tasvir-i aşk...: Tahsin Gündoğan

Şair’in dediği gibi aslında, bir insanı sevmekle başlar her şey…

Aşk kelimesi neye göre, kimin tercihiyle, icadıyla artık her ne denmesi gerekirse bulunmuştur da bu kadar güzel tanımlamıştır bu kalbin teklemekte olduğu durumu… Gerçekten birkaç kelimeye  sığabilir mi acaba aşkın tanımı? Bu kadar kısa bi’ şekilde ya da cümlelere sığdırabilir miyiz acaba aşk denilen olguyu?  Ve ya bize aşkın tanımını yap deseler nasıl anlatabiliriz acaba?  ya da anlatabilir miyiz?  Bugüne kadar dinlediğimiz Leyla ile mecnun’a, Ferhat ile şirin’e, Tahir ile Zühre gibi yaşanmış olan aşklara biraz olsun ayıp etmiş olmaz mıyız acaba bu kadar kısa şekilde anlatmaya çalışarak aşk’ ı? Bugüne kadar söylenmiş olan her şey söylenmiştir belki de ama gerçekte bi’ tanımı var mıdır? Aşk nedir?  Mevlana’ya göre; aşk’a uçamazsan kanat neye yarar… Mecnun’ a göre ‘Bu muydu senin aşık olduğun Leyla dediklerinde, ''siz onu bir de benim gözümle görün” diyebilmesidir… Aşk insanı yakar, çöllere düşürür, kendi benliğini yitirmesine sebep olur çoğu zaman, sayfalar dolusu kitaplar yazılır da aşk ile ilgili yine de gerçek anlamda ne demek olduğunu kimse açıklayamaz…

Bi’ kez aşk’ a düşmeyegör… Tüm kelimeler kifayetsiz kalır bu durum karşısında, aşk’a düşmeyen biri nereden bilir aşkı anlatmayı, ağzından her bir çıkan kelime utanır sonra… Sımsıkı bi’ şekilde sarılmak ister insan ama bununla da yetinmez çoğu zaman… Bazen zamanın durmasını ister o an için, dursun ve hiç geçmesin, hep o an kalsın ister. Birileri  neyin var dediklerinde tarif edemez, kelimelere dökemez, dökebilsen bile en sonunda sen nerden bileceksin dedirtir adama… Bir Teoman şarkısındaki gibi “bir şey sevmeye değerse, ölmeye de değer mi?”  sorusuna cevap aramaya iter çoğu zamanda aslında :) her zaman dinlenilen bi’ şarkı vardır daha güzel gelmeye başlar kulağına ya da her şarkıya birer anlam yüklemeye başlar insan her seferinde…  Aslında şarkıların ayrı bi’ güzelliğinin olduğunun farkına varır… Özledim demez mesela, o an kalkıp görmeye gider… Gerçekten tarif edilemeyecek olan büyük  bi’ heyecandır aşk… Gerçekte her şeye bi’ lafı, sözü cevabı vardır insanın ama kalbine çoğu zaman söyleyecek sözü olmaz. Aşk, kalple beyinin anlaşamadığı tek noktadır belki de… Çoğu kalbi yakmıştır ama yine de vazgeçirememiştir. Nice insana şiirler yazdırmıştır aşk… Tek bi’ tanımı olmamıştır hiç bi’ zaman. Herkes kendi hissettiği şekilde, kendine göre açıklamaya çalışmıştır aşk’ ı… Adını duyunca çoğu zaman kalbin çarpar, yerinden çıkıp önüne düşecek gibi hissedersin ama çıkmaz, bayılırsın, geberirsin belki de ama karşısındaki bi’ şey hissetmez… Kimsenin sözüne aldırmazsın, kimseyi dinlememektir aşk… Sabah uyandığında telefonuna gelen bi’ günaydın mesajıdır en basit haliyle…

Ama bazen de ne yaparsan yap olmaz… Bi’ insana, bi’ varlığa, herhangi bi’ şeye aşık olmayı her yürek kaldıramaz, bu yüzden de cesaret edemez çoğu yürek yeni bi’ aşka başlamaya…

Lafı Hayyam’ ın dörtlüğüne bırakmak gerekirse eğer;

Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol.
Her istediğini onda ara, onda bul;
Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe,
Koy canını ortaya, soyulursan soyul…