ŞEVVAL PINAR GÜLER: KIŞ GÜNLÜĞÜ

Beyaz karların arasından sızan kış güneşi kadar sevdiğim bir hava olayı var mı, bilmiyorum. Meydan okur gibi: tüm soğukluğa, tüm katılığa rağmen sımsıcak bir kol uzanıyor bulutların arasından.

ŞEVVAL PINAR GÜLER: KIŞ GÜNLÜĞÜ
01 Haziran 2013 - 19:14

Beyaz karların arasından sızan kış güneşi kadar sevdiğim bir hava olayı var mı, bilmiyorum. Meydan okur gibi: tüm soğukluğa, tüm katılığa rağmen sımsıcak bir kol uzanıyor bulutların arasından.

                                                        KIŞ GÜNLÜĞÜ

            Beyaz karların arasından sızan kış güneşi kadar sevdiğim bir hava olayı var mı, bilmiyorum. Meydan okur gibi: tüm soğukluğa, tüm katılığa rağmen sımsıcak bir kol uzanıyor bulutların arasından. Bulutlar yandaştır kışa; güneşi gölgeler, yağmur getirir, havayı örter ve karanlıklaştırır. Buna rağmen aydınlıktır kışa örnek olan olmaya çalışan. Botların,

Karlara basan ayağımdaki gıcırtısı kadar samimi bir ses de bulunmaz bana göre. Kuşların cıvıltısı fazla iyimser, yaprakların hışırtısı biraz kibirli gelebilir nedense. Belki de karı, kışı savunmak istediğimdendir bu düşüncem.

          

           Karlı dağlar, kına yakılmış el gibi geleneksel ve bütünsel görünür gözüme. Alaturka olmaktan uzak, çok daha samimi ve bilinçli bir etkinlik gibidir. Soğuk iklimler ve orada yaşayan insanlarla tanışmak onlarla yaşamak farklı bir sevinç oluşturur içimde. Henüz gerçekleştiremediğim bir düşünce aynı zamanda. Manzara dediğin kışa ait olmalı, çok özel bir yeşilden öte bir yerde.

          

Tanışıklığı, karşı koymayı anlatır kış. Ne soğuk, insanı sever ne de insan onu üşüten soğuk havayı. Oysaki kışa ait bir meskenin tablosu asılıyken duvarımızda ya da masaüstü resmimiz iken soğuğun aslında sevilmeyecek kadar itici hiç bir şeyi olmadığını gösterir bize, kışı sevmek. Kar sevmek, yağmura dokunmak… Yağışı tenimizde değil gönlümüzde hissetmek çisil çisil.

          

Belirsizliğe gözlerini yumup körü körüne yürür gibi, uçsuz bucaksız soğuk çöllere düştüm ben hayallerimde. Gitmek istediğim yerlerdeki ilk sıraları soğuk kuşaklar almakta. Verimli Amerika'dan, popüler Fransa'dan önce...

          

İtalya'nın antik kokusu burunlarda tüter.  Hindistan'ın filleri sempati uyandırır. Londra'nın dönme dolabını yakından görme hissi kalbimi dehşetli bir şekilde çarptırır, Etiyopya'da toprak altına inmeyi düşleyebilirim arkeologlarla.  Meksika'da acı soslu cips bulabileceğimi düşünürüm ve o bilindik şapka kafamda, Güney Afrika’da bazı yüzücüler olimpiyatlara hazırlanır.  Avustralya'nın denizelliği ruhumda rutubet olup kabarır tatlı tatlı; beyaz renk hayallerimi süsler, serin esintiler hafifçe uğuldarken kulağımda... Kış, kutlamalar ve bayramlar gibi herkeste aynı anlamla bilinir ama aynı olgularla ifade edilmez. Gözyaşları aynı renk olsa da farklı durumlarda ağlarız ya ona benzer bu da. Baktığımız aynıdır ama gördüklerimiz farklıdır nasılsa.

                                                                        24 /05 / 2013 ŞEVVAL PINAR GÜLER

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum