruyarak dengeli bir biçimde sürdürüyor. Ölümünden sonra Servet-i Fünun'da çıkan bir fotoğrafında 1908 Jön Türk İhtilali sonrasında Eskişehir'de kutlama yaptığı görülüyor. 

Kaplumbağa Terbiyecisi: Osman Hamdi Bey'in 1906 ve 1907'de yaptığı iki tablosunun adı. 2004'te 1906 versiyonu, Pera Müzesi tarafından o güne kadarki en yüksek fiyata, 5 trilyon liraya satın alınması eserin sanatçının en ünlü çalışması olmasına katkıda bulunuyor. Osman Hamdi'nin tabloda Osmanlı'dan değil, bir Japon minyatüründen ilham aldığı biliniyor. Zira Osman Hamdi Bey, resmin yapılışından 37 yıl önce babasına yazdığı bir mektupta tıpkı Kaplumbağa Terbiyecisi'ne benzeyen bir Japon gravürünü anlatıyor. 

Lahit: Osman Hamdi Bey'in hayatında belki en önemli sözcüklerden biri. Çünkü 1887'de İskenderiye Lahitleri'ni buluyor. Bu lahitlerin bulunduğu Arkeoloji Müzesi de 1891'de ziyarete açılıyor. 

MarIe Palyart: Osman Hamdi'nin ikinci eşi. Daha sonra Naile ismini de alan Marie ile Osman Hamdi Bey'in üç çocukları oluyor. 1879'da başlayan ilişkileri ömür boyu sürüyor. 

Nazlı: Osman Hamdi Bey'in en küçük çocuğu Nazlı Hanım, 1893'te doğmuş. Babası onun sık sık portrelerini yaparmış. 

Oryantalizm: Osman Hamdi Bey'in özellikle figürlü resimleri, Jean-Leon Gerome, Rudolf Ernst gibi önde gelen batılı oryantalist ressamların eserleriyle benzeşiyor. Ancak Osman Hamdi Bey oryantalizme, Doğu gözüyle yeni bir bakış getiriyor. Diğer ressamlardakinin aksine resimlerinde şiddet, erotizm gibi unsurlara yer vermiyor. 

Paris: Şehre hukuk eğitimi görmeye giden Osman Hamdi burada resimle tanışıyor. Paris'ten ayrıldığında ise çoktan bir eseri 1867 Dünya Resim Sergisi'nde diğeri Paris Salonu'nda sergilenmiş oluyor. Paris'in bir önemi de Agarithe adlı ilk eşiyle burada tanışması. 

Rudolf Rindau: Osman Hamdi Bey'in Alman dostu. 1896 yılında yayımladığı Bir Osmanlının Hikayeleri adlı kitabında, Osman Hamdi Bey'in kendisine anlattığı hikayeleri derliyor. 

Sanat: Sanatta Batı'ya Açılış ve Osman Hamdi (1971) adlı kitap o güne kadar arkeolog ve müzeci kimliğiyle değerlendirilen ressam kimliği yok sayılan Osman Hamdi Bey'in bu yönünün dikkat çekmesini sağlıyor. Mustafa Cezar'ın kaleme aldığı kitaptan sonra daha çok ressam kimliğiyle ele alınıyor. 

Tiyatro: Osman Hamdi, 1872'de biri Türkçe, diğeri Fransızca iki oyun yazıyor. Komedi türündeki oyunlar, Osmanlı Tiyatrosu ve Fransız Tiyatrosu'nda da sahnelenmiş. 

Unvan: Osman Hamdi Bey'in unvanları çok. Sanatçı yaşamı boyunca Legion d'honneur, birinci dereceden Mecidi ve Osmanî nişanlarıyla, Avrupa ve Amerika'daki üniversitelerinin fahri doktorluk ünvanlarıyla, pek çok madalya ve ödülle onurlandırılmış. 

Viyana: 1873'te yapılan Viyana Sergisi'nde Osmanlı bölümünü hazırlıyor. 420 mükafat madalyasıyla yurda dönüyor. 

Yaradılış: Osman Hamdi Bey'in Mihrap olarak bilinen tablosunun diğer adı. Mihrabın önünde, bir yığın kitabın üzerindeki bir koltukta oturan sarı giysili bir kadını tasvir ettiği tablo, kitapların Kur'an'a benzemesi sebebiyle sanat tarihçileri tarafından 'çok cesur' olarak değerlendiriliyor. 

Zeybek: Ege bölgesindeki Türkmen veya yörük kökenli yiğit erkek figürü Osman Hamdi Bey'i etkilemiş. Pusuda Zeybek, Zeybeğin Ölümü, Tavla Oynayan Zeybekler gibi tabloları bulunuyor.

SABAH GAZ.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum