Türk ülkeleri işbirliği yolunda cesur adımlar atıyor

Özbekistan "Kalkınma stratejisi" merkezi bölüm başkanı Avazbek KHOLBEKOV Türk devletleri teşkilatının çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu

Türk ülkeleri işbirliği yolunda cesur adımlar atıyor
09 Kasım 2022 - 18:43 - Güncelleme: 09 Kasım 2022 - 19:14
Türk ülkeleri işbirliği yolunda cesur adımlar atıyor

"Kalkınma stratejisi" merkezi bölüm başkanı Avazbek KHOLBEKOV 


Türk Devletleri Örgütü'nün ilk zirvesi bu yıl 11 Kasım'da Semerkant'ta yapılacak. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Özbekistan örgütün üyeleridir. Macaristan ve Türkmenistan gözlemci statüsündedir.

Geçen yıl 12 Kasım'da Türkiye'de düzenlenen 8. zirvede, ticaret, yatırımlar, "yeşil" ekonomi, dijital teknolojiler, ulaşım ve iletişim, eğitim ve kültür alanlarında çok taraflı ilişkilerin kapsamlı bir şekilde genişletilmesi ve güçlendirilmesi konuları ele alındı.
Aynı prestijli etkinlikte, Cumhurbaşkanı Shavkat Mirziyoyev'in Özbekistan Türk Konseyi'nin adının Türk Devletleri Örgütü olarak değiştirilmesini ve örgütte Türkmenistan'a gözlemci statüsü verilmesine ilişkin tarihi kararları desteklemeyi önerdiğini belirtmek gerekir.
Günümüzde dünyada yaşanan yoğun süreçler, gıda güvenliği, iklim değişikliği ve ekolojik sorunlar, sadece örgüte üye devletlere değil, dünya toplumunun önüne yeni görevler koymaktadır. Bu bağlamda Özbekistan, ülkelerin işbirliğini ve örgütlenmesini güçlendirmeye yönelik girişimleri teşvik etmektedir.
Devlet başkanı geçen yılki zirvede yaptığı konuşmada, iklim değişikliğinin neden olduğu sorunlara, örgüte üye ülkeler üzerindeki etkisini hafifletmesine ve Aral Gölü'nün kurumasına da değindi. Bu bağlamda, Shavkat Mirizyoyev, çevre felaketlerinin olumsuz sonuçlarını azaltmak ve önlemek için Türk ülkelerinin BM ile işbirliği içinde bir çevre koruma yapısı oluşturma ve karargahını ilçelerden birine yerleştirme fikrini ortaya koydu. Çevre trajedisinden en çok etkilenen Aral bölgesi.
Son 5 yılda, Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilen ve belirli amaç ve görevleri içeren kararnameler ve kararlar, onaylanmış programlar ve tedbirler sonucunda Karakalpakistan Cumhuriyeti'nde büyük başarılar elde edildiğini vurgulamak gerekir.
Özellikle Aral Gölü'nün kuru dibinde 1.600.000 hektardan fazla bir alana çöl bitkileri dikiliyor ve yeşil örtü yapılıyor. Ayrıca Aral Körfezi bölgesi BM Genel Kurulu tarafından "Ekolojik Yenilikler ve Teknolojiler Bölgesi" olarak ilan edildi.
Aral Gölü'nün uluslararası öneme sahip bir bölge olarak tanınması, bölgedeki mevcut çevresel, ekonomik ve sosyal sorunların çözümünde önemli rol oynamaktadır. Şu anda Aral Gölü'nün trajedisi, denizin yok olması burada yaşayan milyonlarca insanın hayatını etkiliyor. Bu sorun uluslararası bir sorun olarak kabul edilmiştir. Elbette Aral Gölü halkının müreffeh, huzurlu ve bozulmamış bir yaşam hakkı vardır. Bu, bölgesel devletler de dahil olmak üzere tüm ilgili tarafların güçlerini ve yeteneklerini birleştirmeye hizmet eder.
Özbekistan bugüne kadar çevre koruma alanında on bir uluslararası sözleşmeye, anlaşmaya ve yedi çok taraflı uluslararası anlaşmaya katılmıştır. Özellikle Paris Anlaşmasını onaylayan bir taraf olarak 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 2010 yılına göre %10 oranında azaltmayı taahhüt etmiştir. Buna dayanarak, devlet programının ilgili maddesi uyarınca, Özbekistan'ın Paris Anlaşması'na katılımıyla bağlantılı olarak "yeşil ekonomiye" geçiş için bir devlet stratejisi geliştirilmiştir. Bu doğrultuda ülkede çevre dostu ve ekonomik teknolojilerin tanıtılmasına yönelik bir takım projeler hayata geçirilmektedir.
Sanayi işletmelerinin faaliyetlerinin olumsuz etkisi, çeşitli endüstriyel ve evsel atıklarla toprak kirliliği ve hava kirliliği sorunlarının devam ettiği belirtilmelidir.
Ayrıca, son yıllarda ekonomik ve finansal istikrar, sürekli izleme, revizyon ve ortadan kaldırılması gereken birçok sorunla karşı karşıya kalmıştır.
Özellikle, nüfus artışı genellikle antropojenik baskıda bir artışa yol açar. Mevcut aşamada, "yeşil" bir ekonomiye geçiş, doğal kaynakları korumayı ve çevre üzerindeki insan yapımı yükü azaltmayı amaçlayan ekonomi politikasının önemli bir yönüdür.
Aynı zamanda, yeni teknolojilerin geliştirilmesi, enerji üretimi ve doğal kaynakların verimli kullanımı ekonomik büyümenin etkili motorlarıdır ve ekonomik kalkınma için çevresel yenilikler gereklidir.
Özbekistan'da 2019-2030'da "yeşil" ekonomiye geçiş kavramının bir takım görevleri içerdiği belirtilmelidir. Özellikle enerji verimliliği endeksinin iki katına çıkarılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha da geliştirilmesi, nüfusa ve ekonomik sektörlere modern, ucuz ve güvenilir enerji sağlanması planlanmaktadır. Ayrıca sanayi işletmelerinin altyapısının modernize edilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi ve bu ekolojik temiz enerjinin toplam enerji üretimindeki payının %12'ye çıkarılması planlanmaktadır.
Aynı zamanda, önemli görevlerden biri de "yeşil" teknolojilerin tanıtılması için kurumsal temelin geliştirilmesi, "yeşil" ekonomi ilkelerinin eğitim ve bilime entegrasyonudur.
Ekolojik güvenliğin sağlanması ve “yeşil” bir ekonomiye geçişin temel koşulları arasında uluslararası işbirliği ve çabaların birleştirilmesinin yer aldığı belirtilmelidir. Küresel çevre sorunlarının çözümü için yasal ve kurumsal temel oluşturan çok taraflı çevre anlaşmaları, ekonomik faaliyetlerin yeşillendirilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Bu nedenle, bu konuda önerilen girişim, uluslararası işbirliğini genişletmeye ve buna bağlı olarak çevre güvenliğini sağlamaya ve yenilikçi "yeşil" ekonomi projelerini uygulamaya hizmet ediyor.
Sonuç olarak, Özbekistan'ın yakın gelecekte yapılacak Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinde etkinliğini daha da göstereceğini söyleyebiliriz. Çünkü Özbekistan'ın örgütün ilk zirvesini yeni bir isimle yapmayı teklif etmesi elbette boşuna değil.
İlk yayın yeri: https://strategy.uz/index.php?news=1626


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum