Sürgünü yaşamış son Osmanlı

TRT yeni bir belgesel hazırlığında. Kerime Şenyücel'in yönettiği Sürgünün Son Tanığı adlı belgesel 1924'te İstanbul'dan sürülen Osmanlı Hanedanı'na mensup Bilûn Alpan'ın hikayesini anlatıyor

Sürgünü yaşamış son Osmanlı
27 Aralık 2015 - 21:30

3 Mart 1924 günü Meclis, siyasi bir kurum olduğu gerekçesiyle Hilafet'i ilga ederken bir karar daha aldı: Osmanlı Ailesi'nin kadın erkek bütün fertlerinin Türkiye Cumhuriyeti hudutları içinde oturmaları sonsuza dek yasaklandı, aile mensupları Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Osmanlılar pasaportsuz ve yurtsuz kalmışlardı. Acılı bir yolculuk başladı. İki hafta sonra Türkiye'de, Osmanlı Hanedanı'ndan hiç kimse kalmamıştı. Sürgünde yokluk, özlem ve acı dolu günler yaşadılar. İçlerinde daima bir gün geri dönme ümidi, başuçlarında bir avuç vatan toprağı vardı. 2005 yılında sürgüne bizzat tanık olmuş hanedan üyelerinin anlattıklarını bir belgesele ardından da kitaba dönüştüren yönetmen Kerime Şenyücel 600 yıllık imparatorluğun varisleri, hanedanın sürgünde yaşadıkları, bilinmeyen yılları anlattı. Osmanlı Hanedanı'nın sürgün günlerini yaşayan son mensupları o tarihte beş kişiydi. Geçen yıllar içinde birer birer vefat ettiler. Bugün sürgünü bizzat yaşmış tek bir kişi hayatta. O kişi 1. Abdülmecid'in torunu Şehzade İbrahim Tevfik Efendi'nin kızı olan Fatma Zehra Sultan'ın kızı Bilun Hanım Sultan. 97 yaşındaki Bilûn Alpan, Beyrut'da yaşıyor. 1918'de İstanbul'da doğan Bilûn Alpan sürülünceye kadar Yıldız Sarayı'nda yaşamış. 1924 Mart'ında, henüz altı yaşında bir çocuk iken sürgün edilmiş. Yıldız Sarayı'ndaki hatıralarından ve ailesinden hasretle bahseden Alpan sürgüne gidişleri hakkında "İyi bir hatıra değildi" diyor: "Herkes ağlıyor. Mesela büyükbabamın annesi, büyükannem... Ailemiz... Hepsi ağlıyorlardı. Bana da 'Herkes nezle olmuş' diyorlar. İnanmış gibi yapıyorum." Ailesi sürgün sonrası önce Avrupa'ya gitmiş. Sonra tüm hayatlarını geçirdikleri Ortadoğu'ya gelmiş. Önce Filistin sonra Lübnan'a... Bilûn Hanım Sultan 1940'ta Kudüs'te Hasan Jarallah ile evlenmiş. 1942'de tek kızı Nahide doğmuş. 1948'de boşanan Alpan bugün hâlâ Beyrut'ta kızıyla yaşıyor. Kendisinden on yaş küçük olan kardeşi Yavuz Alpan da hep yanında. Yavuz Alpan şimdi 87 yaşında. Ablasının yanında hâlâ sessiz ve saygılı. Alpan ömrünü Beyrut'ta ve Filistin'de geçirdiği halde doğru dürüst Arapça öğrenmemiş, güzel bir İstanbul Türkçesiyle konuşuyor. Bir yandan Osmanlı geçmişine bağlı ve Türkiye'de hemen hemen hiç yaşamamış olmasına rağmen, Türkçeyi ömrü boyunca inatla kullanmış diğer yandan bakışlarından bile okunan büyük bir kırgınlık var içinde. 1989'da yerleşmek amacıyla Türkiye'ye geldiğinde, Beyrut'taki evi iç savaşta yağmalanmış. Üstelik Türkiye'de de büyük bir hayal kırıklığına uğramış Alpan: "Biraz kızgınım daha doğrusu kırgınım. Hele kızımın meselesinden sonra... 1989'da yerleşmek için gelip İstanbul'da üç sene yaşadık. Kızıma bir gün haber geliyor polisten. Vatandaşlığa geçemezmiş, sebebi yok, karakola gidiyor. Bu haberi alıyor kızım Nahide... Onun üzerine 'Hemen Beyrut'a dönüyoruz. Hemen!' dedim. İşte olan bu... Keşke Türkiye'ye hiç gitmeyeydim. Zarara uğradım oraya gitmekle. Anladınız mı? Zarara uğradım." Hanım Sultan artık mecbur kalmadıkça evinden ayrılmak istemiyor: "Daha önce bir defa Türkiye'den, bir defa da Filistin'den sürüldüm. Artık evimi terk etmek, yeni bir sürgün yaşamak için çok yaşlıyım" diyor. 

ÇEKİMLER BEYRUT VE İSTANBUL'DA YAPILDI
İstanbul'da Yıldız Sarayı ve Sirkeci Garı'nda başlanan çekimlerde, ll.Abdülhamit'in torunları Harun Osmanoğlu ve oğlu Orhan Osmanoğlu ile yapılan röportajların ardından Beyrut'a geçen ekip Bilun Hanım ve ailesinin hayatlarını görüntüledi. Beyrut'taki çekimlerde, Osmanlı hanedanının geçmişten bugüne olan hayatını belgelerle gözler önüne seren ekip, son bir İstanbul çekimi için hazırlanıyor. İstanbul'daki çekimlerde, Bilûn Hanım'ın sürgünden önce, Yıldız Sarayı'nda geçen çocukluğu ile ilgili dramatik sahneler çekilecek.
sabah gaz

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum