Yunus'un sinema yolculuğu

AYHAN HÜLAGÜ 12 Ocak 2014 Aşkın Sesi Yunus Emre gösterimde. Yunus’un İlahi aşkı arayış sürecine odaklanan film, seyirciyi 14. yy’ın buhranlı günlerine götürüyor. Sinemamızda çekilen ilk film değil bu. Yunus, farklı yönetmenler tarafından pek de farklı olmayan yorumlarla sinemaya aktarıld

Yunus'un sinema yolculuğu
12 Ocak 2014 - 13:57

Yunus’un beyazperdede göründüğü ilk yıl: 1973. Sinemamızda tarihi filmlere ilginin bir hayli fazla olduğu dönem...Fikret Hakan, Pir Sultan Abdal rolüne bürünmüş; Atıf Yılmaz, Gönüller Sultanı Mevlânâ’yla ilahi aşkı; Tunç Başaran, kadınlarla şarap âlemi düzenleyen maskeli Hayyam ile bir prensesin masalı üzerinden Ömer Hayyam’ın hayatını anlatmaya soyunmuştu. Dönem rüzgârına kayıtsız kalmayan Özdemir Birsel (Salah Birsel’in yeğeni), Yunus Emre’nin hikâyesiyle bu yelpazeye yeni bir renk kattı.

Gönüller Fatihi Yunus Emre, büyük ozanın yaşadığı döneme götürdü seyirciyi: “Moğol istilası altındaki Anadolu’da halk açlıktan kırılmaktadır. Köyün ileri gelenleri Hacı Bektaş-ı Veli’ye gidip buğday istemesi için Yunus’u seçer. Huzura çıkan Yunus, ‘Buğday yerine nefes verelim’ teklifi alır. Bu ona hakikati aramanın yolunu açar. Yolu Taptuk Emre’nin dergâhına düşer ve çile yılları başlar. Pişer, ilahi aşkla kavrulur.” Başrolde Ses dergisinin artist yarışmalarından sinemaya zıplayan Hakan Balamir yer alırken; diğer oyuncular, Yeşilçam’ın emektarları Ali Şen, Müfit Kiper, Şükriye Atav, Süheyl Eğriboz…

Gönüller Fatihi, Yunus Emre’nin kitaplarda yer alan hikâyesinin ete kemiğe bürünmüş hali. Taptuk Emre’nin dergâhına gidişini, çile çekişini, şairliğinin olgunlaşma sürecini kronolojik şekilde anlatıyor. Yüzeysel, sinema dili oluşturmadan… 10 günde film çekildiği bir dönemde, 6,5 ay emek verilen Gönüller Fatihi’nde, düşük bütçesinden dolayı pek fazla dış mekân çekimi yok. Olanlar da dağda, bayırda… Kardeş filmlerde olduğu gibi kostümler, birkaç dekorla kotarılmaya çalışılmış.

Yunus ile ilgili farklı rivayetlerde bulunulur. Taptuk Emre’nin kızına gönlü kaydığı, şiirlerinin bir kısmını yaktığı vb. Hikâyede rivayetlerin bir kısmı işlenmiş: Yunus, dergâha katıldığında aynı adı taşıyan başka biri daha vardır. Taptuk Emre, isimler karışmasın diye ona Emre ismini verir. Sebebini sonrasında kızı Bacım Sultan’dan öğreniriz: “Babam, yerine geçecek kişiye ismini verdi.” Bacım Sultan önceleri başka bir yiğitle görüşmektedir, sonraları gönlü Yunus’a kayar… Kalp gözü açık Yunus, mezardaki ölüleri bile görmeye başlayan biri olarak resmediliyor… Son ayrıntı: Filmin yarısına kadar Tanrı diyen Yunus, sonrasında Allah demeye başlıyor. Yeşilçam’da serkeş baba rolleriyle hafızalara kazınan İhsan Yüce’nin senaryosunu yazdığı filmde Yunus’un şiirlerine bir hayli yer veriliyor.

‘Dünyaca ünlü’ yönetmenden…

İkinci film yine aynı yıl içerisinde çekilen Yunus Emre Destanı. Yönetmen koltuğunda sinemamızın dünyaca ünlü yönetmeni Çetin İnanç var. Bilim kurgu çekmek hedefiyle yola çıkan, teknik yetersizlikler nedeni ve Cüneyt Arkın’ın sıra dışı performansıyla ‘dünyanın en kötü filmleri’ listesinde üst sıralarda bulunan Dünyayı Kurtaran Adam’ın yönetmeni… Yeşilçam’ın seri üretime geçtiği dönemde yılda üç-dört film çeken, el çabukluğuyla ün salan İnanç’ın filmi ortalıklarda yok. İki yüze yakın filmi arasında kaybolup gitti. Kimsenin merak edip yönetmeninden değer görmeyen filmin peşine düşmemesini yadırgamamak gerek. Agah Özgüç’ün sinema ansiklopedisinde yer alan oyuncu listesi şöyle: İhsan Baysal, Defne Dilek, Reha Yurdakul, Asuman Arsan.

Müstehcen filmlerden Yunus’a

Üçüncü filmin çekildiği yıl: 1986. Anayurt Oteli’yle sinemamıza ilk karakterin (Zeberced) dâhil olduğu, Yavuz Turgul’un Muhsin Bey’iyle tanıştığımız yıl... Sinemamızın müstehcen film furyasının patladığı dönemde üst üste erotik filmler çeken, darbe sonrası sulu komedilere (Gazino Bülbülü, Beleşçiler) yönelen Engin Temizer, adeta günah çıkarmak için Yunus Emre filmi çekti. Başrol Talat Bulut’un. Kaosun egemen olduğu dönemde dünyaya gözünü açan Yunus’un hikâyesinde öne çıkan ayrıntılar: “Dergâha dâhil olan Yunus, gönlünü kaptırdığı Taptuk Emre’nin kızıyla evlenir. İçindeki boşluğu dolduramayınca yollara düşer, gerçek aşkı arar. Nefes ile buğday ikilemini çözdükten sonra kendi dergâhını kurar, gönül yapmaya devam eder.” Yunus Emre, klasik TRT filmlerinden… Filmi bugünlere taşıyan oyuncu performansları, sinematografik kalite değil, hikâye. Yunus’un kendisi… Afişte şu ayrıntılar var. Senaristlerden biri Ömer Lütfi Akad. Yapımcılardan biri ise her daim seyircinin ruhuna göre projeler üreten ve başarıya ulaşan sinemamızın kara kutusu Türker İnanoğlu. 

zaman gaz. pazar eki

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum