Küresel bağlantılar

Önce, yaklaşık iki yıldır atılan işaret fişeklerine bir göz atalım:

5 Ocak 2012'de Milliyet'te yayınlanan Reuters kaynaklı haberde 'ABD Halkbank'a İran baskısı yapabilir' deniliyordu.

Yine Reuters'in 15 Şubat 2013'teki 'Halkbank Analizi'nde şu satırlar okunuyordu:

'Amerikan yetkilileri, Türkiye'nin İran'a artan altın ihracatını, nükleer programı nedeniyle büyük ölçüde küresel finans sisteminin dışına itilen Tahran'a mali destek sağladığı gerekçesiyle endişe verici bulduklarını belirtiyorlar...'

Rothschild Ailesi'nin himayesiyle kurulmuş olan ve İstanbul baronlarının da pek sevdiği İngiliz haber ajansı Reuters'tan söz ediyoruz!

Bitmedi...

Hürriyet'in Washington temsilcisi Tolga Tanış 21 Nisan 2013 tarihli haberinde 'ABD'li vekiller Halkbank'a yaptırım istedi' diyordu:

'Amerikan Kongresi'nin Temsilciler Meclisi kanadında, nükleer programından dolayı İran'a ABD tarafından uygulanan yaptırımlara rağmen Türkiye'nin Halkbank üzerinden İran'a ticareti artırdığı iddiasıyla Türkiye aleyhine bir imza kampanyası başlatıldı. (...)

Washington'ın en güçlü lobi örgütlerinden İsrail yanlısı AIPAC'ın ön ayak olmasıyla yürütülen kampanyaya 47 milletvekili destek verdi. Hem Dışişleri Bakanı John Kerry hem de Hazine Bakanı Jack Lew'a gönderilen mektupta 'Sizden Halkbank'ın İran'a altın transfer edilmesi işlemlerini yaptırıma tabii faaliyet olarak ele almanızı istiyoruz' denildi...'

Türkçesi?

Nükleer Çifte Standard'ın 'şahane' tandemi ABD ve İsrail, İran'a yönelik haksız yaptırımlara kulak asmadığı için Ankara'ya hareket çekmek üzere Halkbank'a ateş açmaya hazırlanmışlardı!

(ABD-İran arasında nükleer silah sorununda son dönemde imzalanan ve mali ambargonun yumuşamasını getiren anlaşma için ayrıca bir 'çifte standartlar enstitüsü' kurmamız gerekiyor!)

*

1951 yılında kurulan American Israel Public Affairs Committee (AIPAC) İsrail devletinin ABD ile ilişkilerini düzenleyen bir örgüttür.

AIPAC, İsrail-ABD ticari ilişkilerinin İsrail'in lehine olacak şekilde geliştirilmesinde, ortak askeri programların gerçekleştirilmesinde büyük ölçüde etkilidir. ABD'nin İsrail'e yaptığı yardımlar 1985 sonrasında AIPAC örgütünün tesiriyle karşılıksız hale gelmiştir.

AIPAC ve 'ADL of Bnai Brith' gibi İsrail'in candan destekçisi örgütler, ABD Kongre üyeleri üzerinde 'adam adama markaj' uygularlar...

Mesela, Arap ülkelerine sempatiyle bakan veya İsrail'i eleştiren Kongre üyelerini hedef tahtasına oturturlar!

*

WINEP de (Washington Institute for Near East Policy) İsrail ve ABD'nin Ortadoğu'daki bilumum operasyonlarına politik destek sağlamak amacıyla kurulmuştur.

İsrail devletinin cansiperane destekçisidir...

Neo-Conların güdümündedir.

ABD'nin eski Savunma Bakan Yardımcısı ve İstanbul baronlarının kankası olan Paul Wolfowitz 2001'de WINEP'te Kemal Derviş'le yakınlıklarını anlatırken onun 'Pek iyi bir memur olduğunu' ilan etmişti. Gayrımeşru Irak Savaşı'nın mimarlarından olan Wolfowitz İstanbul'a geldiğinde Koch Ailesi tarafından ağırlanır!

*

12 Şubat 2013'te 'Kod Adı İstanbul İsyanı' adıyla kirli planların masaya yatırıldığı 'Gezi'ye Hazırlık!' toplantısı AEI'da (American Enterprise Institute) icra edilmişti. AEI da aynen WINEP gibi AIPAC'ın güdümündeki bir yapıdır.

'Amerika'daki İsrail' diye tanımlanabilecek bir diğer örgüt de JINSA'dır! (Jewish Institute for National Security Affairs)

JINSA, 1999 yılında Çevik Bir'e özel bir ödül vermişti! Ödül töreninde konuşan JINSA Danışma Kurulu Başkanı şöyle diyordu:

'Bugün Türkiye eğer laik ve istikrarlı bir ülke ise bunu Çevik Bir'e ve birkaç kişinin vizyonuna borçludur'

Aralarında Pentagon'un danışmanları, Kongre üyeleri, üst düzey bürokratlar bulunan JINSA'nın yöneticileri 28 Haziran 2001'de Küçükçamlıca'da verilen 'çok özel' bir davette ağırlanmışlardı...

Dönemin ABD İstanbul Başkonsolosu ile İsrail Başkonsolosu da o yemekteydi...

İshak Alaton ve Çevik Bir de oradaydı!

Çevik Bir, 28 Şubat MGK'sından bir hafta önce Washington'da dönemin CIA Başkanı George Tenet ile gizlice bir araya gelmiştir.

Bu arada JINSA yetkilileri ile de buluşmuştu.

*

Hangi Çevik Bir bu? 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanmadan hemen önce Terör Devleti İsrail'e sığınma talebinde bulunmuş olan Çevik Bir!

Aslında Halkbank'ı hedef almış olan 17 Aralık Operasyonu ile Çevik Bir'in 28 Şubat Davası'ndan tahliyesi birbiri ardına geldi:

İşte size 'şahane bir tesadüf' daha!

Kaynak: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/TamerKorkmaz/kuresel-baglantilar/44661