Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

Suriye’yi Fetheden Türkler

14 Mart 2018 - 09:15 - Güncelleme: 14 Mart 2018 - 13:42

~~Suriye’yi Fetheden Türkler
Bugünlerde Türk Ordusu Suriye’de yoğun bir harekât yapmaktadır, fakat bu durum,  bizim buralarda yaptığımız ilk mücadele, ilk tanışıklığımız değildir. Yaklaşık 950 sene önce Suriye topraklarında Suriye Selçukluları ismiyle bir Türk Devleti kurulmuştu.
Selçuklular 1040 yılında kazandıkları Dandanakan muharebesiyle Horasan yöresinde güçlü ve idealleri olan bir devletin temellerini attılar. “ Türk ve dünya tarihi bakımından çok önemli sonuçlar çıkaran bu zaferden sonra Selçuklular, Merv kentinde topladıkları Büyük Kurultay’da, Türklerin çok eski zamanlardan beri sahip oldukları “ Dünya Hâkimiyeti Ülküsü”  uyarınca gerek doğuda gerek batıda büyük fetihlere girmeye kararlaştırdılar.”(1)


Suriye’de çok sayıda küçük emirlik ve beylikler mevcuttu. Bunlar, etrafındaki güçlü olan bey veya devletlere tâbi oluyorlardı. Suriye’de ilk Türk varlığı 9. yüzyılda Tolunoğulları’nın bölgeye yerleşmesiyle başladı. Türk boylarının yoğun göçleri on birinci asırda artış gösterdi. Fakat henüz bölgede hâkimiyet kurulmamıştı. 1069 yılında Selçuklu Devletine bağlı Türkmen beyleri Suriye’ye gelerek yerleştiler. Daha sonra bu beylerden Atsız Uvakoğlu ( Harzem devleti kurucularından Atsız ile karıştırılmamalıdır.), Şam’ı ele geçirdi,  Suriye’yi fethederek hâkimiyeti sağladı. Atsız Bey, aynı zamanda zengin bir ülke olan Mısır Fatımi devletini de ele geçirmek için sefer düzenledi(1077).  Fakat başarılı olamadı hatta kendisinin öldüğü sanıldı. Selçuklu Sultanı Melikşah,  Türkmen Beyi Tutuş’u fetihlere devam etmesi, Mısır ve Afrika’yı ele geçirmesi için görevlendirdi.


Tutuş Bey, büyük Türk Sultanı Alparslan’ın oğlu ve Melikşah’ın kardeşidir. 1079 tarihinde Dımaşk-Şam ‘ı alarak bölgede hâkimiyeti sağladı ve Suriye Selçuklu Devletini kurdu.” Sert mizacı ve zaman zaman müsamahasız tutumu Tutuş Bey’i diğer Selçuklu Beylerinin ve halkın desteğinden mahrum bırakmış, büyük Selçuklu emirleri ve komutanlarıyla ayrı düşmüştür. Emîrlerin çıkarcı politikaları da onun başarısızlığının sebeplerindendir. Tacüddevle Tutuş Bey, Suriye, Filistin, Diyarbekir, el-Cezîre ve Azerbaycan’da hâkimiyet kurduktan sonra huzuru sağlamak için büyük gayret göstermiş, hem zirai üretimi arttırmak hem ticarî faaliyetleri geliştirmek için çalışmış, imar işleriyle ilgilenmiştir.”
   
Suriye’de Türk varlığı yirminci yüzyılda Osmanlının çekilişinden sonra zor şartlarda yaşadı.  Hatta bin senedir devamlılığı olan bir millet yok sayıldı, varlıkları anca yüzde bir ile ifade edildi, asimile ve baskılar uygulandı. Hâlbuki yıkım ve göçlerden önceki Suriye’de yirmi milyon civarı olan nüfus içinde iki-üç milyon civarı Türk olduğu kabul edilmekte hatta akraba Türk topluluklar ile bu sayı altı- yedi milyona kadar çıkabileceği varsayılmaktadır.


Suriye’deki varlığımız orada ne de son tanışıklığımız olacaktır.  11. Yüzyılda yalınız Suriye Selçuklu devleti kurulmadı, çepçevre topraklarda Irak Selçuklu ile Türkiye-Anadolu Selçuklu Devletleri de kuruldu, Filistin bölgesi alındı. O diyarlarda, Büyük Selçuklu sultanları adına hutbeler okundu, imar faaliyetlerinde bulunuldu, binlerce seneyle Türk toprakları olarak varlıklarını sürdürdüler. Bugüne bakıp eski diyarlarımızla olan bağlarımızı unutmadan, büyük bir medeniyetin varisleri olanlar, övünme kolaylığına kaçmadan, önce gerçek bir tarih şuuruna sahip olmalıdırlar.
Celil Altınbilek                                                                    13.03.2018     

1-Ali Sevim Ünlü Selçuklu Komutanları TTK. 1990 s.1